Tam Oynayan Erkek: PSY
Otuz dört yaşındaki Güney Koreli şarkısı PSY’nin “Gangnam Style” şarkısı internette temmuz ayından beri 803 milyon kez “tıklanarak” en çok tıklanan kişi rekorunu kırmış. Bu tıklanma rekoru kıran şarkının sözlerinden bir bölümünün Türkçesi şöyle:
“Ben bir erkeğim
Sakin görünen fakat oynadığı zaman tam oynayan bir erkek
Doğru zaman geldiği zaman tamamen çıldıran bir erkek
Şişkin kasları yerine şişkin fikirleri olan bir erkek.”
Görüldüğü üzere şarkı sözlerinde bir anlam yok. PSY’ye ne ilham verdi bilmiyorum, pek merak da etmiyorum. Şarkının başarısı da zaten sözlerinde değil hızlı, akıcı ritminde ve danslarında.
Kısa ismi PSY olan bu zat, 2004 yılında rock tarzında bir parça yapmış. Irak’ta Amerikalı askerlerce yapılan vahşet, katliamlar, kız çocuklarına yapılan tecavüzler şarkıcıyı derinden etkilemiş ve şu sözleri müziğe dökmüş:
“ Iraklı esirlere işkence eden bu kahrolası Amerikalıları öldürün
Onlara işkence edilmesi emrini veren bu kahrolası Amerikalıları öldürün
Onların kızlarını, annelerini, gelinlerini ve babalarını öldürün
Onların hepsini yavaşça ve acı çektirerek öldürün.”
2004 yılındaki şarkı 2012 yılındakinden sözleri yönünden daha değerli değil mi? Şarkının dizelerine (üçüncü dizeyi hariç tutuyorum işkence edenlerin yakınlarının bir suçu olamaz) dünya üzerinde yaşayan insanların çoğu katılmaz mı? Dünyanın gözü önünde Amerikalılar genç kızlara tecavüz etmedi mi, camileri, türbeleri bombalamadı mı, hapishanelerde mahkumları çırılçıplak soyup fotoğraf çektirmedi mi?
Üzücü olan nokta PSY denen bu zatın 2004 yılında yaptığı bu şarkı için pişman olması ve Amerikalılardan özür dilemesi. Iraktaki tecavüzler , “bireysel vaka” olup Amerika büyük, birleşik devletine teşmil edilemez demek istiyor galiba bu toraman, sütlaç kardeşimiz. Ne de olsa bu gün(10 Aralık 2012) Amerika büyük birleşik devletinin prisident’i ve firs lady’sinin huzuruna çıkacak. Kısacası “Ben anti Amerikancı değilim , ben bu düzenin bir parçasıyım, oynadığı zaman tam oynayan bir erkeğim” demek istiyor Güney Kore’nin yeni “idol”ü.
YORUMLAR
Kaybedilen zamanda affedilen hatalar ne kadar çok olursa,içimizdeki nefretten o kadar kurtulmuş oluruz…Belki zaman ‘’acısı bol olan dönem için’’ biraz daha acımasız olur.Nefretin karatahta üzerinde beyaz tebeşirle yazılı olması ’iz’-belirginliğini yüzümüze vururken,beklide biraz daha gayret etmeliyiz not alırken acıları,nefreti sönük kalemle yazmaya.İşte o zaman içimizden atamadığımız nefretin büyümesini engelleriz.’’en azında çaba’’İçindeki nefreti(adam oynayarak atmış)diliyle özür dilemiş lakin beyninden atabilmiş mi?