Vavilsu …Elif’i Tutan Hilalimin Helali
hayrettin taylan
sonsuzluk dileniyordu benlik caddesinde
sen kimsin?
-gaflet vaktinin gafil avcısı,bir’az ‘dan çoğun yaşanırlık tadı
Hoşluk kendine gelip hiçliğini de al çık bu gafletten
…:
Yüreğimin üstünde yürüme sevgilim, aşk aşınır , vaktini toplar aşkta çok seçicilik.
-Alın çizgisinin hattatıyım. Hatalarımın hattını çizen egonun sorumlusu kim dedi , kimlik…
-Aşkta çok seçiciliğin dilberi konuştu.
…:
Aşkı çizerim kalbe;ama kalbin sahibi başka.Sahip var;ama sahiplenme başka. Sığacak bir gönlün var mı ki bu sahibi olan dünyanın içine sahibesi olduğun bir peri suretli, ya da bir huri niyetli…
Kendime sahipleniş dile geldi.
…:Aşkın ummadıklarına sığmayan, sığ ummanlarım var.Bütün umuluşlarım mavisinde, bütün algılarım algısında, bütün kirlerim, kirli emellerinde, bütün nefsim , çırpınışında.Dengeyi sağlayan, yaşamaya, arınmaya tek köprü vicdan. Ben vicdan köprüsünün gişesinde kişilik görevlisiyim. Ben’den geçişlerde biletleri soruyorum.İletli karakterleri insanlık karşısına çıkmasına engel oluyorum.Yar olma zamanın var. Ben şuan Fırat ile Sırat arasında bir yerde , yar ocağındayım.
Biraz kaynatılıyorum kaybı olan ömre, biraz haşlanıyorum hoşluğa, biraz artırılıyorum arınmaya, biraz bekletiliyorum vuslatın sonsuz zerrelerinde. Biraz şifreli harflere öğretiliyor adım.Biraz adıllara teslim ediliyorum.Yar olacağım adın yerine geçen bir adıl oluyorum.
-Onunla ilgi pınarımı sunmak için ilgi eklerini öğreniyorum.
Vav oluşun Elif’i sözsüz sözler sıraladı.
…:Bürünüşün görünmeyene.Bu gidişatın sahrasında simyanı saklayan özünün yoldaşı neden yolunu soruyor?
Bin seyyahın siyahında beyazların neden su zerreciğine zer gibiyken içsel girdapların neden kendine kara.
-Nedenlerimdeki neyi dinlemelisin.
…:
-Göçen beden mi ruh mu? İnsan mı yaşanırlığın adı, yaşattığı, izini bıraktığı ruh mu? Hangi göçüş, hangi beyinsel göçün suskun sorularında kendine hicret edeceksin.
-M’anadan manaya mı gidiş, mekandan me’kana mı kalış.Bu bilinmezliğin sorgusunda farklı algıların yok mu dedi geleneksel kült.
Algılarımın farkkındalığı konuştu.
…:
Barfiks çeken dervişim .
-Forvette oynayan müridim. Kendi kalesine gol atan bakiliğin oyuncusuyum.
-Cuma hutbesini görsel görüntüyle sunan imamım.Vaazdan sonra, maça giden, maçtan sonra sevdiği , yarınlarına kaydettiği kızla yemeğe çıkan imamım.
-Demem o ki bunlar dine zarar veriyor mu? Hangi kitapta yasak ki?
Bunları neden aykırı görüyoruz. Neden dervişler yüzücü, güreşçi , müzisyen değil.
-Dinen yasak mı ki?
Geleneksel kültün dibinde, dipsiz amaçları oynamak itikadı mi ki? Din ,sadece mistik öğelere mi özne olur.
-Fen bilimleri, sosyal bilimler, bilişim, farklı algılar, mutlak gerçeği daha rahat anlatacak
-İbn-i Sina…Piri Reis…Gazali…gibi farklı algıların dünyası daha evla değil mi? Alimin ilmi güneşi, sofinin ilmi ay’ın bin kat daha evladır.
