- 1210 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
BARIŞ MI? TESLÎMİYET Mİ?
Sevgili dostlar!
Biliyorsunuz son günlerde ülke genelinde tartışmaya sebep olan ve haliyle şairlerin kaleminde de yankı bulan bir konu var:
İmralıda yatan bebek katiline bir LCD televizyon verilmesi.
Sevgili Mîrim (Ahmet Çıtak) dostumuzun yazdığı ironik bir şiirle başlayan bir serî oluştu birkaç şair dostumuzun katılımıyla, hep beraber "verelim gitsin" dedik günlerce.
Diğer taraftan "vermezüüük!" diye tribüne oynayanlar çıktı ya da yeter ki barış olsun gerekirse fazlasını verelim diyen arkadaşlar oldu.
Dostlar!
Bu millî bir meseledir ve oldukça ciddîdir ama görüyorum ki aramızda bunu kişiselliğe taşıyan ve başka işler peşinde koşanlar var, üzülüyorum bunları görünce, şâirler fikir çatışmasına düşebilir ki herkesin aynı fikirde olduğu bir toplulukta sorun var demektir, lâkin şâirin savaşı şiirle olur, polemik yaratmak, yönetimi göreve davet etmek ve bu tür şikâyetlerle tartıştığı kişinin üyeliğini iptal ettirerek onu saf dışı bırakmaya çalışmak son derece yanlıştır, bu etik bir davranış değil.
Şimdi asıl konumuza dönelim:
Size iki soru sorsam cevabınız ne olur?
1-Kürt halkına düşman mısınız?
2-Ülkemizde terör bitsin, barış olsun ister misiniz?
Sizin adınıza ben cevaplayayım, itirazı olan söylesin!
1-Hayır, Kürt halkı bizim kardeşimizdir, tarih boyunca birçok savaşta sırt sırta savaştık, ülkemizin her yerinde iş bulabilirler, her türlü hakkımız eşittir zîra Ayyıldızlı bayrağın gölgesinde yaşayanların ayrısı gayrısı olmaz ki Kürt gençlerinin çoğu da (kandırılarak ya da zorla dağa çıkarılanlar hariç) zamanı geldiğinde askere gitmekte ve Kürt halkının haklarını savunuyoruz diyen hainlerin kurşunlarıyla şehit olmaktadırlar.
Bizim düşmanlığımız Kürt halkını kandırarak onların da kanına giren vatan hainlerine, bir çok ülkeden toplananan ne idüğü belirsiz insanların bir araya getirilmesiyle kurulmuş terör örgütünedir.
2-Elbette barış isteriz, kim ister ki kan aksın, gençlerimiz hayatının baharında toprak olsun.
Ama barış olsun diye terörün ele başına yeni yeni haklar vermek, onu adeta ayrı bir ülkenin cumhurbaşkanı yerine koyarak barış görüşmeleri yapmak, taleplerini sormak, pazarlığa oturmak, hayır efendiler hayır! Bu kabul edilemez.
Şartları devlet belirler, der ki pkk’ nın feshedildiğini tüm dünyaya ilan edeceksiniz, silah bırakıp dağdan ineceksiniz, suçu sabit olanlar cezasını çekecek, gerisi evine gidecek kardeş kardeş yaşamaya devam edeceğiz.
Böyle bir barışa kim karşı koyabilir ki.
Ama üç beş çapulcuyla pazarlık yapmak Türk devletine yakışmaz, bu resmen teröre teslimiyettir, "kardeşim biz sizinle bas edemiyoruz, Allah aşkına size yeni haklar verelim durun artık" demektir ki bunu Vatanını seven hiç kimse kabul edemez.
Biz bunları savunduk diye bizi Kürt düşmanı gibi göstermeye çalışan, bütün kürtleri katledelim bunu mu istiyorsunuz gibi abuk sabuk cümlelerle acitasyon yapan, haklı çıkmaya çalışan arkadaşları da kınıyorum.
Bu ülkede her kim ki Türk’ü Kürt’ten, Laz’ı Çerkezden, Alevîyi Sünnîden ayırmaya kalkar ve sınıflandırırsa benim gözümde vatan hâinidir.
Hele dîni çıkarlarına alet edenler, kendilerine dîndar, Atatürkçülere dinsiz diyenler, bir insanın hem Atatürk’e hem Dînine bağlı olacağına inanmak istemeyenler ve bu asil milleti bu şekilde saflara bölmeye kalkanlar hem vatan haini, hem din düşmanıdır.
Son olarak herkese sormak istiyorum, açılımla başlayıp barış görüşmelerine kadar gelen bu süreçte varılmak üzere olan sonuç:
Barış mıdır? Teslîmiyet mi?
Selâmla, sevgiyle, saygıyla, şiirle ve dostlukla.
YORUMLAR
Üstadım, bu görüşmeler teslimiyetten başka birşey değildir. Bu görüşmeler Türk Milleti adına yapılıyorsa ben, bu milletin bir ferdi olarak bunu kabul etmiyorum.Ayrıca şehit aileleride böyle istiyor demesinler. Benim bir şehit ağabeyi olarak böyle bir şeyi kabul etmem hiç mümkün değil. Selam ve dua ile.
