Garip bir hırsızlık
,,,,,Sıcak bir yaz akşamı gecenin karanlığı kasvet ve kötülüğü de beraberinde getirmişti. Uzun sokakta tek başıma yürüyordum, sadece ortalarda bir yerde bir sokak lambası yanıyordu ki ben oraya çok uzaktaydım. Gerçi tam dibinde olsam ne yazar ötesi yine karanlıktı. Yaz günüydü ama o gece o sakakta kış rüzgarları esiyordu sanki, bir şeyler olacaktı ama ne bilemiyordum ama sezgimi, algımı ne olduğunu bilmediğim bir his sanki çok kötü bir şeyler olacağını hissediyordum. Arkamdan gelen kişinin ayak seslerini duyabiliyordum ancak içimdeki korkudan da dönüp geriye bakamıyordum. Allahım bu ne kasvetli bir gece neler oluyor dedim içimden. Geriden gelen ayak sesleri iyice yaklaşmıştı artık korkum merakla harmanlanıp tarif edilmesi güç bir heyecana dönüşmüştü. Bu heyecan kesinlikle mutlu olacağınızı bildiğiniz bir olayın heyecanı değildi, acaba neler olacak, başıma neler gelecek bu gece saatinde heyecanıydı. O uzun sokakta tek başına nefer olmaya çalışan sokak lambasına biraz daha yaklaşmıştım, etraf biraz loş şekilde görülebilir vaziyetteydi. Artık arkama bakmalıyım diye düşündüm, bunu nasıl yapacaktım bilmiyordum ama bu uzun sokak böyle saklanarak geçmezdi. Durdum, ben durunca artık bana iyice yaklaşmış olan ayak sesi de durmuştu, artık heyecanla bezenmiş korkum dahada artmıştı, nefes alıp verirken bile titrediğimin farkındaydım. Bu arkamdaki kişi kesin bana bir fenalık düşünüyor diye içimden geçirdim, ama korkmaya devam etmek yerine korkumla yüzleşmeliydim ve nasıl olduğunu bilmediğim bir cesaretle arkamı döndüm.
Kasvetli loş sokakta arkamı dönüp gördüğüm kişi çok iyi tanıdığım birisiydi. Korkum ve heyecanım birden yatışmıştı, nasıl tarif etsemki içime bir rahatlama gelmişti onca korku, heyecan ve acabalar birden kaybolmuştu. Kaybolmuştu olmasına ama bu tanıdığımın burada bu saatte ve beni korkutacak kadar gizemli bir şekilde omasına anlam veremedim.
- Senin ne işin var burda, noldu birşeylermi var, neden arkamdan böyle gizemli geldin diye sorularımı peş peşe sordum. Benim halim artık daha başka bir korkuya, başka bir heyecana, meraka büründü. Sanki gecenin kasveti, gizemi, büyüsü dahada artmıştı ve bu durum benim için hiç de iyi sonuçlanmayacaktı. Çok iyi tanıdığım bu kişi biraz kendinden emin, yüzünde haince bir gülümseme ile bana
- Bunun böyle olmasından dolayı çok üzgünüm dedi. Sokak loştu ama çok iyi tanıdığım bu insanın yüzünü göebiliyordum, göremediğim karanlıkta kalan diğer kişinin yüzü ve ondan dahada uzakta olan başka bir kişi. Daha ben neler olduğunu anlamadan karanlıktan gelen karanlık yüzlü diğer kişi beni tanıdığım diğer kişiyle beraber sokağın karanlık kısmına zorla götürdüler. Anlamıyordum bu karanlıklar efendisi kimdi ve tanıdığım diğer kişi neden ona yardım ediyordu ve hatta uzakta duran diğer karanlık kişi belki yardım ihityacı olabilir diye bana doğru yaklaşmıştı, onu hiç göremiyordum bir gölge, bir hayalet gibiydi ama bellki bu çetenin bir üyesiydi. Beni bir duvara yasladılar artık kim kimdi göremiyordum ama sadece tanıdığım kişi benle konuşuyordu, onu sesinden tanıyordum, beni duvara sıkıca yaslayan karanlık güç hiç konuşmadı ama kuvvetini hissedebiliyordum. O tanıdığımı sandım kişi bana bişiler açıklıyordu ama ben anlamıyordumki, sadece neden diye sorabiliyordum, ama o kişi alttan girip üstten çıkarak bir sürü lafları tekrar tekrar söylerken kimi zaman bana nefretle bağırırken ama genelde herşeyi planladığı apacık bir sakinlikte konuşuyordu. Bir insanın tepesinden aşağı kaynar sular dökülürde o yaşadığı ızdırap ve acı böyle birşeydi sanırım yada göğsünün üzerinden kocaman bir kamyon geçtiği zaman nefes almak nasıl zordur böyleydi sanırım. Tanıdığım o kişi ve yüzünü asla göremediğim karanlık kişi benden sadece cüzdanımı aldılar ve kendilerinden emin korkusuzca beni soymayı başarmanın verdiği gizli hazla hiçde acele etmeden karanlığa doğru ilerlediler. Uzakta onlara yardım için bekleyen hayalet gibi duran diğer karanlık kişide karanlığa doğru ilerliyordu ama uzaktaki karanlığın topalladığını görebiliyordum, topal hayalet
Olduğum yere yıkılıp kalmıştım, cehennemde yanar gibi terlerken birden kutuplarda çıplak gibi üşüyordum, ciğerlerim bir balon gibi şişerken sanki kaburgalarım ok gibi batıyordu yüreğime, beynimde o kadar çok şimşekler çakıyorduki artık ne baktığımı görebiliyordum nede yaşadığım farkındaydım. Bu ihanetin acısıydı, güvenmenin bedeliydi, dost kazığıydı bu
O uzun kasvetli, soğuk karanlık sokağın havası birden değişmişti, yine karanlıktı ama hüzünlüydü, sessizdi. Ben kendimi zorda olsa toparlayarak ayağa kalktım, ortadaki sokak lambasına doğru ilerliyordum, beni darp etmemişlerdi ama sanki bir araba dolusu adamdan dayak yemiş gibiydim, nefes alamıyordum ama ilerlemeyede çabalıyordum,,,nihayet sokak lambasının altına geldim kafamı kaldırıp ışığa baktım, arkama döndüğümde artık hiç kimse yoktu, cüzdanımda,,,,,
Cüzdanımda çok para yoktu ki, çek senet olmazdı zaten, ben kimdimki çekle senetle gezebileyim. Birkaç kimlik kartı, birkaç içi boş banka hesaplarının kartı ve yine birkaç fotoğraf,,,,ama cüzdanda onların işine yaramayan benim için çok değerli bir şey vardı, birtek ona üzüldüm ve hala üzülürüm onu kaybettiğim için kimi zamanlar oturup ağlamak isterim o değerlimi nasıl kaptırdım diye, şişelerce içki içer ciğerlerim tıkanırcasına sigara tüketirim, nasıl nasıl kaybedersin, gelen tehlikeyi nasıl farketmezsin diye kendime kızarım, ama giden gitmişti ve asla geri alamıyacaktım o değerlimi ????
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.