Kedi
Öğretmenim kedi olduğu için kendimden utanıyordum. Gece yatağa yatınca onun yüzünü
anımsamamaya çalışıyorum. O büsbütün parlak kedi gözleriyle bakıyor, ben gözlerimi daha
sıkı yumuyordum.Yararı yok. Sanki beynimin içine gelip oturmuş. Gülmeli mi yoksa ağlamalı
mıydım. Dudaklarımı kemiriyor,ellerimi oynatıyor,derin derin soluk alıp veriyordum.Gerçek
olmadığımı kanıtlayabilsem o zaman öğretmenim de kedi olmayacaktı..
İşte sarı bir kediydi. Sarı bıyıkları,sarı tüyleri ve tırnaklarıyla.Aman Tanrı’m Böyle olduğunu
herkes biliyor muydu? Yanılsam keşke! Arkadaşlarımın, annemin, babamın yüzüne nasıl
bakarım. Sokakta çocuklar kızdırılar beni. "Öğretmeni kedi! Öğretmeni kedi!" Terliyorum.
Yorganı başımdan çekip atıyorum..
Sbah güçlükle uyanıyorum. Annem kahvaltı sofrasını hazırlamış. Soba çıtır çıtır yanıyor.
Radyoda halk müziği çalıyor.Öğretmenimi unutmaya çalışıyorum.Kalkıp tuvalete gidiyorum.
Banyoda elimi yüzümü yıkayıp kuruladıktan sonra kahvaltı sofrasına oturuyorum.
Annem:
"Çabuk ol, oyalanma. Okula geç kalacaksın "diyor.
Ses çıkarmıyorum. Çayımı isteksizce yudumluyor, annemin yaptığı ekmek balığını çok sevmeme rağmen güçlükle yiyorum. Annem saçlarımı örerken söyleniyor" Bilmemki bu uzun
saçar da ne olacak. Küçücük çocuk daha. Kendisi örebilse neyse. Bu herifin işlerine akıl
sır ermez. Saçla öğretmenim arasında ne bağ varsa yine öğretmenim geliyor aklıma. Kedi
tüyleri uzamış yere değiyor. Gözler i bile tüylerden zor seçiliyor. Sarı tüyleri arasından
görebilmek için çırpınıyor.
Hadi güle güle kızım,iyi dersler diyor annem. Öğretmenini dinle demeyi de ihmal etmiyor.
Ağır çantamı alıp evden uzaklaşıyorum. Kendi kendime söyleniyorum okul yolunda.
Öğretmenim kedi, ben değilim. Ben insanım! Bir kedinin bana öğreteceği ne olabilir? Evden
kedilerin nasıl yiyecek aşırdığını, fare yakladığını, çöp tenekelerini nasıl deşerek yiyecek
bulduğunu biliyorum.Dahası var,güneşte nasıl uyukladığını, yaklaşan köpeklere ve kedilere
nasıl hırladığını..
Çok üzgünüm..
Arkadaşım yanıma koşarak geliyor.O da çok üzgün.Birbirimizin gözlerine bakmadan ikimiz de aynı şeyi düşünüyoruz. Havanın iyi kötü olduğunu bile konuşmuyoruz.Bir ara göz ucuyla
arkadaşıma bakıyorum. Onun da bana baktığını görüyorum. İkimizin de ağzından aynı
sözcük çıkıyıor: Dün..
Dün Mahmure sırasına oturmuş hıçkırıklarını tutamayarak ağlıyordu. Öylesine içli ağlıyorduki onu ünlü bir artiste benzettim. Onun rol yaptığı yoktu. Küçük esmer ellerinin
arasında tombul yanakları gözyaşıyla doluydu..Ağlayınca daha da güzel göründü gözüme.
Neden ağladığını sordum. O sustu. Diğer arkadaşlar yanıtladılar sorumu. El işi ödevlerini getirmemiş. Öğretmen yaptığınız tüm el işi ödevlerinizi getirin demişti. Bin bir güçlükle ve
babamın yardımıyla yaptığım el işi ödevlerimi ona uzatıyorum. " Al istediğini. " Mahmure bir
an duraksamadan sonra bir kaçını alıyor. Resim kâğıtlarımı dosyama iyice yerleştiriyorum.
Kartondan yaptığım diğer işleri alıp sırama dönüyorum..
Öğretmenimiz el işlerimizi incelediğinde benimkileri Mahmure’de görünce anlıyor. Mahmure
ve bana bir güzel çıkışıyor. Mahmure o güzel artist ağlamasıyla yine ağlıyor. Ben de sulu
gözlüyüm ama arkadaşlarımın yanında hiç ağlamam.
Öğretmenimiz kedi olmaya başlıyor ikimizi tartaklarken." Beni kandıracağınızı mı sandınız.
Yaptığınız çok ayıp. Resim dersinden ikinize de zayıf vereceğim. Bu size iyi bir ders olsun"
Arkadaşıma yardım ettiğimi sanıyordum. Üzülerek kedi olan öğretmenime bakıyorum.
Suskunum. Bir kediyle konuşamam ya!
En yakın arkadaşım Nazife’yle Okul yolunda konuşurken üzülmememi söylüyor. Öğretmenin
kedi olduğunu ona söylesem mi? Tam ağzımı açacakken bağıra bağıra " Biliyor musun
öğretmenimiz kedi" diyor. Tüy gibi hafifliyorum. Evet, yanılmamışım, öğretmenimiz kedi..
Nazik Gülünay / Eski öykülerimden.
