- 716 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Sinirli(sınırlı) Hayaller
Bir şarkı tutturdum bu aralar.
Elimde bir kalem var. Bakarsın tarihi ben yazarım…
Böyle başlıyordu şarkım. Sonunu bilmiyorum şarkının.
Özgüven bizim evin çatısını deldi anlayacağın güzel abim, hayallerim yağmur altında kaldı. Ayakkabımın altı delik değil ama hayallerimi kurduğum çatım çatlak. Benim kafa gibi.
76 model bir kırmızı Mercedes alacağım diyorum. Şarkılarda ki bahtiyar çocuk gibi!..
İbrahim Sadri’nin okuduğu gibi şiir okumaya çalışıp, Beyoğlu’nu Sincan’a benzetiyordum. Şiirlerde sonunda beni bir adama benzetiyordu…
Sazı olmayan ozanlar gibi hece ölçüsünü biraz fazla kaçırmış oluyorum…
Bir Mihriban şiiri yazamıyorum ama yazanı tanıyorum. Bende bununla gurur duyuyorum.
Musa Eroğlu kadar felsefeyi bilmiyorum, ama hayatın içi neresi onu biliyorum…
Anarşist bir yönüm var. Sevdiğimin sokağında harama geçit vermiyorum.”Kurtarılmış Bölge” artık sevda sokağının hudutları.
Sokak arası düğünler hayal ederken, havuz başı düğün isteyen kıza aşık oluyorum. Bazen villalarda oturuyorum bazen de çok zengin oluyorum. Arada insan olmayı hatırlıyorum. Yapamıyorum…
Bir delikanlılık meşrebimiz var , tüm dahil olduğumuz sohbetlere o cümle ile başlıyoruz…
Her sabah tüm gazete köşelerinde ahkam kesen ahmakları okuyoruz. Birde memleketi biz kurtarıyoruz. Biz derken çoğul değil. Ben, keyfim falan…(hep öyle derler)
Hayaller işte. Adam olmayanı bile adam ediyor. Biz adamızda bu sefer kral olmak istiyoruz. Ama cümleye girince sakalı olmayan Karl oluyoruz. Kraldan çok “Karl”cı. Severiz öyle mübarek adamları..
Ankara’nın övünülecek bir tarafını bulamazken, Kale’den bir başlıyoruz cümleye, gerisi Sincan’ın Lale İstasyonu’ndaki kaldırım taşlarına kadar düşüyor.
Cümlelerde irtifa kaybediyor.
Üniversitede fizik dersinde işliyoruz… Fizikte edebiyat, matematik dersinde siyaset yapıyoruz. Ülkeyi ancak bu şekilde üretime zorluyoruz. Tıpkı Antalya Film Festivalleri gibi. Sanatçı olduğunu zanneden mikrofonu görünce siyaset yapıyor. Yeni gelin gibi mikrofon tutuyorlar… İzmir’i bilmeden İzmir türküsü tutturanları Antalya’da sanatçılık oynarken görüyoruz. Sanat, sanat için mi? Sanat, onlar için mi?
Eleştirilmeyi hak etmeyenleri eleştirdiğim için Allah’ım bana günah yazma. Beni affet.
Neyse.
Hayallerimi anlatıyordum, konu nereye geldi.
Ben yine temennide bulunayım da, güzel günler gelirse bana kızmaya vakit bulursanız, kaldığınız yerden devam edersiniz.
Güzel evrenin, güzel ülkemin ırkı, dini, dili, rengi ne olursa olan insanları ile paylaşmayı bilelim.
76 model Mercedes’i bile.
Ha bu arada…
Sanat, benim içindir!..
Sencer Gültuna
Kasım-2012
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.