- 1953 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ZÂTINIZI TENZİH EDERİM
Konumuz tenzih.
Kelimenin ne anlama geldiğini anlatabilmem için birkaç sene öncesinden bir olay anlatayım:
Bir televizyon programında , bizim -göğüsleriyle ünlü- bir şarkıcımız, ( Elbette bayan şarkıcı..Siz hiç göğüsleriyle ünlü erkek şarkıcı gördünüz mü?) Ünlü hocalardan biri ( Cübbeli değil ama ), Yanlış hatırlamıyorsam akademik kariyeri filan olmayan bir sosyolog. Tabii ki ‘’Akademik kariyeri olmayan sosyolog nasıl oluyor?’’ Diye sormayacaksınız…Sormayacaksınız değil mi?... Doğal olarak bu programın bir de sunucusu var.
Hoca , cinci hocalardan değil ama cin gibi bir hoca. Gözler bayan şarkıcının kalçaları ile göğüsleri arasında med ve cezir yapmaktan şaşı olacak neredeyse. İçinden ‘’ Bu piliçten ne güzel bir tavuk göğsü yapılır , yeme de yanında yat..Yok yok hem ye hem yanında yat ‘’ diye geçirmekte.
Sunucu kameramana ‘’ Lan oğlum bacaklara odaklansana karının yüzüne yapıştın kaldın’’ nazarları fırlatmakta.
Bayan şarkıcı ise çıkaracağı son albüm öncesinde böyle bir beleş reklam imkanı bulmanın sevinciyle frikik, ofsayt, faul, penaltı velhasılı ne kadar kusurlu hareket varsa hepsini birden sergilemekte.
Önce sazı bizim hoca aldı ele…Zaten o sazı ele aldıktan sonra da artık şarkıcı ve sunucu bir daha neredeyse hiç konuşamadılar. Başladı sosyolog hoca:
-Efendim san’at toplum katmanları için çok çok önemlidir. Katmanları ise şu şekilde sınıflandırabiliriz: Protofosfer, Hidrosfer, Litosfer, Ozonosfer, İyonosfer…İşte bu katmanlar üzerinde oldukça etkili ve dahi müeessir olacak san’at, ma teessüf yerlerde sürünmektedir. San’atta bir pespayelik, kokuşmuşluk almış başını gitmektedir…Efendim bu kokuşma neden olur onu da izah edeyim. Serbest radikaller vücudumuzu sararlar. Yeterince anti oksidan alınmadığı takdirde ne olur? Kokuşma başlar…İşte bu kokuşmanın sonucu olarak da piyasaya böyle ne idüğü belli olmayan şarkılar çıkar. Ne demek efendim ‘’ Arabada beş, evde on beş’’ … İnsanda biraz edep olmalı, hâya olmalı...San’at demek latif et demektir ( letâfet demek istiyor ) ‘’ Üfffff yavrummm..Butlara bak…Ye beni diyor…Ya göğüsler…İnsanın bebek olası geliyor…Eridim gittim anam avradım olsun.’’ ( Bunlar da içinden geçen konuşmalar )
Tv başında programı izleyen vatandaşlar müthiş bir ziyafetle karşı karşıyalar. Bir taraftan ünlü sosyoloğun bu deriiiin mi deriiiin ilminden istifade ediyorlar, öte taraftan şarkıcı bayanın müthiş sunumlarından. Millet mest vaziyetlerindeyken sunucu soruyor:
-Sayın hocam anladığım kadarıyla siz san’atçının topluma örnek olması gerektiğini savunuyorsunuz öyle mi?
-Elbette efendim…Sahne mesela…San’atçının mabedidir. Siz hiç mabetlere çırılçıplak giden insan gördünüz mü? Oysa bizim san’atçılar neredeyse hiç bir şey giymeden çıkacaklar sahneye.
-Yani daha kapalı giyinsinler diyorsunuz…Mesela konuğumuz olan …. nın kıyafeti gibi olmasın demek istiyorsunuz değil mi?
