- 1030 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
ilk aşk sondur. Peki bu son mutlumudur ? sanmıyorum,sadece nerede olur bu mutluluk ? Buyrun....
Bir varmış,bir yokmuş,melekler kanat çırparken küçüçük kız uyanıyormuş,adı Ece imiş.. Uyanıp en sevdiği pembe gömleğini,ve yeşil eteğini giyip altına kelebekli çoraplarını giyermiş,ha birde kırmızı papuçlarını sonra dışarı fırlarmış. dedesinin aldığı kırmızı topu yanından eksik etmezmiş. Önce Ayşe’yi,sonra Ali’yi evlerinin kapısını çalarak alıyormuş. mahallede toplanıp birdir bir,yakan top,sek sek,saklanbaç,körebe oynarlarmış. Bunları gören mahallenin tüm çocukları oracıkta toplanırmış. Akşam üzeri tüm mahalleyi duman kaplarmış. Bunu gören tüm çocuklar evlerine dağılırmış,yemek zamanıymış. Ece yemeğini yiyip banyoya girdikten sonra ninesi saçlarını örüp,muhabbete daldırıyormuş. Ninesi Eceye eskiden kışları mahallelerine kurtların indiğini anlatıyormuş,ve kurtun sesiyle uykuya daldığını. Dedesiyle evlilik hikayelerini anlatıyormuş. görücü usulü ile evlendiğini ve hala ona deliler gibi aşık olduğunu anlatıyormuş. Bu dakikalarda Ece uykuya kendisini koyuverirmiş. günler gelir,geçer
Ece kocaman bir kız olur. Artık kırmızı papuçlarının verdiği mutluluk onu mutlu etmez olur.Dedesini kaybeder. Ali ve Ayşe artık o şehirde değilmiş Ece’yi bırakıp gitmişler. Ece hiç mutlu değildir. Babaannesinin anlattıkları artık ona hikaye gelirmiş,dinlemek istemezmiş. Ece yağmurlu günlerde çıkıp dışarıda ıslanmak istiyormuş eskiden. Mahallenin tüm kızları saçlarını açıp yağmurun daha çok yağmasını istiyormuş,saçları uzun olsun isterlermiş. Ama artık bu yağmurlu havalarda Ece ağlıyormuş. Ali’yi Ayşe’yi özlüyormuş,SEVDİKLERİNİ özlüyormuş. Ece’nin bu mutsuzluğunu hisseden annesi onunla konuşmaya çalışmış,ama nafile. ece tüm gün uyurmuş. Bunun sebebini ne başka arkadaşları ne de ailesi bilirmiş. Ecenin sırrını biz biliyoruz ki,aşık olmuş.Çok sevmiş.Çok özlemiş,sadece onu düşünmek için kapatıyormuş gözlerini,sonrasıda rüyalarında. Ece çok güçsüzmüş,çünkü o yalnız. kuşlar artık ötmüyormuş,dumanlı evler yokmuş. İlk aşka dair kimse kalmamış... ve yıllar geçer Ece üniversiteyi kazanır ve İzmir’e gider. Çok güzel bir kız olmuştur. sapsarı ve uzun saçları,kahverengi iri gözleri ve masum yüzüyle herkesin dikkatini çekermiş. Ece birgün Ali adında bir genç ile tanışır,Ali ismi ona geçmişini hatırlatır,mutlulklarını anlatır. Ali ile Ece yakın bir dost olurlar. Beraber yağmurda yürüğüp, kuşlara yem verirlermiş. günler gelir geçer . . . . . .
Ali bir gün Ece’nin evine gider,ve odasında kırmızı eskimiş bir top görür,düşünür düşünür,ve oracıkda siyah beyaz birazcıkta eskimiş bir fotoğra görür. Ali ne yapacağını bilemez. Ece ise ne olduğunu anlamadan şaşkınlıklar için de bakıyoruş. Ali Ece’ye bakarak,iri gözlerine dalmış,saçlarını okşamış. Fotoğrafı eline almış,iyi bakmasını istemiş. Ece farkına vardığında çığlıklar içinde Ali diye haykırmaya başlamış. Ece’nin ilk aşkıydı o. Eski muhabbetleri bitip geçmek bilmiyordu. Ece mutsuzluklarını anlatıyor du. Hayatında ki ilklerinin yerini. İlk sevgiliyi unutamadığını,o masumuğun kimsede kalmadığını dizi kanadığında acımadığını ama kalbinin acısını dindiremediğini anlatıyor du. Ali ise hayranlıkla güzelliğini seyrediyordu. Onlar öylesine mutlu ki artık.El ele tüm sokakları deliler gibi dolaşmışlar,Ece kırmızı bir papuç almış,ali ise yeşil bir kazak... Sakızlarını patlatmanın mutluluğu tüm şehri sarmış. o gün,bugün Ali Ayşe’nin elini hiç bırakmamış,mutlu mesut sonsuzluklarla yaşamışlar.
(Masal&Hikaye. Evet,yine mutlu son. Ancak massallarda,hikayeler de olur ya.o misali... Peki bizim Hikayemiz ? mutlu son mu sence. şu bir gerçek ki sonsuzluklar bizim olmuyucak. Keşke tüm insanlar birer Ece ve Ali gibi masal kahramanı olsalar...) imla hatalarım ve yaptığım tüm aksaklıklardan dolayı affınıza sığınırım,Mutlu Sonlu hayat hikayeleri sizlerin olsun :)