SEVGİLİYE MEKTUPLAR: DÜŞÜM SENDİN
Kimsenin göremeyeceği en güzel düştün sen, uyanmamak istediğim bir rüyanın ortasında ve kimsenin kokunu bilemeyeceği bir güldün gönül bahçemde açan… Kendi can suyunu kendin kesip, kurudun, öldün, tükenişi seçtin kendi isteğinle. Kokun sinmiş üzerime, öyle ki ellerimi uzatsam rüzgâra sen kokuyor, ay düşse denize ışığı sana bulanıyor ve ben seni özlüyorum.
Ellerimde bir sen kokusu duruyor eskiden kalma, aşkın gözyaşları duruyor avuçlarımda. Sanki avuçlarıma sen siniyorsun aşkın gözyaşlarını tuttukça… Artık haberin bile gelmez oldu, gelmez kuşlar getirmez haberini kokunu bana taşımaktan korkarlar, durmaz zaman seni bana beni sana unutturmak istercesine, hayat telaşa bir kat daha fazla bulanır. Ben yanımdayken bile seni özlerim. Göğsümde sen duruyormuşçasına kıpırdamadan özlerim.
Şiirlere akıtıyorum yokluğunun ayazındaki üşümüşlüğümü, isyan ediyorum gibi görünüyor herkese karşı ama aslında yüreğimin zehrini içmeyesin diye kâğıtlara dökerken bile, senin yürek güzelliğinle zehire panzehir veriyorum. Ne yana dönsem kokun duruyor her yanda ve ben ne yana gitsem sessizce sana sarılıp, gözlerine bakıp ölüyorum. Bir aşkın ortasında kimsesiz bir Mecnunum şimdi Leyla tarafından istenmeyip ayaküstü ölümlere mecbur edilen… Can sağlığından başka bir şey istemiyor insan… Üzülüyorum bazen saçlarımı okşarken rüzgâr, bundan sonra sana nasıl bakacaklarını biliyorum. Öylesine sahiplenmişim ki ruhunu sanki sana benim gibi kimse bakamayacakmış gibi geliyor, öyle de… Şarkılar ne diyordu sevgili, sana benim gözümle bakan gözler…
İyi ki bana hayatta öğrenilmesi gereken en güzel harfleri öğrettin, ne zaman elime alsam gözyaşlarına boğulup, cehennem azabından benim ve senin kurtulman için dua edebilecek hale getirdin beni ve gözlerimden düşen her damla ile seni cehenneme sürükleyen ya da sürükleyeceklere inat, aşkıma zincirlerle bağlanan bir imanla gözlerimden inci inci dökerek ateşini söndüren tek insanın olmak kadar güzel ona harf harf her sarılışım, biliyor musun bilmem yüreğimde bana sunduğun cesaretle senin için, işlerin kolaylaşması adına her gün dua ediyorum. Ah bir de düşlerin ortasından çıkıp gelseydin.
Sabah sensizliğe açtığımda gözlerimi baktım ki, sensizlikle dolu her yer karlar altında kalmış ve her yer bembeyazdı gözleri alabildiğince bu dünya da her şey değişir dercesine… Biliyorum ki sen bu kar beyazı hayatın içinde bile sen kendi ayakların üstünde kimseye ihtiyaç duymadan, hatta bana bile, ben yüreğinin mezarına gömüldüm zaten beyazlıklar içinde, beni sen gömmüştün kendi elinle neyse dağıtmayayım konuyu, ben kar olsam ve serilsem üstüne boylu boyunca bu dünyada her şey değişir diye, sen sadece bana asi olurdun bir kara itaat etmeyen kardelen gibi, oysa kardelen nerden bilsin yüreğindeki sevdanın sargın düşlerin ortasına yangın ruh üfleyişleriyle kardeleni sevdiği için asiliğini sabrederek kabullendiğini…
Her şey değişti, hayata dair beni sanal bir dünyaya bağlayan ne varsa sildim. Telefonumu iptal ettim. Kapattım kendimi yeni bir dünyaya ve biliyor musun, bana hayat yalan söylemiş varlığının üzerine ki, hayatımda başka yalancıya gerek yok zaten… Ellerim sen kokuyor, aşkın her damla gözyaşları bana seni hatırlatıyor, ellerimde tutuyorum yokluğunu... Hüzün kimsesizliğinin koynunda yalnızlığımı hatırlatan bir canavar gibi…. Bir taraftan kanayan yaralarıma merhem arıyorum, düzen değişmedi hayatın içinde eskisinden daha fazla kanıyor şimdi yaralarım. Tek güzelliğim, tek dinlendiğim an, seni içinde barındıran yüreğimin kiralık otel odasına gidip, kokunu ciğerlerime rüzgara inat senden daha fazla ben kokarım dercesine çekmek… Her hafta bir gün kaçıyorum. Ellerim sen kokarken sensizliğin ortasında, kar beyaza bürünürken burada dünya, sen kalbimdeki beyazlığı göremeyip beni kışın habercisi gibi sonbaharda yüreğinin mezarına ayaküstü gömdün. Canın sağ olsun sevgili, sen gidişi seçtiysen kal demenin bir anlamı yok, sen kendi kararını verdin, oysa bütün kararları ben düşlerimizde sana zarar gelmesin diye ben verirdim. Kızardın sende bana, hayatıma karışma defol dercesine…
