Edebiyat Defteri'ne...
Sevgili Edebiyat Defteri,
Kaç zamandır her gün olmasa da en çok açtığım üç sayfa olman sebebiyle artık biraz daha biribirini anlayan,samimi dost olduğumuz kanaatiyle bazı sıkıntı ve meseleleri seninle (siz demiyorum,o derece yakınız yani ) hasbihal etmek arzusundayım epeydir.
Ancak fırsat oldu zira kalem elime geçince aklıma sıkıntılar değil,mutluluklar geliyor en eskimişinden en tazesine, en hafifinden en okkalısına kadar.
Bir zamanlar senin sayfalarında eskimiş olduğumu zannederdim.
Hani bir küçük ilçede,bir işyerinde , daima yolculuk yaptığınız vesaitte ,camide olmadığınız zaman gözler sizi arar, yerinize oturmazlar "şimdi gelir" diyerek,işte o tarz eskimiş, yıllanmış hissederdim kendimi.
Oysa şimdi kendimi eskimiş ve yabancılaşmış hissediyorum günden güne .
Allah’a şükür yine de eski yazarlar bakıyor bu mahzun pencereden. Bir an olsun başlarını uzatıp içerideki fakirler ne halde dediler mi, seviniyoruz,bahtiyar oluyoruz.
Burada isimlerini saymayı usulüme uygun bulmadığımdan sadece gidenlerden bahsetmek istiyorum.
Değerli hanımefendi "Esma Kahraman" ın o sivri,bazen sinirlerimi zıplatan, içeriği kıl mı kıl, akıl mı akıl olan " O değil de!" ile başlayan nüktelerini özledim.
Erol Konur Hocam artık eskisi gibi yüzümüze bakmıyor. Biz onun şiirlerinde kalbimizi dinledik.
Dertlendik,sevindik,ağladık.
Çalıştığımız yerlerde okuduk şiirlerini, oturduğumuz mekanlarda sohbetlerimizi yüceltti şiirleri, fakat o bizi sözlerinden mahrum bıraktı.
Algın "bir diz kırımı yer arayan" arkadaşımız,umarım en erdemli sevgilerin sofrasında dizini kırıp oturmuştur. Belki de merhametli bir ağacın dallarında "tünemiş" tir.
Onun şiirlerini de özledik.
Yorumlarını,eleştirilerini ( bazen kızsak da...) hakikatten özledik.
Bir bebeği vardı "kırmızı kurdelalı", mavi suratlı örme , hiç bir işe yaramayan cinsinden.
Şimdi o bebeği bile özler olduk.
Asran vardı "Ne sultanlık ne gurur ne onur hepsi yitiğim
Zindana atılacak kadar güzelsin Yûsuf’um " diyen, şiirleri damağımızda, sözleri kulağımızda eskiyen.
Şiirleriyle ruhumuzu yıkayan ve beni sayfadan sallayan.
Irıza nerde?
Neden yazmıyor hapishane anıları?
Neden bakmıyor bize doğru?
Sahi ya “İncidal” ?
Engin Tatlıtürk,benim daima hayır konuşan ve düşünen hemşerim nerde?
Biz ya komşu olsaydık aynı mahallede veya aynı binada, yine böyle mi olacaktı?
Bir akşam olsun çay içmeye gelmez miydiniz?
En azından kapıda karşılaştığımızda “iyyakşamlar komşu” demez miydiniz?
Biz bir çınarın gölgesinde serinledik, bir ırmak kenarında dinlendik hep beraber.
Çocukken merak ederdim;” ama insanlar nasıl aşık oluyorlar?” diye. Acaba bir gören onlara karşısındakini anlatıyor mu?
Bir deneme yapmak için arkadaşımdan karşıdan gelen ilk kızı tarif etmesini istedim. Gözlerimi yumdum.
Arkadaşım bir zaman kız hakkında en ince teferruata kadar izahat verdi.
Fakat nafile.
Anlatmakla olmadığını anladım.
Ve yıllar sonra “bir şey öğrendim sizlerden; insan görmeden de severmiş”
Fakat görmeden de kızabilir, kırılabilir ve ağlayabilirmiş değerli arkadaşlarım.
Ve hiç görmediği bir insanın arkasından gözyaşları döküp “bir ağabeyimiz kaybettik” diyerek yas tutabiliyormuş.
Ve insan sesini duymadığı, görmediği bir insanın arkasından Fatiha gönderebiliyormuş.
Eminim melaikeler ona sizlerin okuduğu duaları götürdüğünde çok sevinecekler.
Ve etrafındakilere “benim kardeşlerim, hakiki dostlarım” diyecekler.
Değerli Edebiyat Defteri,
Bu dünyadan giden gitti.Ona bir sözümüz yok gayri.
Hala dünyada olup sayfamızda olmayanları da ayağına gitmek de olsa , tut getir artık!
Selam ve sevgilerimle
YORUMLAR
erolabi
Hatim mi indirsek...
Ne yapsak?
Falcıya mı gitsek...
O değil de ......kaybeden kalan oluyor aslında onu anladım.
Selam ve saygı ile.
erolabi
Biz sadece faydalı olanı tutup kaldırısak,merhametli olan ,sevgili olan, değerli olan, sade "o" olan ne olacak?
Benim için hepsi önemli insanlar.
Ayrı ayrı değerleri ve hatırları var.
Hiç birini kaybetmek istemem.
