- 592 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
III. PARAGRAF
I.PARAGRAF…
Nasırlı elleriyle toprağı kazımaya ara verip, soluklandığı esnada kırışık alnına biriken teri, elinin tersiyle sildikten sonra tepesindeki kızgın güneşe selam dururken, kısa kalan gölgesi topuklarının arkasına çoktan saklanmıştı. Düşüncelerinin kıyısından, eski yaşanmışlıkların arta kalan siyah beyaz görüntüleri geçerken, sebepsiz bir şekilde dudağının kenarını diliyle ıslayıp bakışlarını yeniden az önce kazıdığı küçük çukura çevirmişti.Yutkunup, boğazını temizledikten sonra yamalı dizlerini yeniden kurumuş toprakla birleştirdiğinde, mırıldandığı eski bir şarkının kısık melodisi etrafındaki suskun yatanların kulaklarına çoktan ulaşmıştı.
II. PARAGRAF…
Uykusundan yeni uyanmış iki çocuk, dizleri yamalı, nasırlı elli insanın iki yanına diz çöküp umarsızca onu izlemeye başlamıştı.Etrafın alabildiğine tek sessizliğini bölen tek şey birkaç serçe ve alıç ağacının altından kalkan ardıç kuşlarından başkası değildi. Topraktan savrulan tozlara inat ,Karen, balçık kokulu toprak tozlarının alnında duruşuna aldırış etmeden, ağzındaki doldurulmuş duaları, kendine özgü şarkılarla, inandığı tüm tanrılara göndermişti. Toprağı tırnağıyla kazımaya devam ederken, kendi geçmişindeki eski bir zaman tünelinden geçer gibiydi.
Uzak kasabanın kilisesinden çan sesleri solgun ritimle vadinin etrafını sararken,Karen, çatlak dudaklarının arasında tanrının adını sayıklamıştı.Buna tek şahit olanlarsa iki yanına oturmuş olan o iki çocuktu.
Karen parmak uçlarından kanın toprağa karıştığını gördüğünde başının üstünde duran güneş tanrısına şükrederken, hemen yanında duran akasyanın gölgesinin serinliğine kendisini bırakmak istemişti.
III. PARAGRAF...
Bir rahibin solgun, kırışık yüzüne karışmış olan beyaz sakalları ve sözleri bir hayal gibi Karen’in gözlerin önünden geçerken, tırnaklarının arasındaki toprağı yine kendi tırnaklarının ucuyla boşaltıyordu.
Öğlen güneşinin öfkesini yitirmeye başladığı bir gün batımı Karen uyukladığı ağacın gölgesinden uyanıp, kazmaya kaldığı yerden devam etti. O iki çocuk olduğu yerde dizlerinin üstünde onun gelip toprağı kazmasını bekliyordu. Tanrıların melodisi (IŞIĞIN) karanlıklarla mücadele ettiği bir akşam üstünü gösteriyordu saatler.
Kolundaki saatin camı kırıldığında Karen toprağı kazımaya ara vermesi gerektiğini anlamıştı.Ellerini çırpıp, elindeki toprağı yere bırakırken, gizliden gizliye yanında duranlara içten içe teşekkür de etmişti.Vaftiz edilen bir gidişin, temiz adımlarıyla toprağa basarak ilerlerken Karen ’in dilinde iki kelime vardı.
IV.
“dördüncü paragraf hayale devam”…..
Kokteyl den 3 s li dostum teşekkürler destek için…
En derin üç s ile…Hiç küsss meyen beyaz kanatlı, zeytin dallı güvercin bu bölüm cesaret verdin diye….
YORUMLAR
DİLEK YILDIZI
umarım gerisini de beğenirsin...