Bizim horoz- 2
Bizim horoz,başına toplanan coşku içindeki horozları görünce, bir gösteri yapmam şart
diye düşünmüş. Hemen tutsak olduğu damın üstüne çıkmaya çalışmış. Paytak paytak yürümüş önce. kanatlarını havalandırıp uçmaya çalışmış. Iıh olmamış. Hemen yardımına
koşmuş yanındaki horozlardan ikisi." Biir ikii üüüç diyerek uçuruvermişler damın üstüne.
Bizim horoz yüksekllerde olmanın tadını çıkarmış önce.Sağına soluna büyük bir çalımla göz
gezdirmiş.İki kanadını iki yanına kursağına doğru yayarak koymuş. Bacaklarını açıldığınca açmış. Bakışlarını aşağıda daha da ufalan böyüük kümes ahalisine indirmiş önce, sonra da
bakışlarını uzaklardan bir medet umar gibi uzaklara çook uzaklara okyanus ötesine dikmiş.
Veee ilk nutkunu atmış:
" Aziz horozlarım, tavuklarım. ( Aşağıdakiler yanlarındaki tavuklara horozlara bakmışlar üü
üü rüüü, gıt, gıt, gıt, gak, gaaak! Kime söylüyor bu başhoroz? Başhoroz yaptıysak bizim de sahibimiz ol demedik ya diye guruldanmışlar.)
Başhoroz sürdürmüş:
" Biliyorsunuz okuduğum bir üü ürüü üüü yüzünden tutuklanıp samanlığa atıldım.( Başhoroz
luğu sırasında bunu acısını kat kat çıkaracak, burunlarından fitil fitil getirecekti. Henüz
üü rüü diye ötme safhasına bile gelmemiş horozlar bile tutsakevleri ( pardon samanlıklar)
dolacaktı tavuk ve horozlarla. O da için için ben de sizi bu samanlıklara tıktırmaz mıyım
diyordu için için.) Allah beni burada karşladığınız için hepinizden razı olsun."
Allah sözünü duyan hemen hemen bütün horozların ve tavukların tüylerinin yere düşeceği
hatta yerlere döküleceğinden emindi. Eveet, Allah diye başlayalım, neyle uçlarız Allah bilir
diyordu.Bundan sonra da Allaah deyip başlıyor çöl bedevilerine kadar getiriyordu işi. Lan
seni ananı diyecekken" Ananı da al git diyordu zorla öten bir horozcuğa.
Neyse başhorozun konuşmasına dönelim:
" Allah büyüktür. Ben ben neredeyim, onlar nerde?"
Horoz ve tavuklar küçük gözlerini iyice açarak baktılar. Birbirlerine dönüp gıt gıtladılar.
" Allah Allaah! Biz mi yanlış görüyoruz.Durduğun yer altı üstü bir dam.Üstelik seni oraya biz
çıkardık. Neyine kabartırsın tüylerini. Onları cilâlayan, parlatan, püf püfleyen bizleriz!Adına ne deniyorsa işte bu çöplüğün. Üü ürülemeyi kısa kes te azıcık otlanalım, solucan
arayalım şurda. Sen yemimizi at hele gıt gıt gıt, üü rüü demişler.."
Bu günlük bu kadar yetsin. Bizim horoz ve tavuklar benim de bir dama kapatılmamdan
korkarlar. Ben de onlara öyle bir horoz(pardon tavuklandım ki) Kapatırsa kapatsınlar evde
değil, damda yatarım dedim. Benim bir buçuk yaş küçüğüm, ikiz gibi büyüdüğümüz Nazife
konuşmasını sürdürdü:
" Anneannemgilin ordaki cezaevini görmedin herhalde."
" Görmez olur muyum, beraber gezdik ya. Kız, buz gibiydi o duvarlar neydi öyle. Bir de
mahkûmların seslerini koymuşlar hücrelere, maketleriyle birlikte. İnsan adeta orada yaşıyo
gibi oluyo.Bir şey değil, bünyem de pek hassas, buluttan nem kaparım! "
" Eh işte ona göer, iyi düşün. Canın hapse mi girmek istiyo."
" Gene de yazarım. Ben yazmazsam, o yazmazsa, kim yazacak. Namussuzlar kadar namuslular da sesini çıkarsa bu yapılanlar yapılamazdı."
Arkadan halamın kızı Sevil atıldı:
"Şimdiye kadar yazmışlar da ne değişmiş."
Az önce Sevil’le tartışmıştık. Katı bir başhorozcu olduğunu görmüştüm ve inanamamıştım:
" Olsun ben yine de doğru bildiğimi yazmaktan vazgeçemem."
Başhorozu, yani" bizim horozu" yazmaya devam edecektim..Kim öterse ötsün!..
21. 11. 2012 / Nazik Gülünay
Fotoğrafı canım torunum üç buçuk yaşındaki Barış çekti. Profil resmimde ortadaki minik.
Fotoğraftaki ise bizim evlerin horozu, yeğenim Burak.
Bu öyküde bana ilham veren Faize’ye yani Leb-i şima’ya çok, çok teşekkürler..
YORUMLAR
glenay
okuyan oldukça yazarım elbet.
çok teşekkürler bu samimi yoruma,
selâm ve sevgimle..
Ben yazmazsam... sen yazmazsan... O yazmazsa... Kim yazacak horozun hikayesini.
Beğenerek okuyorum yazınızı. Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
glenay
çok teşekkür ederim,
selâm ve saygılarımla.
glenay
beden de cevaben:
Gıt gıt gıdaaaaakkkk!
severek,
öptüm canım..