-Hayır efendim ne münasebet..Ben …. Hanımı tenzih ederim. ‘’ Lan pişmiş aşa su katma…Bu şarkıcı milleti bir bavul elbise taşır hep yanında..Şimdi kalkar da kıyafetini değiştirir, kapalı bir şeyler giyerse bu muhteşem ziyafetten mahrum kalırız’’ ( Yine içinden konuştu ama ben duyuyorum )
Umarım tenzih etmenin ne olduğunu izah edebilmişimdir….Daha da anlamayan varsa kısaca izah edeyim: Tenzih etme ‘’ Kıvırma ‘’ denen sanatın kibarcasıdır. Mayasıllı popo gibi hiç durmadan vır vır eden bir insan ister istemez pot kıracaktır..Kırdığı potu tamir etmenin en kolay yolu da tenzih etmektir.
Şarkıcı hanım da konuştu.
-Hocam benim kıyafetimin toplum katmanları üzerinde olumsuz etkisi olur mu?
-Estafurullah efendim..Dedim ya ben sizi tenzih ediyorum. Ben zaten aslında kıyafetlerden daha çok erotizm içeren şarkılara karşıyım…Mesela kadının biri çıkıyor sahneye ‘’ Hani ya da benim elli gram pastırmam, Konyalıdan başkasına bastırmam’’ diye şarkı söylüyor…Böyle bir edepsizlik olur mu?
-Yani şimdi siz bana edepsiz mi diyorsunuz?
-Hâşâ..Sizi tenzih ederim
-Nasıl tenzih edersiniz ki? O şarkıyı yıllar sonra repertuarına alıp hit eden benim…O şarkı artık benim adımla anılıyor. Hal böyleyken beni nasıl tenzih edebilirsiniz?
Hanım şarkıcı herifin resmen ağzına….biippp..bippppp….Ama adamda öyle bir surat var ki kösele mübarek.
-Hanımefendi siz başkasınız..Siz orada ‘’Bastırmam’’ derken aslında söylemek istediğiniz pastırma ya da Konyalı ile ‘’ Elim sende ‘’ Oynuyorsunuz ve elinizi ondan başkasına bastıramayacağınızı ifade etmek istiyorsunuz..Oysa başkaları düpedüz erotik maksatlarla söylüyorlar. ‘’ Yuh anasını satıyım..Lan o şarkıyı bu zilli mi okuyordu? İyicene sı.tık…’’
Toplumumuzda maalesef yukarıdaki gibi tiplere çok sık rastlamak mümkün. Bu tipler sadece tenzihler etmekle kalmazlar.Aynı zamanda her konuda engin bir bilgi ve tecrübeye sahiptirler. Hani mektep-medrese görmüş değillerdir. Elif ile mertek arasındaki farkı da bilmezler ama girdikleri toplumda lafı hiç kimselere kaptırmazlar.
Beden dilini de çok iyi kullanır bunlar..Önce oturduğu yerden kollarını iki yana açar…Etrafındakilere ‘’ Hele bi susun da beni dinleyin ‘’ işareti çeker. Hatta o anda konuşmakta olan biri varsa onu bileklerinden kavrar..Ondan sonra da ‘’ O değil de, Hayır ya da Bir şey söyleyeceğim’’ ön girişlerinden biriyle başlar konuşmaya…’’ Bir şey söyleyeceğim ‘’ der ama sakın kanmayın…Kesinlikle sadece BİR ŞEY söylemeyecektir…O meclisin odak noktası artık o dur.
-Ya arkadaş bu toplumun böyle cahil kalmasında en büyük etken öğretmenler…Öğretmenler çocukları iyi yetiştiremiyorlar...Yiyip içip yan gelip yatmaktan başka işleri yok.
-Beyefendi/ Hanımefendi…Ben de bir öğretmenim..Şimdi siz benim yiyip içip yan gelip yattığımı mı söylüyorsunuz?
