- 1169 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Tek Olan Allah’ı Tanımak
Birçok insan, çevrelerinde gördükleri ve vücutlarını oluşturan maddelerin mutlak olduğunu, Allah’ın ise soyut bir varlık olduğunu zanneder. Bu bir yanılgıdır. Asıl mutlak varlık Allah’tır, diğer her şey ise O’nun tecellileri olan yarattıklarıdır. İnsan bu en büyük gerçeği hayatına hakim kılmalı ve bu gerçeğe uygun yaşamalı.
Kuşkusuz, Allah’ın Zatını görmemiz mümkün değildir. Ancak insan aklını ve vicdanını kullanarak, etrafındaki muhteşem yaratılış örneklerine bakarak Allah’ın mutlak ve Yüce varlığını kavrayabilir. Allah’ın mutlak varlığına ilişkin sayılamayacak kadar delil, tüm açıklığıyla görebilen insanlar için sergilenmiştir.
Rabbimiz evreni yaratmadan önce maddesel anlamda hiçbir şey yoktu. Evren yaratıldığı anda, zaman, mekân ve madde, Kendisi tüm bunlardan münezzeh olan Allah tarafından “OL!” emriyle yaratılmıştır. Allah, “Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir.” (Bakara Suresi, 117)
İnsanların çoğu, Allah’ın yarattıktan sonra her şeyi kendi haline bıraktığını zanneder. Oysa Rabbimiz her şeyi her an kontrolünde tutar. Geçmişte olan ve şu an olan her şeyi Allah, benzersiz gücü ve ilmiyle yaratır. Hiçbir şey kendiliğinden, tesadüflerle olmaz. Ağaçtan tek bir yaprağın düşmesi dahi “…O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez…” (En’am Suresi, 59) ayetiyle haber verildiği gibi, O’nun izniyledir. Filizlenen her tohumu, anne rahmine düşen her bebeği, uzaydaki bir yıldızın doğumunu ve tüm olayları Rabbimiz yaratır.
Allah her an yaratmaya devam etmekte ve emri sürekli inmektedir. Kendi haline bırakılacak olan her şey, düzensizliğe doğru gider, yok olur. Evrendeki ve canlılardaki muhteşem düzenlere sahip sistemler, Rabbimizin onlar üzerindeki kontrolünü kanıtlar. Allah’ın bozukluk ve çarpıklık bulunmayan eşsiz yaratışı bir Kur’an ayetinde şöyle açıklanıyor:
O, biri diğeriyle ’tam bir uyum’ içinde yedi gök yaratmış olandır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir ’çelişki ve uygunsuzluk göremezsin. İşte gözü(nü) çevirip-gezdir; herhangi bir çatlaklık (bozukluk ve çarpıklık) görüyor musun? Sonra gözünü iki kere daha çevirip-gezdir; o göz (uyumsuzluk bulmaktan) umudunu kesmiş bir halde bitkin olarak sana dönecektir. (Mülk Suresi, 3-4)
Gücü her şeye yeten Allah’ın bu mucizevî tasarımlarını ve benzersiz yaratmasını inkâr edip, ‘doğa ana’da veya yaratılmış varlıklarda bilinç olduğunu iddia edenler, kuşkusuz ki büyük yanılgıdadırlar. Tesadüfler, sebepler hiçbir şeyi yapamazlar. Akıl sahibi insanlar ise, evreni kaplayan bu harikaların kendiliğinden oluşamayacağını ve her şeyi yaratmış olan ‘bir güç’ olduğuna inanırlar; işte O, tek büyük güç olan Allah’tır.
Devasa büyüklükteki gök cisimlerini evrendeki en düşük kuvvetle yörüngelerinde, her şeyin en küçük yapıtaşı olan atom çekirdeğini evrendeki en büyük kuvvetle bir arada tutan Yüce Allah’tır.
Bu mükemmel düzenler ve kusursuz tasarımlar, hepsinin tek bir Yaratıcı tarafından yaratıldığını gösterir. Bir başka ilâh daha olsaydı, her ilâh kendi dilediğini yapacağından kesinlikle uyumsuzluk ve çelişki oluşurdu. Allah’ın tek güç olduğu ve O’ndan başka bir güç olmadığı, olsaydı zaten her şeyin bozulup gideceği Kur’an ayetlerinde şu şekilde açıklanıyor:
Eğer her ikisinde (gökte ve yerde) Allah’ın dışında ilahlar olsaydı, elbette, ikisi de bozulup gitmişti. Arşın Rabbi olan Allah onların nitelendiregeldikleri şeylerden yücedir. (Enbiya Suresi, 22)
Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir ve O’nunla birlikte hiçbir ilah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürüverirdi ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı. Allah, onların nitelendiregeldiklerinden Yücedir. (Müminun Suresi, 91)
Rabbimiz insanî olan tüm sıfatlardan münezzeh, tek Yüce olandır. “La İlâhe İllAllah” der, Allah’tan başkasını reddederiz. Ve deriz ki;
“… O Allah, Bir’dir. Allah, Samed’dir (herşey O’na muhtaçtır, daimdir, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır). O, doğurmamıştır ve doğurulmamıştır. Ve hiçbir şey O’nun dengi değildir. (İhlas Suresi, 1-4)
Fuat Türker
YORUMLAR
Bir köy muhtarsız olmaz. Bir iğne ustasız olmaz, sahipsiz olamaz. Bir harf kâtipsiz olamaz, biliyorsun. Nasıl oluyor ki, nihayet derecede muntazam şu memleket hâkimsiz [hükmedensiz] olur? der Bediüzzaman onu buldun her matlubunu buldun demektir . Bilmek, tanımak, sevmek niyazıyla tebrikler
Fuat Türker
İmanlı yaşayıp ve İmanlı ölmek ne büyük nimet. Razı olmak ve razı olunmak. Layık bir kul ve layık bir ümmet olabilmek. İnsanı donatır. Tüm yıkımlar boyun eğer. Rabbe hakkıyla teslim olana.
Çok güzeldi.