- 395 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Gerçekleşmeyen Kehanetler 3
8-JÜPÜTER’İN ETKİSİ:1974’te John Gribbin ile Stephen Plagemann, "Jüpiter Etkisi" adlı çok satan kitaplarında gezegenlerin Mart 1982’de Güneş’in aynı tarafında hizalanacağını, bu gök olayının kozmik olaylara neden olacağını ileri sürdü.
[Hâlbuki milyarlarca yıl içinde aynı hiza içinde yan yana gelen gezegen süreçleri, kezler kez oluştuktan sonra olası tüm etkilerin yaşanan kıyametlerini bir denge içine, bir uyum içine bir düzenlilik içine getirmişlerdi. Milyarlarca yıldan beri bu yan yana hizaya gelişler sayesinde bu günkü konumlarıyla bu hiza alan süreçler denge içinde olan bir amortisör hareketine dönüştüler.
Hizaya gelen süreçler, amortisör hareket yalpalamaları içindeki dirençlerle; gel git yapar konumlu oldular. Bu yan yana hizaya geliş etkileşim süreçleri, zamanla; birbirinden en az etkilenir olmanın, diyagramlı girişmesi içine oturmuşlardır. Böylece, Güneş Sistemimiz, şimdiki denge içindeki halini alan balanslarıyla; Dünyamız ve hizacı bağıntılar, en az kaostuk hareket duyumunun farklı etkilenişi ve bunun karşılanması uyumu içine girdiler.
Yani artık yan yana gelen gezegenlerle Dünyamız, böylesi bir etki maruzatına karşı artık bağışıklıydılar. Olası etkiler adeta, önceden yansımalı bilişi elimine edişin sönümletilmesi olacakla, Dünyamızın ve konum daşlarının olası etkileri şimdiki süreç boyut konumuna geriletmesiyle olası tesirleri etkisizdiler. 1999 yılındaki depremde de bu kıyamet senaryoları tartışıldı.
Şu da bir gerçektir. Yan yana gelen gezegenlere Güneş’in de hiza alan çekim etkisi; bu hiza alışın en az etkiyle denge konumunda olması; etkilerinin hiç yokluğu anlamına değildir. Önceki hiza alışlar içinde hiç olmayan ve şu anlardaki Dünya içinde yeni oluşmuş olan bir durum: fark edilmeyen ve bu en az etkiden dahi, büyük etkilenecek yeni bir durum; dünya olaylarının öncülü olabilir!
Ne var ki bu ortaya konmalıdır. Milyarlarca yılın gel git yapan bu denge ya da balans durumu gözden kaçırılınca, sürece değin olası olumsuz etkiler olan diğer gölgeler, bir bilmişin bilmiş edasıyla büyürler. Sizler de, bu büyüyen gölgelerin birer inanır veya müridi olursunuz. B.K]
1982 kehaneti tutmayınca, yeni bir kıyamet tarihi belirlendi. Gezegenlerin toplam çekim gücünün, Yeryüzünün dönüşünü değiştireceği ve yıkıcı depremler olacağı ileri sürülen kitabın, Cambridge mezunu astrofizikçiler tarafından yazılmış olması, güvenirliğini artırıyordu.
Korkulan tarih yaklaşırken, binlerce insan dehşete kapılarak olası çıkış yollarının peşine düştü.
Kıyamet, 1982’de de kopmadı. Gribbin ve Plagemann, 1983’te "Jüpiter’in Yeniden Gözden Geçirilmiş Etkisi" adlı kitaplarını yayımladılar ve yeniden çok satanlar listesine girdiler. 1999 yılı ünlü kâhin Nostradamus’un kitabında dünyanın sonu olarak söyleniyordu. Nostradamus, 1999’un yedinci ayında gökten Dehşet Kralının geleceğini ve dünyanın sonuna neden olacağını yazmıştı.
9-1 OCAK 2000: ELEKTRONİK KIYAMET1: Ocak 2000’de yeni milenyumun başlangıcı da kıyamet iddialarının kurbanı oldu. Bilgisayarların "00" ile biten yılı anlayamayacağını ileri süren felaket tellalları, Dünya’da yaşamın duracağı, hatta nükleer savaşın başlayacağı kehanetinde bulundu.
Independent gazetesi, Uluslararası Para Fonu’nun gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kaos yaşanacağını öngördüğünü yazdı. İnsanlar, 1 Ocak yaklaşırken alışveriş merkezlerine akın ederek yiyecek, su ve diğer malzemeleri depoladı. 1 Ocak 2000’de Dünya, tüm kehanetlerin tersine yeni bir yüzyıla girdi.
10-BÜYÜK HADRON ÇARPIŞTIRICISI İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki (CERN) Büyük Hadron Çarpıştırıcısı da kıyamet senaryolarından nasibini aldı.
İsviçre-Fransa sınırında yerin 100 metre altında kurulan Büyük Hadron Çarpıştırıcısının protonları ışık hızına çok yakın bir hıza ulaştırarak çarpıştıracağını öğrenen bazı kesimler, bu tür çarpışmaların mikro kara delikler oluşturarak dünyanın sonunu getireceğini ileri sürdü. Kuantum fizikçilerinin "asla asla deme" [eğilimleri bizim süper aydınların içi boş referandumlara "yetmez ama evet" dedikleri gibi], kıyamet söylentilerinin daha da hız kazanmasına neden oldu.
Her şeye karşın Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, 10 Eylül’de 2008’de çalıştırıldı. Kıyamet kopmadı, ancak çarpıştırıcı 9 gün sonra teknik bir arıza nedeniyle kapatıldı. Bu kez de insanlar, 20 Kasım 2009 ve 30 Mart 2010’a kıyamet endişesi ile kilitlendiler. Bu deneylerden sonradır ki çarpıştırıcıların, dünyanın sonunu getirmeyeceğine ikna oldular.
11-MAYA TAKVİMİNİN SONU 2012’inin sonuna yaklaşırken yeni bir kıyamet senaryosu ortaya atıldı. Mayaların M.Ö. 3114’te başlayan ve "Baktun" olarak adlandırılan 394 yıllık dönemlere ayrılan takvimine göre 13. baktun, 21 Aralık’ta sona eriyor. 13. baktunun sona erişi, bazı kesimler tarafından Dünya’nın da sonu olarak yorumlanıyordu.
[Sıcağı sıcağına o olmadıysa bu kabilinden; 21 Aralık gününden sonraki, bir gün sonrası da kıyametin günüdür dendi. Ne var ki kıyamet tutmadı. İyi de, kıyamet tutmadıysa alametleri de tutmaz mıydı? Tutardı! Hem de bilinçaltının depo durumuna göre kontrollü kontrolsüz oluşu boyunca, kopardı.
Şirince görgü tanıkları ufukta, Nuh gemisine benzer kızıl bulutlar görecekti. Hiç görmedikleri kızıllık görülüp, Güneş’i; birden yükselmiş olacakla göreceklerdi. Falan filan. Sabah gazetesi el çizimi bir gemi andırımı bulut resmini; yine el çizimi Şirince köyü semalarında güya görüleni alamet olurla lanse edip basit bir haberle bu eğilimin yangınına kimi basınla sansasyon adına körükle gidecekti!! Daha görülen çeşitli alamet tefrikaları ortaya kondu, lakin tüm bunlar diğerleri gibi fos çıkacaktılar. B.K]
Sürecek
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.