Carettanın Şansızlığı
Her sene olduğu gibi, Mersin Aydıncık’ta yaz tatilimi geçirmek için ailemle o şirin ve doğanın bir lutfu olan ilçedeydim.
Akşamları ailemle beraber deniz kıyısında çıplak ayaklarımızı dalgaların yumşak darbelerine bırakmış, bir şekilde rutin yürüyüşümüzü yapıyorduk.
Birden karanlık denizden, hemen iki metre önümüzde bir karaltının plaja doğru çıkmakta olduğunu gördük.
Dikkatlice bakınca bunun büyük bir deniz kaplumbağası, Caretta careta olduğunu fark ettik.
Uzun yıllar orada tatilimi geçirdiğimiz için, bu bizim için aşina idi.
Yumurtlama mevsimi gelmiş ve iç güdüsü onu bu plaja yönlendirmişti.
Rahatsız etmemek için hemen biraz geriye çekildik.
Ama kaplumbağanın üzerinde parlayan bazı şeyler dikkatimi çekti.Yavaşca yanına yaklaştım, bir balıkçı ağına takılmış olduğunu gördüm ve hemen ağları kesmeye başladım.
Caretta zamanla yarışıyordu, o ağır gövdesiyle kumluk alana ulaşmak için son güçünü kullanır gibiydi.
Sonunda üzerinde ki ağlardan onu kurtamıştım. Kimsenin onu görmemesi için dikkat çekmemeye çalışıyordum.
Ama çay bahçesinde oturanlar ve sahil yolunda gezenler kaplumbağanın kumu kazarken çıkarmış olduğu tozu görmüşlerdi.
Bir anda başına yüzlerce insan toplandı.
Kimi resmini çekiyor,kimi el lambasının ışıkları ile Carettayı takip ediyor.
Kimi veliler çoçuklarını ellerinden tuttuğu gibi bak yavrum bak. Buna kablumbağa denir. Evladım hadi korkma! bir şey yapmaz, hadi sev, hadi oğlum, hadi kızım korkma! gibi cesaret verici söylemlerle Carettayı çocuklarına zorla sevdirmeye başladılar.
Tabii en ufak koruma olmadığı için, bu palajlarda saldım çayıra mevlam kayıra kuralı işliyordu.
Kaplumbağa başına toplanan kişilerden rahatsız olmuş, ne yapacağını şaşırmıştı.
Bazı duyarlı vatandaşlarla beraber gittikce artan kalabalığa yaptıklarının yanlış olduğunu anlatmaya çalışıyorduk ama nafile içlerinden bazıları bizlere karşı kabalaşmaya başlamışlardı.
Bu ara da kaplumbağa devamlı yer değiştiriyor, yeni bir çukur açıyordu. Peşindeki kalabalık da hurra oraya, jandarma ve polise telofon ettik.
Ne gelen var ne giden, Caretta başında ki kalabalıktan kurtulmak için, beş kez kazdığı çukurların yerini değiştirmek zorunda kalmıştı.
Hemen aklıma bir kurnazlık geldi. Duyarlı vatandaşlara beni destekleyin dedim. Kalabalığa Caretta derneğinin gözlemcisi olarak, bu mevsimde bu plajda görevli olduğumu ve Carettayı rahat bırakmalarını söyledim.
Bir iki aykırı ses çıktı,yanımdakiler de bana destek çıkınca kalabalık kaplumbağanın başından istemeye istemeye ayrılmak zorunda kaldı.
Caretta doğanın kendisine emrettiği, görevini tamamlayarak açtığı çukurun içinde ki yumurtalarının üzerini örterek, milim milim zorla ilerliyerek, kendini sözüm ona insanlardan kurtarıp güvenli sularla buluştu. Ama denizin içininde, ne kadar güvenli olduğu tartışılır, çünkü şu bir gerçekki.
Biz insanlar,doğayı biliçsiz veya biliçli bir şekilde katlediyoruz.
CENGİZ DAMAR