-Estafurullah hocam…Sizi tenzih ederim.
‘’Niye babo…Niye Gurban?...Niye beni tenzih ediyorsun?…Ben senin babanın oğlu muyum? Beni tanımazsın da...O halde niçin beni tenzih ediyorsun ki?’’ diyemezsiniz…Çünkü vatandaş sizi tenzih eder etmez hemen bir başka konuya atlamıştır bile…Siz ona ‘’ Benim ayrıcalığım nedir ki beni tenzih ediyorsun?’’ diye sormaya hazırlanırken o ‘’ Türkiye’nin sosyo-ekonomik yapısındaki bozulmalar üzerinde Amerika’nın etkisi ‘’ konusunda gayet ilmî bir konuşmaya başlamıştır bile…Öğretmenliğin irdelendiği bir konuşma nasıl olur da ‘’ Türkiyenin sosyo – ekonomik durumu’’ konulu bir konuşmaya döner? ‘’ Diye gafilce bir soru sormazsınız sanırım.
Vatandaş o kadar bilgilidir ki , konu ekonomi olduğu için taaa Urartuların (!) parayı bulmasından başlar konuşmaya ,Akdeniz sahillerindeki Diyarbakır, Mardin ve Siirt’ten geçen (!) İpek Yolunun ticari öneminden çıkar. Sıkıysa bu şehirlerin Akdeniz sahilinde olmadığını söyle…Ya zaten söyleyemezsiniz...Fırsat vermez…Çünkü siz daha ‘’Üstadım bir düzeltme yapayım’’ Demeden hazret Beşiktaş-Galatasaray arasındaki futbol maçında kaçıncı dakikada hakemin buz gibi penaltıyı vermediğini anlatmaya başlamıştır…Namussuz hakem kesinlikle ceza sahası içinde yapılan on iki kusurlu hareketten(!) biri olan o hareketi görmemiştir ona göre…’’ Abi/ Abla o, on iki değil dokuz kusurlu hareket olacaktı ‘’ Diyebildiniz farz-ı muhal…Cevap hazırdır: ‘’ Arkadaşım benimle futbolu tartışma...Ben senelerce Asmalı Mescit Spor Voleybol takımında top koşturdum.’’ Voleybol takımı ve top koşturmak arasındaki ilgiyi kurmak için boşuna çabalamayın. Ya da çabalayın ya bana ne…Vatandaş çoktaaan dini bir mevzuya duhul eylemiştir bile.
-Efendim yüce kitabımız Kur’an kadınlara ‘’ Kendinizi öcü gibi, mumyalanmış Mısır Kraliçesi…Neydi o Sezar’la aşna fişne olan..Hahhh… Kamasutra ( Adamın aklı fikri orada…Kamasutra çok eski bir aşk, daha doğrusu seks kitabıdır aslında…Kleopatra demek istiyor.) İşte o Kamasutra gibi kendinizi sarıp sarmalayın demiyor…Bakın isterseniz..Yüzlerce sureden hiç birinde böyle bir hüküm var mı?
Adam/ Kadın az ağzını ıslatmak için bir yudum su ya da çay içerken fırsat bulup da sorabiliyorsunuz nihayet: Kleopatrayı es geçerek.
-Abi/ abla…Kur’andaki sure sayısı 114 değil mi? Yüzlerce sureyi de nereden çıkarıyorsunuz?
-Güzel bir soru..114 dedin de aklıma geldi… Milattan sonra 114 te ne oldu?
-Ya nereden bileyim ne oldu..Hem konu o değildi?
-Yok yoookk..Konu tam da o.
-İyi madem ne oldu?
-Bak işte bilmiyorsun…Milattan sonra 114 te - Eğer öldürülmeseydi- Hazreti İsa 114 yaşında olacaktı.
-Eeeee?
-Ne e si? Hazreti İsa’nın 114 yaşında olması sence bir mana ifade etmiyor mu?
