DÜŞ KIRIKLIĞI
Kimsenin canı bir kaç satır yazmak istememiş sanki. Boş sayfayı görünce biraz daha bekle
dedim kendime, bekledim. Bir yazı bile yoktu. Uyumaktan biraz daha vazgeçip yazmaya
başladım.Boş boş konuşmayı da sevmem ki, sahi ne yazacağım birden daldığım bu sayfaya
Biraz önce bir yazı okumuştum, köpeğini anlatıyordu. Ben de bakamadığım bir kaç kuş ve
kedilerimizi anlatayım dedim. Amaç lâf olsun torba dolsun mu acaba? Sanmıyorum..
Aradan kaç yıl geçti tam anımsamıyorum. Oğlum henüz küçüktü, ancak ortaokula gidiyor
olmalı.Bahçeye misafirlerimiz gelmişti. Biz de yanlarına gidiyorduk. Bahçeye birkaç adım
kalmıştı ki hayatımıza bir anlam katacak sevimli yavru kedileri gördük. Kediler yanımıza
gelip, eteğimize sokuldular. Bununla da kalmayıp arkamızdan yürüdüler. Oğlum kedileri
çok seviyordu. Ben de seviyordum tabii. hemen oracıkta sözleştik,eve dönüşte kedileri de
alıp götürecektik.
Sözümüzde durduk. Kedileri kucağımıza alıp eve getirdik.Yolda bizi görüp o kedileri neden
götürüyorsunuz diye soran komşu kadına ağzımızda bir kaç sözcük geveledik. Ne dediğimizi
anlamadı bile. Hem ona neydi canım keyimizin kâhyası mıydı?
Kedi yavrularına dip odada bir yer hazırladık minderle. Yanına kedilerin çişini yapacağını
düşündüğümüz bir yer hazırladık sonra. şimdi düşünüyorum da küçük ayrıntılar ne kadar da
önemli.Kedi hiç yattığı yeri yanına çişini yapar mı? Cahillik işte!
Kediciklerin biri simsiyah biri siyah beyaz tekir kedi. Oğlum çok mutluydu. Kedileri yıkıyor,
saç kurutma makinasıyla kurutuyor, yiyeceğiyle ilgileniyordu. O gidince benimle kalıyordu
yavru kediler.
Herşey iyiydi güzeldi de kediler bizim çişini yapsınlar diye hazırladığımız yere çişlerini yapmıyorlard. Evin içi kokuyordu artık. Kediler canlarının istediği yeri pisliyorlardı. Bir de
evde namaz kılıyorduk bu pislikte yaşamak olmazdı. Önce kedilerin odasındaki halıyı attım. Kedileri çok seviyorduk ama nasıl bakacağımızı bilmiyorduk.Tuvalet terbiyesi nasıl
verilir bilmiyorduk. Oysa kedi çişi gelince sabahları yorganımın üstüne çıkıyordu çişime götür diye.
Kedileri sevmemize rağmen bakamadık. Siyah kedi hasta gibiydi zaten, bir sabah ölüsünü
bulduk. Çok üzüldüm. Onun diğer yavru kedi üstüme tırmanırken onunla adeta yarışarak
üstüme çıkmaya çalışmasını unutamam.Bir gün de gözümün önünde çişini halıya yaptığını
görmüş sözde ceza diye hayvanı pencereden dışarıya bırakmıştım kızgınlıkla. Az sonra eve almıştım tabii.
Siyah kedi öldüğünde sanki canlanmasını bekleyerek dua etmiştim. Ölüsünü kapının önüne
bırakmış bir süre canlanmasını beklemiştim safça. Sonra oğluma bahçeye bildiğimiz bir
yere götürüp gömmesini söyledim.
Diğer kedinin de kaderi hemen hemen siyah kediye benzedi. Biz çocuklarla bir hafta evden
uzaklaşınca kayboldu. Kedilere musallat olan çocuklar götürdü sanıyorum. Onu çevre
sokaklarda çok aradım,bulamadım.
Ev kokudan kurtulmuştu ama o minik kedilerin üzüntüleri, özlemleri bizimle kalmıştı.
Diğer sözgelimi Muhabbet kuşu ve süs balıklarında da aynı düş kırıklıklarını yaşadık.