YORUMLAR
Bilge kediler iyi birer öğreticidirler. Her ne kadar küçük çocukları biraz tedirgin etseler de; haklılı payında bir kaç ikaz tırmığı dışında zarar vermezler. Çok sever ama sevdiklerini belli etmezler.
Akıcı ve merak uyandıran bir öykü olmuş. Dil hem sade hem becerekli bir zihinin marifetiyle kurgulanmış.
Seviyorum sizin yazılarınızı. Çünkü içten, dolambaçsız ve tam hedeften vuruyorlar... Patika yolları bilirnir hale sokan izciler gibisiniz...
glenay
çocuk ruhum kayboldu mu yoksa:)
teşekkürler güzel yoruma..
Öğretmene niye kedi lakabı takıldı anlayamadım.
Keşke öyküde belirtseydin.
Güzel anlamlı bir öykü okudum gönlüne sağlık
glenay
Öyküyü yazarken böyle yazdım, daha iyi anlaşılsın diye..
teşekkürler Yakuphan,
selâmlar..
Acaba beni neye benzettiler diye bir merak aldı,tebrik ederim saygılarımla.
glenay
Sadece kendi aramızda öğretmeni çekiştirerek kırgınlıklarımızı sayıyorduk.
Bilmem valla çocuklar çok acımasız oluyor:)
teşekkürlerimle,
selâm ve saygılar..
glenay
ikimizin de karnesinde resim dersi zayıftı.Öğretmenle konuşamayacak
kadar utangaç ve uslu bir öğrenciydim.
Şimdi gülümsüyorum sadece..
Çok teşekkürler Ayşe hanım,
sevgiler..
Çiğdemim bu başka bir hikayen olmalı. Bir öncekinin geçmişe dönerek anlatımı mıydı tam anlayamadım ama tek başına ele almak gerekirse, ilk okulda çocuğun öğretmenini sevmesi çok önemli. Ne kadar severse başarı oranı o kadar yükseliyor. Allah'a çok şükür ilk okulu babamın görevi dolayısıyla başka şehirleri gezerek bitirmeme rağmen öğretmenlerimi çok sevdim. Orta okuldayken ilk dönem matematik derslerimize gelen öğretmenimiz varken notlarım hep ondu. İkinci dönem yerine gelen başka bir matematik öğretmeni geldiğinde notlarım 2-3 olmuştu. Çünkü anlatımından hiç bir şey anlayamıyordum. Bende o öğretmenimi gördüğümde bir hayvana benzetirdim. Benimle birlikte bütün sınıfın notları düşmüştü. Bir gün arkadaşlarıma benzettiğim hayvanı söyledim. Meğer herkes benimle aynı fikirdeymiş. Ve öğretmenin aramızda ki lakabı oydu.
Allah'tan ertesi yıl okula başladığımızda onun okuldan gitmiş olması bizi çok mutlu etti. Notlarımızda tekrar yükseldi.
Bence sizin kedi senin neden böğle bir şey yapma gereği duyduğunu anlamaya çalışmalıydı. hemen ceza kesmek yerine.
Kız yine ne yaptın yaptın beni çok eskilere götürdün. Çok güzeldi canım.
Emeğine, yüreğine sağlık. Sevgilerimle...
glenay
Bu öykümün önceki öykümle ilgisi yok. Eski bir defterimde yazılı ikisi de.
Bugün Köpekler ve insanlar öyküsünün devamını yazacaktım. Baktım
devamı herkesin merakını gidermiyor çünkü ben onu oldukça uzun bir hikâye veya roman olarak tasarlamıştım.
Onun için yeniden ele alıp ikinci bölümü öyle yazacağım.
Matematik bende de sorun oldu iyi göstermeyen öğretmenler yüzünden..
Ne güzel işte geçmişe kısa bir yolculuk yaptın:)
teşekkürler canım,
sevgimle..
Bu öyküde güzelmiş. Entresandır; öğrenciler öğretmenlerine mutlaka bir lakap yakıştırır, onu hep öyle anmak isterler. Ama ben şahsen hiç bir öğretmenimi bir hayvan kılığında, yada onlardan birine benzediğini düşünmedim. Amasyalı çok ciddi bir matematik - geometri öğretmenimiz vardı, lise yıllarımda. Bazı arkadaşlarımın onu "Baykuş"diye andıklarını görür, onlara kızardım. Çünkü baykuşa benzer hiç bir tarafı yoktu. Notları çok kıt olmasına rağmen, öğencilerine çok sevecen yaklaşırdı.
Şaşırdım: Anneniz bu defa size son derece müşfik ve ilgili davanıyor. Bence her zaman böyledir annelerin evlatlarına yaklaşım ve davranışları. Kızıyor görünmeleri de; aşırı ebeveynlik sorumluluklarının, kaygılarının yansımasıdır bence.
Sonucu merakla bekliyoruz, acaba yalnız ilkokul öğretmenlerimi "Kediydi" yoksa daha başkalarıda varmıydı. Keyifle okudum. İyi geceler dileklerimle, selamlıyorum sizi, Nazik Gülünay.
Kemal Polat
glenay
Beni çok sever ve güvenirdi.
Bu hayvanlara insanları benzetme hastalığı mı, yeteneği mi ?Sözgelimi bir
yakın akrabamı, ineğimizin birine benzetirdim. İneği görünce onu görmüş
gibi olurdum.
Annem şu an benimle hem güzel,hem de beni üzen huylarıyla. Güzeli çirkinle karıştırıp idare ediyorum:)
çok teşekkürler güzel yorumunuza,
selâm,sevgi ve saygılar..
glenay
çok teşekkürler,
sevgimle..