- 1001 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Doğmamış Kızım'a Mektuplar-1
Kızım,
’Kızım!’ demek nasıl garip bir duygu bilsen. Çünkü ben hala birilerinin küçük kızıyım. Bu dünyada sen onlara anneanne ve dede diyecesin. Bunlar dünyanın basit, feodal, çelişkili hitaplarından yalnızca bir kaçı...Ağzından dökülecek ilk kelimeler ne yazık ki bu çelişkili hitaplarla kalmayacak ve kimi zaman beyfendi kimi zaman hanımefendi gibi saygı gösterilerini de zoraki tadacaksın.Bu zorbaların ağzında bıraktığı mide bulandırıcı tadını hiç unutmayacaksın daha doğrusu unutmana izin vermeyecekler.Doğduktan kısa bir süre sonra öğreneceğin ilk şey bu basitliklerin karmaşaşı olacak ve senin için küçük çapta bir kargaşa yaratacaklar.Büyüdükçe bu kargaşalar kaosa dönüşecek ve sen belki de bana seni dünyaya getirerek hayatımın en büyük bencilliğini yaptığımı söyleyeceksin.
Henüz ne aklımda ne de karnımdasın. Hali hazırda bir baba adayın bile yok üstelik. Bu sebeble neye benzediğini daha doğrusu benzeyeceğini hayal bile edemiyorum.Zihnimi zorladığımda ise canlandırabildiğim tek şey çocukken oynadığım bebeklerin yapmacık ifadeleri oluyor.Bu da oldukça anlamsız geldiği için tüm yüreğimle inandığım iyi niyetine bir suret aramaktan çoktan vazgeçtim.İşte tam da bu nedenle benim için mistizimden öteye gitmeyen varlığın oldukça korkutucu. Neden yazıyorsun diye soracak olursan,inan ki bilmiyorum. Hayatta öğüt dinlemek kadar beni iğrendiren çok az şey var. Ama şimdi anneliğe bu kadar uzakken yani henüz aramızda göbek bağı gibi bir gerçeklik yokken sana bir arkadaş gibi bir iki tavsiye de bulunmak istedim. Annem ne yazık ki bu öğüt verme işini böyle açık ve sevecen bir şekilde yapmadı. Ben öyle olsun istemiyorum.
Mektuplarım amacı sana zaman zaman yaşadıklarımı yazıp, hayattaki pişmanlıklarını, pişmanlıkların doğurduğu vicdan azabını bir nebze olsun gidermek.Aslına bakarsan ’ Annem de düşmüş ama kalkmasını bilmiş’ diyebilmeni temenni ederek yazıyorum. Ne yazık ki ben hayatı bazen deneyimleyerek bazen de romanlardaki kahramanlarının tecrübelerine güvenerek yaşıyorum. Şimdi geç olmadan hayatın boyunca ilke edinmen gereken şeyi söylemeliyim.
Bil ki çocuğum hayat mutluluğu anlatan bir piyesten çok öte. Bizlere anlatılan masallardaki mutlu sonlar gerçeklikten çok uzak ve biz küçük kadınlar bu masalları yaşayamayacağımızı kabul edemiyoruz bir türlü. Bu yüzdendir ki mutluluğu mütemadiyen teğet geçiyoruz.Gerçek mutluluğu başkalarında arayıp yaşadığımız hayal kırıklığı çoğu zaman bizi uçuruma sürüklüyor. Kafamızda yarattığımız tanrı-insan karekterlerini birileriyle bağdaştırıp onları yüceltiyoruz. Sonrası tam bir fiyasko oluyor. Bu fiyaskolar pişmanlıklarımız kızım. Ama bizim bundan daha büyük bir hatamız var. Aynı hatayı yinelemek. İşte bu ilkinden daha da acı geliyor. Unutma ki her acı seni güçlü kılar lakin her aldanış bir öncekinden daha büyük olur ve daha derinden yaralar. Şimdilik sana veda ediyorum çocuğum. Sadece senin adına temennilerde bulunmuyorum bunu bil olur mu! Eğer birgün canlı kanlı karşımda oturuyor olursan ilişkimize dair ben birçoklarının aksine sana en büyük destek olmayı diliyorum. Şimdi bana dağlar kadar uzak olan annelik duygusu umarım şiirselliğini korur ve sana duyduyğum sevgi seni yüceltir.
Seni tüm kalbiyle düşleyen annen....
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.