- 574 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
" İNSANIN KIYAMETİ KENDİ BENİNİ KAYBETTİĞİNDE KOPAR "... NİZAMİ MERT...
" İNSANIN KIYAMETİ KENDİ BENİNİ KAYBETTİĞİNDE KOPAR "...
Medeniyet diye diye içinde bulunduğumuz dünyayı yaşanmaz bir yer haline getirenler, bugün karşımıza çıkıp insanlığın geleceğiyle ilgili ahkâm kesmeye devam ediyorlar. Zamanın kollarında, yoksulluğu bir kader olarak telakki ettiğimiz her an, bu çilekeş hayattan, ne kendimizi, nede sevdiklerimizi kurtarma şansımız olabilir. Âlemlerin rabbi olan Allah’ın bizim için Murat ettiği nimetlere kavuşmamız gerçekleri görmemize bağlıdır. İnsan olarak bizler Allah’ın nimetleri ile ilgili, bol bol araştırma yaparak, nedenler ve niçinlerle alakalı soruların cevaplarını hemen bulmamız gerekir.
Dürüstlüğün ve adam gibi yaşamanın masallarda kaldığı şu günlerde, herkes kendini bulunmaz bursa kumaşı zannediyor. Hâlbuki adam gibi yaşamak dürüstlük, güvenilirlik, söylemlerini yerine getirmeye bağlıdır. Bugün siyasetinden tutun da ticaretinden ve birçok insani ve İslami ilişkiler hep kirlenmiş ve kirletilmiştir. İnsanın sırtını güvenle dönebileceği bir insan kalmamıştır. Her şey menfaate dayalı bir duruma gelmiş kimsenin kimseye güveni kalmamıştır. Bu durumda hayat istediğini nasıl verebilir insana. İnsan kurtarıldığı uçurumun kenarına tekrar yuvarlanmak için dikilmiş ise?
Hayatı yaşayarak öğrenen ve bizlere çok önemli doneler bırakan atalarımız, ademiyetin korunması adına çok çaba göstermelerine rağmen, bizler onların söylemlerinin sonuçlarını hiç kale almamış ve kendi heva ve hevesimiz doğrultusunda hareket etmişiz. Bir fincan kahvenin neden kırk yıl hatırının olduğunu düşünmüş olsaydık, beklide girmek için sayısız ödünler verdiğimiz, çağdaş medeniyet seviyesine çoktan sahip olacaktık. Aydınlık bir gelecek adına feda ettiğimiz gençlerimizin, bugün içinde bulunduğu durumu gördüğümüz zaman, sanırım anlatmak istediğim şeyi gayet iyi anlamış olacağız. Ninesini uyuşturucu parası için öldürenler, annesini kesen ve sakatlayanlar, beş altı yaşındaki çocuğun ırzına geçip öldürenler, kamu malını düşmanın malı gibi görüp yakıp yıkanlar kimin eseridir. Bunları aklıselim olarak düşünen herkesin, insani özellikleri yok olmamışsa, bütün bu olumsuzlukların sonucunda burnunun direği hiç sızlamadığı kadar derin sızlayacaktır.
Bana ne lazımcılığın hüküm sürdüğü şu günlerde elbette, birileri çıkıp aman dünyayı biz mi düzelteceğiz diye bilir. İnsan isterse düzelmeyecek hiçbir şey yoktur. Yeter ki düzeltme adına bir adım atalım. Bakın bu hususta Alemlerin rabbi olan Allah cc şöyle der:” Ey iman edenler bir millet kendinde olanları değiştirmedikçe Allah o milleti değiştirmez.” Bir diğer ifade ile derki:” Bir insan kendinde olanları değiştirmedikçe Allah o insanı değiştirmez”. Demek ki değişim bizim elimizde, biz istediğimiz zaman birçok şey değişecektir. Öyleyse neden bekliyoruz, neden kendi içimizde olan olumsuz hastalıklardan kurtulmuyoruz. Onun için şu söz ne kadarda yerinde söylenmiş güzel bir sözdür.” Ey insan titre ve kendine dön”.
Zaman geçmeden gemi limandan ayrılmadan kendi benimizdeki değişimi gerçekleştirelim. Bir dakika sora çok geç olabilir diyorum. Çünkü insanın kıyameti kendiyle at başı gitmektedir. Güvenli bir dünyayı, önce içimizde, sonra ailemizde, daha sonra sokağımızda, mahallemizde, yaşadığımız şehrimiz de ve ülkemizde hayata geçirebiliriz, buna bizim olduğu gibi çocuklarımızın ve neslimizin de ihtiyacı vardır. Eğer yalan dünyada, uzun yaşamak ve ölümsüzlük istiyorsak, bunun yolu ölümsüz bir eser bırakmaktan geçer. İşte sizi o zaman kimse öldüremez. Bu duygular içinde Yüreğinizden sevgi Dilinizden hoşgörü Yaşamınızdan Ahde vefayı eksik etmeyin diyorum. Sevgi ve dostlukla.
Nizami MERT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.