AMAÇ
Hava günlük güneşlik.İçimizdeki bu kara bulutlar neden? Ya da, içimde beni tapulayan bu
kara bulut kümesi..
Balkonda oturuyorum. Ev işlerinin yorgunluğu,açık havada gidiveriyor. Belimi eski tahta
sandalyeye verdiğim anda sinirlerim gevşiyor.Az ilerdeki kahvehanenin önündeki leylaklar
kokularını buraya gönderiyor, rahatlıyorum..
Ah Nisan ayı, tıpkı gençliğe benzersin. Tüm çiçeklerini açmış belediye parkının o adlarını
bilmediğim renk renk çiçek ağaçları. Kokularını balkonuma kadar ulaştırıyor. Baharın
sarhoş eden renk ve kokuları içinde bir Nisan ayıyım..
Bir anlık rahatlayış. Köşedeki kahvehanede oturanların sesleri kulağımda, rahatlığımı bozmuyor.Yaşamın örülmüş kulesinde, en altlarda küçücük eksik bir taşım. Eksik taşın yerini bile bulamıyorum. Cahil, çok cahil bir Nisan’ım..
Yaşam kulesinin alt köşesinde, birbirini keser gibi duran iki evin arasında güneşim yarım.
Nisan güneşi bir başkadır, insanı yakar derler. Varsın yaksın. Güneş lekeleri değin çiller
belirsin yüzümde. Alışkınım çocukluktan zerdali çillerime. Annemde gördüklerim yüzünde
yama yama güneş lekeleriydi.Güneşin, çalışmanın bereketi.
Çubuk’un Temmuz’u gelsin, kendi kendimizin ırgatı olalım. Çalılı, söğüt ağaçlı çay yolu
görsün bizleri.Sırtımızda bahçe ürünleriyle yıldız yıldız kaymaya başlayalım.
Şimdiki Nisan güneşi. Bahçenin karnı deşildi bile. Sebzeler boy göstermeye başladılar birer birer.
Ah içimdeki güneş! Ne isim bulayım sana bilmiyorum. Bulutları aşacaksın mutlaka.
Bulutlar kümelenmiş içimin dört bir köşesine, ortasına, yanına. Kanım hızla akıyor, bir
motosiklet gibi. Ama hiç sahibi olmadığım bir motosiklet..
Gecenin sarhoş oğlanlarına özenip, gömleklerimi yaksam, rakı şişelerini sevgilimin evleri
önünde kırsam, taşlar parçalansa. Bilmem bulutlar dağılır mı? Bir anarşistte olabilirim. Polis
abilerle kovalamaca oynarım.Pantolonumun üstüne, şapka takarım bulutlu başıma. Ellerime
silâh veren de olur.Oh hoo! Hm de ne çok.Sağda mı durmak istersin solda mı?Allah kahretsin
yaşam tutkunuyum. İkisinin de sonu ölüme dayanıyor. Ben ölümü değil Nisan’ı seviyorum.
İyi ki Sabih şiir yazmış.Hiç okuyamadığım, ellerimizden kapıp kaçırdığı, sakladığı. O akşam
onun parlak kara gözlerinde doyumsuz bir yangı gördüm.Hayır güneş,Nisan ayı çiçekleriyle
kokularıyla, bacalardaki leylekleri, yeni doğmuş kuzularıyla, çimenleiyle yemyeşil güneşli
yağmurlu bir Nisan ayı.
Bulutları yağmurdu bu şiir denen Nisan’ın. Ertesi gün kar bulutların arasından başımı usul
usul çıkarmaya çalıştım. Karşı balkonda arkadaşım yününü örüyordu. Defter kalem aradım.
Gergin ipin üstüne yürüyen cambazdım. Bilim adamı olabilirdim oysa.Hiç bir şey bulamadım.
Ne yapabilirdim.
Sıkıntımı karşı balkondaki arkadaşıma açtım." Çok sıkılıyorum. Radyoyu sonuna dek açıp
müzik dinleyerek sıkıntımı bastırmak istiyorum. Annemle kavga ediyoruz. Sinirlerm son
derece bozuk. Ufak bir pürüz beni deli etmeye yetiyor. Asıl üzüldüğüm ne biliyor musun?
