- 620 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ft. Edebiyat -7-Blm.
Dün seni gördüm rüyamda,seni ve babanı, bana kızmıştı baban,uzun süre beklettim onu çoraplarımı yavaş yavaş giydim bilerek yaptım , onu kızdırmak için seni de bekletmek için ben seni yıllarca bekledim , bir az da sen beni beklle diye,,
okuldaki gibi gene saati geriye almıştın , - ödevleri yetiştirmek için yapardın bunu- bu yaşında hala saatlerle oynamana cok gulduk ıkımızde , kırk yasındasın ve huyundan vazgeçmemişsin dedim sana ,
sonra sende giyinmeye geldin, yemeğe gidiyorduk sanırım ve evlenmiştik , sonra seni giyinirken gördüm ,genç kızlığındaki gibiydin kusursuzdun, kıvrımların, gür saçların,, sonra ışıklar yandı , eşim benı yatağa çağırınca uyandım .Gecenini ikinci kısmında gercekle karşılaştım,yatağımda kızıma sarılıp uyudum,ertesi gün yine ,baktım resmine,rüyada olsa senin kocan olmak çok güzel bir duyguydu,Osmanın Serenada olan aşkı gibi yada kraliyet doktorunun kraliçeye olan aşkı ...
Kitaba ikinci girişimdi kendimi kraliçenin yatağında buldum .
"Bekle,şu anda hazır değilim "
"Neden?"
"Önce hissetmelisin,doğru zamanı yaşamalıyız,temasa devam et...şimdi hazırım"
Doktorla kraliçenin tek vucut olduğu sayfalar çabucak akıp geçti,kralın hezeyanları devam ederken ateşli sevişmede doruk noktasına ulaşılmıştı,son günlerde kral zenci kölesi ile uyumaya başlamıştı,darbeden önce son gece yatağından alındı,ayak ucunda yatan zenci köle yerini aldı,tutuklanmöadan önce kraliçe odaya girip yorganın altında büzüşüp uyuyan bedeninin krala ait olduğunu sandı ve son bir umutla doktoru zindandan kurtarması için yalvardı ancak İngiliz donanmasına ait bir gemi ile anavatanına dönerken doktordan bir kız bebeği olacağı için mutluydu.Kitaptan çıkmanın zamanı gelmişti,beyaz yuvarlak dairelerin bir araya gelerek oluşturduğu esrarengiz insan görünümlü ışığın kendisine vermiş olduğu "kitabı yaşama" yetisini doğru zamanda kullanmalı ve doğru zamanda gerçeğe dönmeliydi,aydınlanma felsefesi doktorun ölümü ile bitmek yerine alevlendi ve yıllar sonra Bastil hapishanesinden çıkan özgürlük arzusu bağnaz ve yaşlı kıtanın minik ülkelerini birer birer etkiledi.Kraliyet doktoru ile kraliçe gibi aydınlanma aşığı olan Rus çariçesi idamın infazını ertelenmesini içeren bir mektup yazmıştı ancak bu mektup dikkate alınmadı,yıllar sonra yirmibirinci yüzyılın ikinci yarısında bir ortadoğu ülkesinde askeri darbe sonucu devrik başbakanın infazının gerçekleşmemesini isteyen Amerikan mektubu okunmamış,başbakan delikanlı oğluna son kez sarılmadan yağlı ilmeği boynunda bulmuştu.