-Hem içe, hem ruha, hem dışa ders veren algılar sunam ilim, arif, alimlerin yeri bin kat daha evladır.
Sahi gelenek kült, kot pantolon giymek itikadın ölçüsü mü ki?
-Şalvar günahı önleyici bir kumaş mı? Ya da kara çarşaf içimizi bile kara ederken neresi sofistika?
-Bir Arap geleneği değil mi ki çarşaf? Ya da coğrafinin belirlediği giysiler çeşnisi değil mi ki?
-O sıcağın altında ortak dilin ,algın kıyafetini ben kutuplarda giyebilir miyim?
-Norveç’te o ince kıyafetle zatüreye yakalan mıdır gerçeklik? Bu geleneksel kültlere neden düşkünüz?
Mistik Gölge dile geldi.
…:Tarifsiz ilimler tatilde.Zahir olan gölge olmayan yolunda.Kim ile kimin yolu aynı yoldan başka kulvarda.Hizip var;ama hizipçilik ip atlıyor. Dinsel ritüellere amadeyiz, dinseliğin gerçeğinden uzak.
-Çelişkiler yumağı zikirle çözülmez.Zikir bir arınmadır.Rabbine sığınmadır.İçsel yakarıştır. Yüce Rabbimizle en yakın olduğumuz, onunla ruhsal yağmurlar yaşadığımız damla damla erime halidir.
-Buna karşı çıkılmaz,bu çok ulvi bir temizleniştir.İçsel paklanıştır,içsel berraklığın hattatı olmak güzel.
-Amalarımızı ama etmeden. Beşeri ilimleri ruhaniyetin yoluna sererek, arif,ilerici, mutlak gerçeğin yolunda bir zerre olma doğrusu olmaktır doğrum.
Haydi vav çizdiğin vahalarıma aşkı anlat.Hangi aşk, aşka yakın?
- Dolu’n’aya sarılmak mı gece, sana sarılmak mı bilemedim sevgilim.
Dönüşüm ile sana dönüşüm arasında en gerçeğe gidiş varsa aşkın değeri artmaz mı?
Nefes nefese kötü nefsi, izzet-i nefise taşımanın taşeronu olmaya karar verdim.Gönül evin çok virane.Geleneksellik,batıl inançlar,örülen duvarlar, batinilik, gibi farklı algılarla kapatılmış,viran kalmış, varılması kolay, yaşanılması bir gönül evin var. Taşeronluğunu yaşamak, kentleşme hamlesiyle halimi dünyana sunmak.
-Bir gökdelen olsa gönlün, en zirvesinde esinlemek.Sonra…
Helalimin hilali olsan.
Öptüğümde gökte sallanır gibi hissetmek, yıldızlar gibi içim parlasa.
Çok mu büyütülmüş birhayal.
Hayalin hamali benlik dile geldi.
…:
- Aşk buhusu var can duvarında.Canan için söylenmiş her söz sevabım cevabıdır. Sevmek, yücelmektir.İçsel arınışın dilinde söz olmaktır,sevdaya erimektir.İçsel doyumları doyurmaktır.
Benliği yontar yalnızlık.Sevgiler artar, eş, çocuk,aile…Sosyolojik zincirleme kendinle oynayarak büyür.
-Aşk, oynamaktır.Bazen duygularla, bazen sevdiğinin saçlarıyla.
Aşk, toparlanmaktır, doyumsuzlukları , ilgisizlikleri,yalnızlıkları.
Ve benzetir sevdiğini kendisine.Sevenler ruh ikizi gibi kalır.Böyle bir sevdanın konuk oyuncusu değil, baş rolünde kalsın gerçeğimiz Vavilsu.
Vav oldu halimin helali.Elif gibi kal ömrümde. Kal ki algımın son adresinde isimsiz mektuplarım sana gelsin.
-Aşk, okumaktı.Her şeyde,O’nu okumak.Her yarde, serde, dertte, ömürde O’nu okumaktır.
Haydi, sevdamızın sayacı çalışmaya başladı.Bu sevgi elektriğini fazla kullanmadan , açık kollarıma gel gayrı Vavilsu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.