- 670 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Martılar Getirsin Gözlerimi
Kaç şafak söktü bu zemherilerle donatılı aşk şehrinde
Nice kuşları havalandırdık dilimizdeki aşk şarkılarıyla
Yüreğimdeki sevdayla, içimdeki dualarla seni bekledim
Varlığının tüm metruk istasyonlarında artık bilmeceyim.
Zifiri karanlıklarıma ağlıyorum şimdi. Açılan hiçbir eli boş çevirmeyen, çaresizlere güneş, kimliksizlere eş, arzusuzlara bir teselli gibi kendimi aşkının zirvelerine taşımıştım. Her mısramın beni küle çevireceğini, her çaresizliğimin sırtıma bir hamut gibi vurulacağını bilememişim. Gözlerimde beni görmüş, tutulmuşluğun kırışıklıklarında bir geliş şarkısıyla bulmuştuk birbirimizi.
Tüm doğrularımla, tüm sevgimle karşındayım gör beni. Yılların soru işaretlerini yükleyerek sırtıma dinle beni. Ne açıklasam, ne söylesem bilirim ki, fayda etmez, bir sevdanın ara taksiminde duygularım seni artık tatmin etmez. Biliyorsun ki hiçbir şekilde sağlıklı karar veremedim bize dair. Hiçbir doğrudan yanlışı, hiçbir yalandan da doğruyu çıkaramadık. Buzul imparatorluğumun kül sağanaklarında kalman da bundandır işte.
Gece gibi saçlarınla, kızgın güneşler gibi bakışınla sokulmuştun içime. Hayatı çığlıklarla kıyılara atan bu okyanusta kim bilebilir her sevdanın böyle dağınık, böyle savruk yaşanacağını? . Şimdi, tek başıma, belki de çırılçıplak ortada kaldım işte. Düşlerinin hüzün rahlesinde kendimize ettiğimiz dualar, yerinden her bakışımızda fırlayan yüreğimizden, içten dökülmedi ne yazık.
Umutların kırıntılarıyla yaşamaya alışmışız biz. Kendimizle eksik yaşadığımız, kendimizle yüzleşmekten çekindiğimiz bu hayat bulvarında cakalı yürüyüşlerimiz de bundandır. Ne kadar inkar edersek edelim kendimizi, ne kadar aynalardan kaçırırsak gülüşlerimizi hep bir tarafımız ağlamaklı değil mi? . Ben mecnun’u, sen leyla’sı olamadıktan sonra bu hayatın, neye yarar nur topu umutlara yatak açmalarımız?
Bütün sancıların, bütün gelgitlerin telleri içimizde takılıdır anlayacağın. Hayallerinin uçurtmasını göklere salan bir çocuğun, aşkın menziline sırtını dayayan bir aşığın en büyük dileğidir belki de anlaşılmak. Sensizliğe alışmak, sensizliğin dualarından uzak durmakla aynı değil midir? . Avuçlayıp saçlarını ellerinle hayatın içinden ne koparabilirsen kar diyorsan, bu realitesiz sahnede sevmeye ne kadar mecburuz anlayacaksın.
Birçok gecede hıçkırıklara boğularak, ne yazacağını bilmeden yaşamaktır belki ömrün imtihanı. Sana baktıkça dolanmalarım, sana kapıldıkça kendimde kaybolmalarım, seni sevdikçe yok olmalarım da umurumda değil. Varlığına sarılan bedenim, varlığının savaş alanlarına koşumlanan ordularım gibi sonu meçhul bir yolculuktu yaptığımız.
Geçiyor alışkanlığım yüreğimden. Geçiyor sensiz de gecelerim. Elimdeki sevgi fırçası eskise de, yüreğimdeki sevgi yeter diyorum bana. Kainatın en güzel yaratığı bildiğim sen, deniz gülüşlerinle, efsane gülüşlerinle ve orman esişlerinle ruhumu sallasan da her dem, yüreğimi ferahlatacak bir meltem bulur muyum bilmem? . Her gece, her hecede ezip geçiyorsun şu yorgun yüreğimi. Ülkendeki martıları gönder şimdi, sana getirsin ağlamaktan çürümüş gözlerimi.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Birçok gecede hıçkırıklara boğularak, ne yazacağını bilmeden yaşamaktır belki ömrün imtihanı. Sana baktıkça dolanmalarım, sana kapıldıkça kendimde kaybolmalarım, seni sevdikçe yok olmalarım da umurumda değil. Varlığına sarılan bedenim, varlığının savaş alanlarına koşumlanan ordularım gibi sonu meçhul bir yolculuktu yaptığımız.
Çok etkileyici bir yazıydı, isyan gibi, çığlık gibi.
tebrikler