(Mustafa Çetiner)
Teşekkürler.
Selam ve saygımla.
Emperyalistlerin maşası olan illa da BOP başkanı olma hevesiyle yatıp kalkanların teslimiyetidir bu gidişat ne barışı kardeşim daha beter bir durum içine itiliyoruz Türküyle Kürdüyle... petroitler dururken gelmedi onlardan çıkan mermileri bize sıkmak için can atan conileri kimse görmüyor mu bugün din iman diye camilarde oy için beyin yıkayanların yarın o camiler küresel sermayenin karagahı olacağını kimse hesap etmiyor mu aklımızı başımıza alalım doğusuyla batısıyla bu vatana sahip çıkalım diyorum.. bir kadın aklımla ben bunların olacağını söylüyor seziyor görüyorum komşularımın başına gelenlerden pay çıkarıyorum yapmayın vatan toprağını bölüp size versek dahi emperyal güçler siizi şamarlayıp tüm ekmeğini onlar yiyecek kürt kardeşim .. böl parçala yut dünya topraklarına göz dikmişler azar bölüp sonra küresel güçler hepsinin sahibi olacak ben bu kadar diyorum anlayana... tebrik ederim Sayın çetiner kardeşim konu açık mandacı zihniyetinden ne beklenirdi ki..
(Mustafa Çetiner)
Düşünüp konuşanlar da kavasına balyoz'u yer hapiste açar gözünü:)
Teşekkürler kardeşim.
Selam ve sevgimle.
Küresel sermayenin en büyük elitleri dolar piramidinin tepesinde olanlar, her türlü teknik donanım ve bilgi ağına sahip olarak gerektiğinde savaş risklerini de göze alarak geri bıraktırdıkları ülkeleri açık işgalden de kaçınmıyorlar. Bu elitlerin sözcülüğünü Siyonist'ler yapmaktadır. Entelejans servisleri ( Ajanlar) ülkede cirit atmaktadırlar.
Kişisel çıkarlarını ABD emperyalizminni çıkarları ile aynı kefede gören milli burjuvazi ve feodal ağalar, yoksul halk kesiminin talep ve arzularını umura almazlar.
Ulusal kurtuluş savaşında yedi düveli dize getiren Atatürk'ün büyüklüğünü, liderliğini, askeri ve politik dehasını bu noktada inkâr edemeyiz.
Tarihin şamarını acı biçimde yemek istemeyenler, dünya ekonomi ve siyasetinin gidişatını yakından takibetmekle kalmayıp, bilim ve teknoloji alanında kendi özgücüyle yükselerek askeri olarak da ordusuyla savunmasını geliştirmek, uzay teknoljsini yakalamak zorundadırlar.
Sen, ben, o, sıradan sokaktaki vatandaşlar, sessiz çoğunluğu, yani halkı oluşturuyoruz. Birleşen bir halkın yenildiği görülmemiştir.
Ancak bugün ülkede gidişat rayından çıkmış, emperyalizme göbeğinden bağımlı iktidar bilimin yolundan da çıkmıştır. Üniversiteler medreseden farksız hale getirilimeye çalışılmakta ve Neo Osmanlıcılık adı altında emperyalizmin maşası olma ve onun Ortadoğuda ve Afrikada'ki uzun vadeli çıkarlarının destekçisi ve koruyucusu konumuna sokulmak istenmektedir.
Ancak tüm dünya kapitalizm ve emperyalizm çağının sonuna gelindiği büyük bir bunalım dönemi içindedir ve başta AB sonra ABD bu sancılı süreci kendi içinde dağılarak ve kapitalizmin yerine sosyal adaletin daha düzenli olacağı yeni bir sisteme açacaktır kapılarını...Burada Türkiye amiyane tabirle yanlış ata oynamayı sürdürmektedir. Kıyakçılığın sonu ayakçılık olacaktır kuşkusuz...
Tam da Uğur Mumcu gibi büyük bir antiemperyalist aydınımızın katlediliş yıldönümünde manidar bir yazı idi.
Emeğinize sağlık. Saygıyla.
(Mustafa Çetiner)
Takım tutar gibi parti tutanlar, diline Allah'ı dolayanlara körü körüne biât edenler, kendilerinden olanlara dindar, olmayana dinsiz diyenler düşünmeyi bilmezler, daha doğrusu düşünmeye gerek görmezler.
Çünkü onlar için düşünenler, karar verenler vardır ve onlar ne derse doğrudur.
İleriyi gören, soran sorgulayan, fikir beyan edenler yok ediliyordu eskiden, dün yıldönümü olan Rahmetli Uğur Mumcu gibi, diğerleri gibi.
Şimdi kolayını buldular kimin gözü açık, kim halk üzerinde etkili, kim konuşursa plânları alt üst olur, vur başına BALYOZ'u al içeriye konuşamasın.
Yazacak şey çok ama yazarken bile sinir katsayım artıyor.
Teşekkürler bilgilendiren yorumunuz için.
Selam ve saygımla.