Peki def oldum işte, sevdanı yüreğimde gömmeyip, bir aşk fidanı dikercesine inadına yüreğimin tarlalarına seni dikiyorum. Gün geçtikçe bir hayal gibi büyüyorsun içimde gerçekliğinle… Şarkılar seni söylüyor, dillerde nağme adın ve ben her şarkıda bir sen döküyorum gözlerimden yaradana sığınıp senin için merhamet diliyorum yaradana… Gerçi sen bana merhametsizdin, beni istemedin bir düş olarak hayatında… Kendi düzenini kurmuşsun zaten. Nerede olursa olsun, yeni adresler, yeni başlangıçların ve açtığın yeni yelkenlerin ortasında ayın üstüne abandığı denizlerde mutlu olman için, bir yerde bir ruh var seni sen gibi seven ve hiç gelmeyecek olsan da sen gibi kabul edip, sadece ve sadece senin için önündeki şerleri yaradana sığınarak kaldırmayı ümit edercesine yalvaran biri, dua eden biri olacak ömrün boyunca. Çünkü sana dair kalbim buraya yağan kar kadar beyaz ve aşk kadar lekesiz…
Boşver bu sefil böyle bir gecede ölürken sen benden habersiz ve ben senden habersiz şehirlerin yüreğinde, ben sensizliğimle sevişirken her gece bekleyişlerimde, sen kimbilir… Pencerenin perdesini her araladığında bak gökyüzüne, kayan bir yıldız görürsen dualarla uğurla beni, ayak üstü öldürüp yüreğimdeki ateşle gömdüğün gibi… Yolların açık olsun, zihnin gibi… Düş bitti ve ben yalan bir dünyanın ortasına yalancılarla çevrili bir hayata açtım gözlerimi ama ben beni biliyorum ve ben biliyorum gerçekliğimi… Madem öyle istiyorsun, hadi bir silgi al eline, sil beni gözlerindeki tuvalden, kimsem sendin demiştim ya, kimsesizliğin tuvaline çiz beni…
Artık hiçbir şeyin kalmadı, sen varsın diye taşıyordum telefonu ve hayata dair gerekli olan herşeyi, telefonunda kalmadı, siluetini hala saklıyorum gözlerimde ve sen istediğin için gidiyorum. Bilirsin nasıl sildiğimi sevgili… Paravanların ardından artık gülümse bana, sahnede oyunun bitti… Ben düştüm sahnenden belki ama sen hala yüreğimin tahtındasın ve sahnemde başrol oyuncumsun sen. Başrol senin, artık filminde istediğini oynatırsın sevgili ama ben düşümle bittim. Düştün, düşüm sendin…Seni seviyorum.. Güle güle, yolun açık olsun… Beni ömrünce iyi hatırla!
Hiçliğin…
BAKİ EVKARALI
YORUMLAR
bazılarının imtihanı daha çetindir baki kardeş. çok daha çetin.
aşk, sevda başka bir yangının içinde kül olur. dileğini sadece onun yaşam-as-ına gönüllü yazarsın.
zulümle dolmuş dünyada hikmet-i vücudun yalnız, güller boynu bükük kalmasın içindir..
ıstırabın ıstırabımdır. yalnız bırakmak istemediğim insanlardan birisin. üç beş satırla olsa da..
Allah hakketiğin mutluluğu hakkıyla versin. su gibi aksın gönlüne.
Rabbim isyandan korusun.
bakican.
Paravanların ardından artık gülümse bana, sahnede oyunun bitti… Ben düştüm sahnenden belki ama sen hala yüreğimin tahtındasın ve sahnemde başrol oyuncumsun sen.
sevdaya dair anlamlı paylaşamınızı kutlar başarılar dilerim..
bakican.
yalnızlığın ortasında soluksuz kaldığım anların sessiz çığlıklarını yüreğinin acısını anlıyorum dercesine beni kimsesizliğin ortasında bırakmayıp yorumunla desteklediğin için teşekkür ederim.. saygılarımla