Damarlarımdan Akan Çimento
Kafamı dışarıya çıkardığımda gördüklerim benim için olumlu ya da olumsuz hiçbir anlam ifade etmiyordu. Caddenin iki tarafına gayet muntazam bir biçimde dizilmiş bankalara, alış-veriş merkezlerine, kafeteryalara ve adeta birbirlerinin içinden geçip giden insanlara ancak 20 saniyelik küçük bir zaman dilimince şahit oldum. Tekrar o boş çimento torbalarını üzerime örtmeden önce geçtiğim fotoğrafçının camekânından, hemen yanımda yürüyen fötr şapkalı ihtiyarla, üstü torbalarla örtülmeye çalışılan bir el arabası yansıyordu.
Gökyüzüyle ilişiğimi kestikten hemen sonra parlayan bir karanlıkta yürümeye başladım. Avuçlarımın içlerinde şiddetli bir yanma hissediyordum. Biraz daha yürüdükten sonra nerden geldiğini anlayamadığım yoğun bir buhar beraberinde getirdiği ışıkla karşıladı beni. Şaşırdığımı söyleyemem zira bunu bekliyor, buna yürüyordum. Gömleğimin en üstünden bir düğme açtım. Ayak tabanlarımda hissettiğim şey, birbirine değmeyen ama ayırt edilemeyecek kadar birbirlerine yakın iki ağaç dalıydı. Beni o kadar yükseğe kaldırdılar ki sanki yıllar yıllar sonra bitti bu tırmanış. Hoş bir kokuyla kendime geldim. Gözlerimi ayaklarımdan ayırıp karşıya baktım. Bu noktaya kadar üst üste dizilmiş çekmeceler gördüm. Başlangıcını göremediğim kusursuz bir şekilde biçimlendirilmiş ahşap çekmeceler… Avuçlarımdaki sıcaklık dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı. Tek hamlede ardına kadar açtığım en üstteki çekmecenin içinden geçtim. İhtiyar hareketsiz bir şekilde beni bekliyordu. Göz kapakları bile kımıldamıyordu. Yanına vardığımda saati sordum. ‘’4’e çeyrek say’’ dedi. İhtiyarla birlikte tek adımda fotoğraf stüdyosunun camekânından çıktık.
Caddenin hemen kenarında bekleyen el arabasının yanına vardığımda yanımdan neredeyse sürtünerek geçen bir ihtiyara saat sormaya yeltendim. Şapkasını kaşlarına kadar indirmişti. Yaşına göre bi’ hayli hızlı adımlarla yürüyordu. Akabinde vazgeçtim. Arkasından gelen üç kişilik bir arkadaş grubunu durdurup sordum. 3’ü 41 dakika geçtiğini söylediler. Arabayı kaldırıp yoluma devam ettim.
H. Barış Beledin
cellde.tumblr.com