- 541 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Susarak Aştım Tüm Tuzakları
Çiğdem’de bir çiçektir gülüm, sevgi’dir özü
Tomurcuk bir sevda, aşk’ı taşır yüreğinde
İçindeki urbaları değiştirememişsin yazık
İşte, yine ben söyledim sevdaya ’Son Sözü’! ..
Acının memesine yapışıp, hasreti ekmek gibi ısırırdım kokun bana ulaşınca. Dilimi burkarken nice hatıralar, ben diyarında acıların olduğu, sancıların bulunduğu gözlerini seçerdim. Hücremi tırnaklarımla un ufak edercesine, yüzünün bir tebessümünü görmek için sana yürürdüm. Ellerini her tutuşumda yangınlara attım yüreğimi, dudaklarına her eğildiğimde içinin kabarık denizlerinde çırpındım, boğuldum.
Ay düşerdi gündüzlerime, seni beklerken. Çiğdemler kıskanırdı kelebek uçuşlarını. Yüreğimi yorgun düşüren sözlerinde zaman durdu, ben aktım. Goncan dikenlere büründü, büyük bir sevdanın yapraklarını kanattı. Kor alevlerde kaldım ve bitirdim bu serkeş ruhumun deli fırtınalarını.
Kağıtlardan gemiler yapıp, dalgalara salmıştım baloncuk sevdalarımı. Uyumadan önce gördüğümüz tüm düşlerin içine atılıp, şarkılarla çekmiştik bu aşkın küreklerini. Terli, perişan, kaygılı sözcüklerimiz kayalara çarpıp alabora etti bu sevdanın çürük gemisini. Dantel örmeli sevdamız hiç çıkamadığımız bir yolculuğun eğri çizgilerinde sulara battı.
Kendimle uzlaştığım anlarda, hasretinin duraklarında ben seni beklerken, sen kırık dökük bir masada acını yudumlayacaksın gül goncası. Çözmeye çalıştığın bütün denklemlerden çözümsüzlüğe varacak, acının süngerine gözyaşlarını akıtacaksın. Ufuk çizgilerini aradığın karmaşık yaşamında kendi yansımanı izleyecek, yüzündeki anlaşılmaz karaları paklayacak berrak bir su arayacak, yüreğindeki tanımsız öfkelerle sürmeler çekeceksin morlaşan gözlerine.
Senin için binlere katlamak isterken şu yalan dünyayı, sana sağanak yağmurlar getirmişim göklerden. Hüzünle sevgili olmuşum. Islanınca yağmurundan ve irkilince ’Şimdi gidiyorsun’ sözlerinden yanmış yüreğim, yüzlerce kurşun saplanmış bedenime, ayın dolunaya durmuş, karanlık şehirlerinden koşarak kaçmışım.
Susmam gerektiği yerlerde, susarak aştım ben nice tuzakları. Sevginin imgeleriyle yüklüdür yüreğim. İçimdeki ateş hiç sönmez, hiç bitmez yüreğimdeki hasret. Bedenimin her devinmesiyle yeni bir aşk çalar kapımı. Sonsuzluğu ertelerim sevgimle. Beni sevebilmen için çiçekler açmalı bahçende. Tepeden tırnağa aşk kokmalısın kısaca. Gelecekten başka umudun olmamalı yüreğinde. Sevgisizlik mazeretleriyle kandırmamalısın kendini. Yalanlar, aldanışlar üzerine konuşacak şeylerin olmamalı. Yeri geldiğinde ağlayacak, yeri geldiğinde gülücükler dağıtacaksın bir sevdaya.
Şimdi; ya binip bir kayığa çekeceksin kürekleri yeni bir aşka, ya da denizlerde yansımanı arayacaksın. Her sabah unutulmuş coşkularla uyandır kendini. Körpe bir umuda aşkı dölleyeceksen, koynundaki çürümüş, kokmuş bir sevdayı gömmelisin derinlere. İçinin eskimiş urbalarını yenileyip yüreğinin türküsünü dinlemelisin.
Ve şimdi bu aşka en uygun işareti koymaya geldi sıra. Bir veda busesinin ayrılık sularından, dostluğun ve arkadaşlığın kentlerinden geçerek ayrılmak sırası küçüğüm. Artık paylaşılacak hiçbir şeyimiz olmayacak bundan böyle. Geriye hiç bakmadan kürek çekeceğim yeni yıldızlara, çiğdemlere, yaseminlere, nergizlere. Sevginin geniş bahçelerinde günaydın diyeceğim her şeye. Sen, sevince, acıya ve küflenmiş sevdalarına ağıt yakmaya bak. Bu ayrılığın şerefine kaldırdığım kadehlere bıraktığım izlerle yaşamaya çalışabilirsin. Ben yüreğimin türküsünü söylerken, sen hüzün salıncağında sallanmaya devam et...
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Kendimle uzlaştığım anlarda, hasretinin duraklarında ben seni beklerken, sen kırık dökük bir masada acını yudumlayacaksın gül goncası. Çözmeye çalıştığın bütün denklemlerden çözümsüzlüğe varacak, acının süngerine gözyaşlarını akıtacaksın. Ufuk çizgilerini aradığın karmaşık yaşamında kendi yansımanı izleyecek, yüzündeki anlaşılmaz karaları paklayacak berrak bir su arayacak, yüreğindeki tanımsız öfkelerle sürmeler çekeceksin morlaşan gözlerine.
seviyorum seni be üstadım! edebiyat dünyası umarım sizin değerinizi bilir!...sevgiyle selamlarım yüreğinizi..
...dostça...