Necip lise yıllarında yaşadığı muhafazakar kasabada vilayete gidip erkek arkadaşı ile pastanede buluşup çay içen kızlar için süregelen dedikodularla,kraliçe hakkındaki dedikoduların paralelliğine şaşırdı,kitabın birçok yerinde ana kraliçe "küçük orospu"tabiri ile torunun annnesini kastetmekteydi.Doktorla samimi konuşmaları ve kralın karşısında dahi elele tutuşmaları ilşikleri aleni yaşamaları anakraliçeyi çileden çıkarmıştı,hezeyanlar yaşayan kralın zayıf zenci köle ile ilşiksininin olup olmadığına dair bilgi yoktu kitapta,yeni çıkan özgürlük yanlısı yasaların önüne çıkan en büyük engel din adamlarıydı,yıllar sonra avrupalı olmaya çalışan bir ülkenin güneydoğu kasabasında hayata gözlerini açan Necip yaşadığı kasabada din adamlarının gücünü ve insanların hayatlarını kabusa çevirme yetilerini ablasının evliliği ile daha iyi anladı,küçük ablası reşit olduğu sene maddi durumu oldukça iyi olan bir doğulu gençle evlendi,bu doğu şehrinde türban kullanmak zorunluydu,karısının açık olamsı bir insanın itibarının düşmesi demekti,zamanla başı açık olarak gelen kadın devlet memurları bu şehirde kaldıkça Stepford kadınlarının uğradığı değişime benzer bir şekilde benliklerini kaybedip özgün kelimeler kullanmak yerine kalıp cümlelelr kuran sadece ev işleri ile ilgilenip çocuk doğuran bir makıneye dönüşmekteydi.Bu tarihsel güneydoğu vilayeti sık sık "peygamberler şehri" vurgusunu kullanmaktaydı alkollu içkilerin sadece sayılı bir kaç yerde satıldığı uzun pardesü giymeyen kadınlara farklı gözle bakıldığıı bu şehir insalık tarihinde göçebelikten yerleşik hayata ilk geçişin gerçekleştiği yerdir,bununla birlikte turizme daha doğrusu şehire gelen yabancı turistlere yiyecekmiş gibi bakan esmer erkekleri kalabalık çarşıları ve iki oda büyüklüğünde geniş balkonlu evleri ile farklı bir şehirdir.
karyolada tüm masumiyeti ile uyurken izlediği küçük abla artık kadın olmuştur.ilk geceden sonra ilk soru kaç defa birlikte olunduğuna dairdir,gecenin sabaha döndüğü zamanlarda kanlı yatak örtüsüne bakan erkek tarafı masumuyeti ispatlanan kadını artık ailesine kabul eder,ilk gece saflığını ispat etmek için ayağa kalkıp zıplayan ev hanımı adayları gelen kanın taze kan olduğunu açıklayarak düzenli zamanlarında gelen kandan farklı olduğunu eşine açıklar,gelen kanı beğenmeyen erkek tarafı kanın kimi zaman yeteri kadar "kırmızı"olmadığını iddia ederdi bu iddia karşısında teyzenin sert tepki verdiğini hatırladı Necip ,"kimse yeğenimin namusuna dil uzatamaz" demişti böylece toprak ağasının zengin dul karısı yani müstakbel dünür ekonomik gücünün sağlamış olduğu düşüncelerini özgürce ifade etme gücünün doğru zamanda kullanılması gerektiğini anladı.
Teyze yıllarca yanlız yaşamış karşısına çıkan talipleri hep reddetmişti,kocasından boşanmış da olsa kasabada kadının yeniden evlenmesi ancak batıdaki büyük şehirlerden birine gidip yerleşerek gerçekleşebilirdi.Dört çoçuğunundan en büyük oğlu uzundu tıpkı annesi ve babası gibi,küçük yaşta çalışmaya başladı günümüzde kaybolmaya başlayan "çıraklık" kavramı benim büüyüdüğüm kasabada ve hatta tüm ülkede yaygındı,gençler iki basamaklı yaşlarda İngilizlerin tabiri ile "teen-ager" olunca çeşitli işyerlerinde yardımcı eleman olarak çalışır aileye katkıda bulunurdu,evin en büyük erkek çocuğu olmak sanırım kuzenim Ahmet abiye bu sorumluluğu yükledi,kendisinden yaşça küçük olan iki kız kardeşi ve bir erkek kardeşi vardı,erkek kardeşi ile birlikte önce yetmişli yılların logoso haline gelen bir mahalle bakkalıydı,benim de çocukluk yıllarımda çalıştığım bu küçük iş yerinde süperinden vazgeçtik market kavramının dahi yerleşmediği yıllardı,bakkalda geniş cam kavanozlarda renkli sıvılar vardı,yeşil,sarı,kırmızıya yakın tonda kahverengi....