Bir daha evde hayvan bakmaya tövbe. hayvanlar yerinde, yuvasında güzel; tıpkı insanlar gibi..
YORUMLAR
Benim çocukluğum köyde geçti. Evde kedimiz, dışarıda köpeğimiz, tavuklarımız ve ineklerimiz vardı.
Ama İstanbul'da zor oluyor.
Çocuklar hevesleniyor, balık, kuş, kaplumbağa, hatta ördek yavrusu da aldık...
Ama yavrular yavru olarak kalmıyor ki...
Her bir mutluluğun bitişi çocuklarda gözyaşı bırakıyor:(
Bir uğur böceği girmiş eve. Benim çocuk çok sevmiş. Eline alıp oynuyormuş. Bazen uçup başka yere konuyor. Ama bir defasında yanlışlıkla sobanın üstüne konmuş. Çocuğun iki gözü iki çeşme...
Annesinin "oğlum, başka uğur böceği buluruz" demesi nafile...
"Ama o öldü. Yazık değil mi?" diyormuş...
glenay
Kuşlar ya açık balkon kapısından kaçtı ya öldü. Balıklar öylesine.
Hayvanları da doğal ortamlarında sevelim. En iyisi bu sanıyorum..
güzel yorumunuza çok teşekkür ediyorum,
selâm ve saygılar..
Senin tepkisel öykünü seviyoruuummmm :)
ama
çok şekerdi de he ....
kalbin tertemiz
glenay
Bir de yazıyı doğru düzgün yazmayı bilebilsem. Çok kötü olmuş.:)
Canım benim, ne yazarsam seversin sen, öyle tatlısın, şeker sensin yani:))
Sevgiyle kal, öptüm canım.
bebek yarın öğleyin geliyor :)
leb-i şima
orası bana yetti
herkes kuşa köpeğe yazar da ben yazmam mı gibi olmuş :) imla hatalarını gördüm :) ama geriye dönüp bakacağını bildiğimden önemsemedim canuuummm
Bende hayvanların doğal ortamlarda yaşamasından yanayım;ama hayvanlarda lütfen beni evinize alın der gibiler..Her pazar ailece şehir dışına ormanlık alanlara gideriz...bir nevi meditasyon olur bizim için..Geçtiğimiz pazar gittiğimiz yerde dört tane yavru köpek vardı..bizim yanımıza geldiler...hepsi o kadar sevimli ki....sonra büyük köpeklerde geldi tam dokuz köpek...Yanımızda bir torba dolusu büsküvi türü yiyecekler vardı..hepsini onlara verdik..nasıl yediler..hayvanlar açmış..Hele bir küçük köpek vardı adını kibar koyduk.Atılan yiyeceği ağzına alıyor uzaklaşıyor, orada kibar kibar yiyor,sonra bizim yanımıza geliyor...hayret ettik köpeğe..evim müsait olsa alacaktım o köpeği....yani beni al diyor...güzel bir paylaşımdı..saygılar.....
glenay
En büyük dileğim maddi durumum elverirse sokak hayvanlarına bir barınak açmak.
bütün dualarım kabul oldu.Diliyorum bu da olur.
Güzel yorumuna çok teşekkür ederim,
selâm ve sevgiler..
Hayvanları ben de severim bu yazıyı okuyunca anılarım aklıma geldi.
Örnek alınacak bir davranış sergilemişsiniz.
Yazı güzeldi gönlüne sağlık abla.
Saygılar
glenay
sevmemen imkânsız.
Çok teşekkürler,
selâm ve sevgiler..
glenay
teşekkürler,
sevgilerimle..
Başlangıcında tebessümle sonunda boğazımda bir yumruyla okudum yazınızı. Keşke bir bilenden tuvalet terbiyesinin nasıl verileceğini öğrenseydiniz.Hayvanlarla ilgili konularda çok üzülüyorum.
glenay
minik ve tatlıydıki. Birinin adını minik koymuştum. Bütüün hayvanlar aslında sevgiyi anlıyor. abartı gibi olmasın ama karşılığını insanlardan daha fazla veriyor.
gerçekten kedi bakımı konusunda hiçbir fikrim yoktu. Keşke diyorum bir vetrinere neden sormadım.
yorumunuza çok teşekkürler,
sevgiyle..