Amaçsızlık! Hiç bir amacım yok. Olağan işleri yapıyorum. Sabah kahvaltısı, öğle, akşam
yemeği hazırlaması.Evi süpürüp simek. bunları geri zekâlı biri de yapabilir. Yapacağım bir
şey yok mu acaba? Arkadaşım da aynı amaçsızlık içinde olduğunu yineledi. Çevremizdeki
bizler durumundaki kızların aynı durumda olduğunu söyledi. Üzülmemek gerektiğini ekledi..
Arkadaşımın evlerinin balkonu bizim sokağın ve karşı mahallenin hemen hemen yarısı görüş
alanındaydı.Bol söğüt ve kavak ağacı yeşillikleri arsındaki ahşap iki katlı ya da tek katlı
evlerdi bunlar. Yalnız olmadığımı anlayınca biraz rahatladım ama amaçsızlığımın ucunu
bırakmadım.
O günlerde başka bir arkadaşım Nermin elinde bir şiir kitabıyla bize uğradı. Bir kaç gün bende kalsın da okuyayım dedim. Kitabı verdi.Kitap yerli ve yabancı ozanlardan derlenerek
hazırlanmış bir antolojiydi. Şiirlerin bazısını içimden bazılarını da aileme de duyurmak için sesli okudum. Böyle bir şiir kitabını on üç yaşında Ankara’da yanlarına konuk gittiğim halamlarda da okumuştum. Hatta bir kaç şiiri ezberlemiştim. Özellikle Hacı Bayram Veli’nin
bir şiiri beni çok etkilemişti." Bayramım imdi Bayram’ım imdi/ bayram ederler yâr ile şimdi"
Çocuk ağzımla okuduğum bu büyü dizelere halam ve liseye giden oğlanları gülüşürlerdi.
O günlerde eve gelince bir kaç dörtlük karalamıştım.
Annemgile elimde şiir kitabıyla dönerek:
" Ben de şiir yazabilirim" dedim.
Kendime güvenim herkesi şaşırttı. Herkes gibi bir insan olduğumu düşünmemdi bana güven
duygusunu veren. Önüne gelen "n’apabilirsin" diyordu bir çıkış yaptığımda.Kendi kendimle
günlerce konuştum. Bu şiirleri yazanlar da insandı. Yıllarca sürse bile uğraşmalıydım.
Denemeye karar verdim.İlk şiirim düşündüğüm sevgilime yazdım." Seni düşünüyorum şu an"
dı şiirin başlığı ve içeriği.
Hem bir amaç hem de bir arkadaş bulmuştum. Kendimi şiir yoluyla eğitsem bu bile yeterdi.
Çiçekleyip bırakıverdikleri Nisan- durmuyor durduğu yerde.Yaz ve kışın geçip yaprakların sararıp solmaları gibi. Hiç bir şey durmayacaktı yerinde. Sürekli bir devinim olacaktı her
zaman. Kara bulutlar sıkıntılar arasında güneşi görmüştü. Gözlerini ondan ayırır mıydı hiç.
Yaşam kulesinin dibindeki deliğini bulmuştum. taşım elimde o yana koştum.
Nazik Gülünay
YORUMLAR
Yazınızı beğenerek okudum.
Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
Yeni yıl'da sağlık ve mutluluklar dilerim.
glenay
Ben de sizin yeni yılınızı ktlar, sağlık ve mutluluklar dilerim..
Farklıydı ..
Bence her şekilde iyi yazıyorsun canım benim ..
özledim
ama az kaldı
öptüm
glenay
Beğenmene sevindim. Yazıyı tekrar okumamıştım, yanlış yazılımları şimdi düzelteceğim.
ben de seni özledim,
diliyorum görüşürüz.
sevgyle kal canım,
öpüyorum..
Beğenerek okudum yazını..kalemin hep yazsın arkadaşım....Sehpanın üzerindeki çiçekten benimde vardı;ama kurudu en çok sevdiğim çiçeklerden bir.."Paşa çadırı." sevgiler...
glenay
Bu fotoğrafı torunum çekti telefonla. Onun çektiği fotoğrafları yazılarım
da değerlendirmeyi düşünüyorum. Sanıyorum bu eklediğim dördüncü
fotoğrafı.
çok teşekkürler yoruma,
sevgiler canım..
glenay
Düşündüğümüz her koşulda yaşamak olmalı, bir de aylardan Nisan ise.
teşekkürler,
sevgilerimle..