- 1146 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
9.MEKTUP
Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla
Sevgili Tuğçe seni selamların en güzeli Allah’ın selamı ile selamlıyorum
Allah’ın selamı bereketi rahmeti senin üzerine olsun. Sana ve ailene sevdiklerine Allah’tan mutluluk, sağlık, zenginlik vermesini diliyorum…
Sevgili Tuğçe sana yazmaya söz verdiğim mektuplardan birincisini yazıyorum. Hatalarım için şimdiden özür diliyorum. Aslında geç kalmış bu mektup beklide arkadaşlığımızın olgunlaşmasını bekliyordu….kim bilir.
Sevgili Tuğçe dünya görüşü yetiştirilme tarzı ve aldığımız eğitim bakımından biz çok farklı insanlarız.Allah c.c. sayesinde kalplerimizi uzlaştırdı da biz tanış olduk ve sonra arkadaş olduk. Allah’a hamdolsun.
Sevgili Tuğçe
Allah ruhları yarattıktan sonra bir yerde topladı ve onlara “ben sizin rabbiniz değimliyim” diye sordu. Ruhlar “evet öylesin “ anlamına gelen “bela” dediler ve biz ta o zaman Müslüman olduk.. işte ogün birbiri ile kaynaşan ruhlar dünyada da kaynaştı ve birbiri ile dost oldular. Bu sebeptendir birbiri ile kaynaşan ruhların “elestü bezmi” denilen bu günde tanıştığı söylenir seninle ilk tanıştığımda kalbim sana karşı muhabbetle doldu. Aslında aldığım terbiye gereği karşı cinsle pek fazla diyalog kuramazdım eskiden.
Şunu açıkça belirtmeliyim ki ben düşünmeyen okumayan sanatla edebiyatla yada dünya meseleleri ile ilgilenmeyen ,hayatı sadece erkekler giyisilerden ibaret olan bayanlardan hoşlanmam. Hayatını bir mücadeleye adamayan, diğer insanlara faydası olmayan bu insanlar için hayat boş ve anlamsızdır . öyle olduğu için kendileride boş ve anlamsızdır
Ama sen öyle değilsin sen okuyan düşünen sanatla ilgilenen diğer insanlar için bir şeyler yapmaya çalışan birisin .bu yönüyle-benim gözümde-diğer bayanlardan ayrı ve üstünsün. Seninle arkadaş olmamın ve sana muhabbet duymamın nedeni budur.
Elbetteki aldığımız eğitim ve dünya görüşümüz çok farklıdır dünya görüşlerimizin aynı olması gerekmiyor. Aslını istersen dünyada ne kadar insan varsa o kadar farklı dünya görmüşü vardır. Hatta aynı cemmatten yada aynı davaya gönül vermiş insanlar arasında bile derin görüş farklılıkları olabiliri. Böyle olması bir zenginliktir. Allah’ın bir lütfudur.
Sevgili Tuğçe
İnternette gerçekler maskelenmesin üzerinden gönderdiğin yazıların hemen hemen hepsini okuyorum. Hepsi çok güzel bazılarına katılıyor bazılarına katılmıyorum. Paylaştığın mesajlar senin entelektüel bir altyapın olduğunu gösteriyor.
Bu entelektüel yapı içerisinde şu soruyu hiç kendine sordun mu?
“ ben neden yaşıyorum? Bu dünyaya niye geldim”
evet felsefenin en köklü sorusu olan bu soru
hemen hemen bütün feylesoflar kendine sormuş ve bir cevap vermiştir. Ancak en tutarlı cevabı Allah c.c. kuranı kerimde vermiştir. “ben insanları ve cinleri bana ibadet etsinler diye yarattım.” Ayetiyle kesin ve açık bir şekilde yanıtlamıştır o soruyu.
Bu yüzden biz imam hatip lisesinde mezun olanlar ve ya başka yollardan din eğitimi almış olan lar bu soruyu rahatlıkla “ evet biz Allah’a kul olmak için bu dünyaya geldik “ diye cevaplıyabiliyoruz..
Elbetteki kulluk açısından tam ve mükemmel değiliz
Belki ibadetlerimizi tam yerine getiremiyoruz.
Belki günahlardan tam olarak kaçınamıyoruz . ama biz tam ve samimi bir şekilde Allah’a inanıyoruz.
Peygamber efendimiz –selam onun üzerine olsun-“hayatında bir defa dahi la ilahe illalah muhammedurresullah diyen cennete girecektir” buyurmaktır.
İmanın şartı altıdır.
allaha inamak
peygamberlerine inanmak
meleklerine inanmak
kitaplarına inanmak
ahiret gününe yani öldükten sonra diriltileceğimize ve hesaba çekiliğimize inanmak
hayır ve şerrin allahtan geldiğine ve kadere inanmak.
Eğer sen bütün bu saydıklarıma tam ve eksiksiz şekilde inanırsan ve hayatında bir kez lailahe illalah dersen cennete gireceğini büyük bir umutla umut edebilirsin .yok saydıklarımdan birine yada birkaçına inanmazsan üzülerek söylüyorum cennete giremeyeceksin
Allah korusun.
Sevgili tuğçe
Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ben hiç kimsenin cehenneme girmesini istemem
Yalnızca diğer insanlara zulmetmiş ve bundan zevk almış yaptığı zulümden pişman olmayan insanlar hariç. Herkesin cennete girmesini isterim çünkü cennet dar değil sizler cennete girerseniz bize yer kalmayacak diye bir korkum yok.
Bu yüzden bir küçük tebessümle insanların hayatını güzelleştiren birkaç küçük iyilikle insanlara yardım eden herkesin cennete girmesini dilerim.
Sevgili Tuğçe
Amel ibadet imandan bir cüz değildir.
Aynı şekilde haramın haram olduğunu kabul edip haram işleyende dinden çıkmaz. İbadet etmeyen dinden çıkmaz.
Unutma tevbe kapısı güneş batıdan doğuncaya kadar açıktır.Allah’ın rahmetinden umut kesilmez. En çaresiz anımızda o bizim yardımcımızdır. Bizim görevimiz imanımızı muhafaza edip yapabildiğimiz ibadetleri yapmak kaçabildiğimiz günahlardan kaçmak kaçamadıklarımız için Allah’tan af dilemektir iman ettik umut ediyoruz ki cennete gireceğiz.
Sevgili tuğçe sözlerime son verirken bu dünyada mutlu bir yaşam sürdüğümüz gibi öteki dünyada da mutlu bir yaşam sürmemizi ce nabı Allah ‘tan niyaz ediyorum
Sonsuz selam
09/05/2010
Muhammed Hanefi Taşkın
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.