Şişelerin üstünde plastik kapak ve bu kapağa sıkca saplanmış cam huni boru ve borunun üstünde sayılar,sanki fen bilgisi dersindeydim,huni borudaki sıvı seviyesini yükseltmek için plastik ince borunun ucunda sallanan vakumlu yuvarlak hazneyi sıkmak en büyük zevkimdi,büyük patronum yokken tütün kolonyası sıkmak suyun yükselmesi,vakumlu plastik hazneyi sıkıp gevşetince çıkan sesin komikliği belki yeni yetme biri için eğlenceliydi ama kuzenlerim ve aynı zamanda patronlarım için başka eğlenceler vardı,evlillik hazırlığı yapmak ve karşı cinsi tanımak,Ahmet abinin kuzeni ile -elbette benim de kuzenim-ile nişanlı olduğunu biliyordum.Kardeş apartmanında kavgalardan başka ilk kez düğün hazırlığı vardı,üçüncü kattaki küçük dayımın kızı ile teyzemin ilk oğlunun evlenmesi...Bu evliliği sıradışı yapan ise seksenli yıulların başında olmamıza rağmen ve küçük bir güneydoğu kasabasında sayılı apartmanlardan birinde yaşanmasından öte evlilik öncesi birliktelikti.İzlediğimiz Amerikan filmlerinde bu gayet doğaldı zamöanının gözedsi moonligthning’te seksi sarışın patronun bebeğininin babasının kim olduğunu kestirememesi ve bu nedenle düşünceli geceler yaşamasının aksine bu durum ülkemizde o kızın hayatının son bulması ile noktalanırdı.Kuzenimin ve kuzenimin evlilik öncesi birlikteliğini hep çocuk aklımla hayal ettim,sahneyi kendim oluşturdum
Yer:kardeş apt.teras katın önü
Zaman:serin bir bahar gecesi
Oyuncular.Kuzen1 ve kuzen2
açılış:Kuzen1 artık nişanlı olduklarına göre buluşmalarında sakınca görmediğini anlatırken hemen alt katta oturan babasının da bilgisinin olduğunu anlatmaktadır.
Bu evlilikte "ağırdan alan"tarafın teyzem olduğuna dair iddialar gündeme düşmüştür.Teyzem bir başka deyişle -erkek tarafı-kardeşi ile dünür olmak istememektedir,gerekçesi gayet mantıklıdır:"Zaten geçinemediği sık sık kavga ettiği küçük erkek kardeşi ile yeni tartışmalar yaşamak istememektedir.Küçük erkek kardeşi büyük erkek kardeşine göre daha kavgacı daga geçimsizdir,ancak düüşncelerini eyleme geçirmekte geç kalmıştır,bu küçük kasabada çocukluğu devamlı çalışıp evi geçindirerek geçen küçük kardeşlerini okutan bu delikanlı askerliğini bitirip geldikten sonra karşısına çıkan karşı cinsten olan ilk kişi komşu kızı ve kuzenidir.aslında hepimizin hayatıının bir döneminde komşu kızı vardır.Çapkınlar için çıkarılan günlük TAN gazetesinin özel "komşu kızı"ilavesi versiği günleri hatıurlarım.İlginç olan şu ki 10.11.1938 tarihli gazetenin adının da TAN olması bana çok tuhaf gelmişti,manşette bu kez Türk erkeklerini öven çıplak Rus kızının yerinde iri puntolarla yazılmış bir başlık vardı "AĞLA EY TÜRK!"
Tan gazetesini ileriki yıllarda yine kuzenim Ahmet abinin ikinci iş yerinde gazete satıcısı olarak çalışırken masa altından satardım gazetede okunacak yazıdan çok resim olması ve sokaktan geçenlerin görmemesi için yapardık elbet zaten gazeteninin belirli sayıda alıcısı vardı,tıpkı Cumhuriyet gibi,kuzenim artık evliydi ve kasabanın en büyük basın yayın dağıtım merkezi olmuştu,annesinin zoraki onayı ile dayısının büyük kızı ile evlenmişti aslında evlenmeye mecburdu evlilik öncesi zaten birlikte olmuşlardı ilginç olan kız tarafının evliliği bir bakıma garantilemek için bu yolu seçmesiydi.Bu yol sorumluluk alarak büyüyen kuzenimin yeni bir sorumluluk alması demekti,iki yetişkin insan serin bir bahar gecesi yıldızların altında tahta sedirin üstünde özel anlar yaşadıysa bu yaşanan özel anlar mutlaka evlilikle noktalanmalıydı yada evlilikle noktalanmalı,sıradanlaşmalıydı.Kardeş apartmanında yaşanan romantik gece babasız büyüyen kuzenim için dayısına baba demek zorunda kalacağı günleri getirdi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.