-Yav bu senin dediğin ninemin testisleri olsaydı dedem olurdu kabilinden bir şey.
İşte hapı yuttuğunuz an bu andır… Siz misiniz efendi efendi oturup da sessiz bir şekilde üstadı dinleyerek her söylediğine kafa sallamayan. Siz misiniz yarım gram beyninizle üstadın dehasına ve dahi bilgeliğine itiraz etme cür’eti gösteren.
Üstad her ne kadar sizi başka kendini bilmezlerden, hain, yalaka, satılmış, itilmiş, kakılmış, örselenmiş, yıpranmışlardan tenzih etse de onun halkasında bir zincir dilimi olmanın yegane şartı kesinlikle itiraz etmemektir. İtiraz vuku bulduğu anda artık tenzih-i şâhaneye mazhar olma lütfundan faydalanamıyorsunuz.
Yazacak şey çok da…Boş ver…En iyisi bir şarkı ile bitirelim.
Ok gibi hûblar beni yaydan yabana attılar
Bilmediler kadrimi ucuz bahâya sattılar
Neydi vaktinde güzeller bûseler vâdettiler
Bir söz ile hâsılı şu gönlümü aldattılar
Hani ya sâdık deyû methettiğin ol nevcivân
Dün gece ol dilberi bir bâdeye oynattılar
Gördüm ol hûri sıfat ağyâr ile ülfet eyler
Hasetinden Dertliyi toplar gibi patlattılar
Bir gün ben de toplar gibi patlayacağım ya…Bakalım ne zaman?
YORUMLAR
Hocam ben de zamanında bir kişiyi "tenzih" etmiştim. Ah..gidi günler.
Biraz zor olmuştu ama neticede ben ordan ayrılırken tam tenzih olmuş halde bana bakıp "Sakın kimseye söyleme " diyordu.
Ben de yeni bıyıkları terlemiş delikanlı o zamanlar.Daha ilk tenzihim.
Bir de bu "tenzih" her çekince yaratan yerde işe yarıyor. Direkt yalakalık yapamadın mı veya gelecek tehlikeleri tahmin ettin mi "tenzih" edebilmeyi de bileceksin.
Selam ve saygı ile.
sami biberoğulları
Tenzihe devam ..Lakin hatunun dediği gibi sen yine de kimselere söyleme..
Selam ve sevgilerimle.
erolabi
valla mı Hocam..
Bak icazet verdin !
Büyüğümüzsün...
Emir telakki ederik ..
Selam ve saygı ile.
baştan sona ilgiyle okudum her mısrasını
insanımız o kadar cahil ki bütün bu olanlara iyi niyetle bakar
sonunda da olan olur ah vah eder..
akıl denen şeyi kullanan yok
sanat camiası evlere şenlik birer robot sanki
bazıları hangi ülkede yaşadıgını bile bilmez.. bırakın din imanı
helak olan kavimler zamane kavminden daha beter değildi inanın
saygılarımla
sami biberoğulları
İlim çağında olmamız gereken bu devirde hâla cahiliye çağında olanları görmek çok acı.
Selam ve saygılarımla.
hocam sayenizde bu tenzih etmeyide öğrenmiş olduk hoş güzel yazıydı nerelerde ve nasıl tenzih edileceğini bu yazınızda uygulamalı bir şekilde gördük ben okurken çok keyf aldım kutlarım değerli kaleminizi saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
sitenin meydan larususun.......kelimelerle dans ediyor... bizler anlayana kadar hoşça boş beynimize dolduruyorsun....iyiki varsın iyiki yazıyorsun hocam sağol varol
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sayın Hocam,
İnanın çok güzel ve geniş bir yürekten çıkma harika bir yazı olmuş.
Esprileri tam yerinde ve bütün yazıya yayarak oturtmuşsunuz.
Okurken zevk aldım.
Teşekkür ederim.Saygılarımla.
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.