- 522 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Karmaşa
Karmaşa
Psikolojide "Kompleks" şeklinde kullanılır. (Aşağılık Kompleksi)
İnsanın daha spermken atasının özelliklerini taşıdığı, ceninken de çevresel faktörlerden etkilendiği malum! Bu anlamda soya çekim ve yakın çevre etkisi kişiliğin oluşmasında en önemli unsur oluyor. Anne karnında başlayan bu etkileşim, sırasıyla cenini ve bebeği adeta kodluyor. Genlerle aktarılan kodların üzerine eklenen cenin ve bebeklikteki kodlar onun ilerdeki komplekslerine de ana veri, data oluşturuyor! Bebekliğinde zulüm görmüş kişiler ilerde savaşçı oluyor. Ya da bebekliğinde mahrum kaldığı şeyleri, güçlendiğinde elde etme arzusu kompleks şeklinde açığa çıkıyor.
Bu toplumlarda da gözlemlenebilir. Baskı ve katliamlara maruz kalan toplumların "Savaş çıkaran" toplumlar olması tesadüf değildir. Tarihsel süreçte ara ara "Soy kırım"a maruz kalan toplumların, aynı eylemi güçlendiklerinde başkalarına yaptıkları izlenebilir! Yani katliam yaptığı söylenen toplumları inceleyin atalarını da birileri katletmiştir. Oradan kalmadır bu karmaşıklık, kompleks. Kompleks illa karşıt olarak çıkmaz bazı sönük ve niteliksizlik şeklinde ortaya çıkar. Yani baskılanmış duygular açığa çıkacak gücü bulduğunda zaten karşıt olarak ortaya çıkar, yeterli gücü bulamadığında ise sinik ve zayıf karakter şeklinde baskılanır, ertelenir.
Karmaşa, kompleks varsa zaten dengeden söz edilemez. Tüm davranışı etkileyen veriler iki ucun birindedir. Bu toplumlar veya kişiler ya mazlumu oynar, ya zalimi. Ortası olsa zaten sorun olmaz. Zaten söylemlere bakın durumu ele verir. "Ya oradansın ya buradan, tarafını seç, benden değilsen ondansın, ya toprağınsın ya benim, (mazlum haksız olsa bile) mazlumdan taraf olmayan ’zalim’dir, tarafsız olan bertaraftır, ya sev ya terk et" uzar gider örnekler!
Bireysel kompleksler topluma da aktarılır bu felsefe ve dinsel nakiller içersinde gizli olarak yer alır. Kişi istemi dışında kendi kompleksini felsefesine ve dinsel görüşlerine bulaştırır! Mesela tefsir yapan veya kitap yazan, yazar veya alim o zaman ve toplumsal kaygıları istemi dışı yazdıklarına yansıtır! Felsefeci de felsefesine yansıtır! Yani toplumda bu kişiler önder olarak kabul görünce kompleksleri de topluma doğal olarak yansıyacaktır.
Fazla yazmak bile kompleksi ele verir, kimseye sözünü dinletemeyenler yazarak boşaltır içini, şiir yazarak aşkını boşaltır şair. Okul çağlarında imkansızlıklar yüzünden sıkıntı çekenler bu özlemlerini okul yaptırarak giderebilir. Öyle ki çocukluğunda güzel bir kıyafet alamamış olanlar, büyüdüklerinde ellerine imkan geçtiğinde en pahalı elbiseleri giymek ve göstermek arzusu hisseder. Gençliğinde yaşlı bir kadın ile evlenmiş olanlar, ellerine fırsat ve güç geçtiğinde kendinden çok küçük; çocuğu, torunu yaşındaki kızlarla evlenebilir. Aynı şey kadınlar için de geçerlidir. Küçük yaşta yaşlı dedeye verilmiş, dede ölünce servetine konup genç tıfıl erkeklerle evlenmek veya gezip tozmak isteği doğal olarak açığa çıkar. "İdrar sıkan, altına işer" gibi bir durum.
Son tahlilde; her insan özgür ve insan haysiyetine uygun yaşamak ister. Sınırlanmak istemez. Hangi noktadan sınırlanmışsa o noktadan patlar. Patlayamazsa sönük ve sinik kalır ta ki güçlenene kadar bu onun gelecek nesillere bile "Gen" ile aktardığı bir kompleks olur. Birilerinin eski, yeni komplekslerinin kurbanı olmadan insanca yaşamak en güzeli.
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Çok doğru tespitler ve hakikaten de insanları gözlemlediğimizde görürüz bunları. Tebrikler Ahmet Bey. Saygıyla...