Biliyormusun dünyada konuşmadığım küs olduğum kimse yok.
Ben bazen emmelekette kavga olur akrabalar arasında ...silah çekerler..bağırtı çağırtı..
Ben onlara " beni vuran eğer ölmezsem muhakkak eline "pereja limon kolonyası" ile geçmiş olsuna gelecek..yoksa derdimden ölürüm valla" derim.
Dünya inan afedersin dişini karıştırdığın kürdanı bile kırmaya değmez bi yer değerli Davidoff..
Zaten daha ne kadar kalıcaz ki burda...
Bari kaybetmeyelim değer verdiklerimizi...
Sen de dahil..
Sakın bi yere gidiyim deme ha !
Selam ve saygı benden
Davidoff
İki aslan burcu, "bir ipte iki cambaz misali."
Ne yapsam, üste çıkmak için benimle değil, kendisinle savaşırdı :)
Bir gün dedi ki; sen hangi gün doğmuştun?
şu gün
Hangi saat?
şu saat
Tamam, sen benden önce öleceksin :)))
**
ilk satırından son satırına....aynı şeyleri düşünüyorum...hepimize ses oldun erol abim...çok çok haklısın...özledimki sorma saygılar sevgiler
erolabi
Valla olmuyor..
Biz her havalarına alışmıştık...
İyi güzel insanlardı.
Asran beni atmıştı sayfadan...))))))))))
Ama onun şiirleri de muhteşemdi..
Benim için önemliler.
Yazıları,üzüntüleri,sevinçleri,asabiyetleri......kıl olmaları )))))
Önemli...sizden iyi olmasınlar iyi ve aranan nsan onlar.
saygı ile değerli abi.
"Değerli hanımefendi "Esma Kahraman" ın o sivri,bazen sinirlerimi zıplatan, içeriği kıl mı kıl, akıl mı akıl olan " O değil de!" ile başlayan nüktelerini özledim."
Şimdi diyecekler ki "kör ölür badem gözlü olur" diye, Desinleeer. O değil de bende göreslendum Esma Kahraman'ı. Napsak, bir imza kampanyası mı açsak ne
Eskiler ne güzel söylemiş;
“Gönül ne kahve ister, ne kahvehane, gönül dost ister kahve bahane”, mühim olan “Baki kalan bu kubbede hoş bir seda bırakmak” değil mi
Selamlar, saygılar
erolabi
eskiler zaten ebemizi zi..n sözleri söyleyen değil mi abi?
ne demişler :
" gidenin arkasından illa su mu dökiyim
gidip de gelmeyenun ebesini s...yim" El Fukkera Muzzala
Selam ve saygılarımı sundum değerli abi.
Öyle duygulandım ki yazınızı okurken,anlatamam... Sanki her birini tanıyormuş gibi özledim ben de:(
Sahi alışıyoruz değil mi,gerçek gibi de seviyoruz,hatta hiç görmeden rüyamıza girenler oluyor:)
Ama işte bazen hayat başka türlü işliyor ya da canları sıkılıyor da herkes bir yere savruluyor işte.Bize de anıları düşünmek kalıyor.
Ne güzel anlatmışsınız....
Saygılarımla...
erolabi
Alışıyoruz ve kaynaşıyoruz..Sanal bir dostluk olduğu halde kelimelerle bir ruh silueti çiziyoruz zihnimizde...
Alışmışız birbirimize...
Saygı ve seamlarımla
Çok değerli sitenin, çok değerli üyeleri dostluk bağını her geçen gün dahada güçlendirmeli.
Yazınızı zevkle okudum Hocam.
İyiki var edebiyat defteri.
Vefa dolu yüreğe saygılar...
erolabi
Fakat yitiriyoruz arkadaşlarımızı tek tek..
kalbimizden parçalar kopuyor istemeyerek
Selam ve saygı benden.
yüreğinizi kutluyorum..
ne kadar erdemli ve yüce..
haklısınız..
geri gelsinler ve biz onların kalemlerinden faydalanalım..
sevgiler..
erolabi
Gelsinler de yine "trip " yapsınlar :)))))))))
Özledim hepsini valla..
Selam ve saygı ile.
Apartman yaşantısı olmasın defterden isteğim,
Tek katlı evlerin neşesi olsun.
Ödünç fikir alışverişi olsun.
Bir pişirimlik kahve olsun istenen
Konuk olunca eleştiri yapınca,
Kapıyı göstermesin ev sahibi.
Üç gün okuyamayınca yazısını,
Gelmeyince sayfana,
Kötü düşüncelere fırsat vermesin dost da.
Merak ederim hala ne oldu,
Esma sultana.
Bazıları elveda derler sayfaya,
Yalnız bırakırlar eşi dosttunu da.
yine de var bir iki dostum,
Edebiyat defteri vasıtasıyla.
Tebrik ederim saygılarımla.
erolabi
Tamam nadim olduk geri dönün diyoruz..
Özledik özlüyoruz...
gelin ...
ne olursan ol gel...
ister "Esma Kahraman ister Algınn ol ..
İstersen bin kerre Asran ol yine gelllll
diyoruk işte be yaa..
selam ve saygı ile
erolabi
Selam vermeyenin selamı alınmaz ( Türk atasözü) derler.
Daha doğrusu derim ,bu sözdeki Türk de benim yani.)))))
Selam ve saygılarımla ...