- 1940 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Asıl Yetimler
“Asıl yetimler anadan babadan değil ilim ve ahlaktan yoksun olanlardır.” Hz. Ali (ra)
Aile; saygı, sevgi üzerine kurulan ve yerine bir başka şey konamayan en küçük en temel birim. Öyle önemli ki değerlerini yitiren, bireyleri arasında sevgi, saygı ve beraberlik duyguları körelen ailelerden oluşan bir toplum, hızla manevi ve ahlakî dejenerasyona doğru yol alır.
Din ahlâkının gerçek anlamda yaşandığı evlerde, Allah’ın buyruğu gereği anne babaya "öf" bile demeyen, kötülüklerden uzak duran vicdanlı çocuklar yetişir. Bu ailelerin anne babaları çocuklarının hayırlı insanlar olmaları için çaba harcayan, birbirlerine sevgi ve saygı gösteren, davranışları ile örnek insanlardır.
Yazık ki itaatsiz, saldırgan çocuklara ve onlara doğruyu yanlışı anlatmayan, onlarla ilgilenmeyen, birbiriyle geçimsiz, sürekli tartışan anne- babalara çok sık rastlıyoruz. Bu evlerde sevgi, saygı, anlayış ve şefkat yerine kavga, hakaret ve isyan yaşanıyor.
Aile bireylerinin birbirine saygı duyması ve değer vermesi etkileyicidir. Allah sevgisinin bulunmadığı evlerde saygı, sevgi ve karşılıklı değer verme yoktur. İnanan insan eşine çok değer verir, çok ciddiye alır, eşi onun için çok özeldir, gözünde çok büyüktür, kutsaldır, tertemizdir. Eşi emanetidir; onu korur, kollar ve en iyi şartlarda yaşatmaya çalışır. Müminler Allah’ın verdiği o derinlik hissini yaşamak, Allah’a birlikte güzel kulluk edebilmek ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için evlenirler.
Allah sevgisinin yaşanmadığı bir evde insan nasıl mutlu olabilir? Böyle bir ev, adeta ahiretten önce dünyada cehenneme benzeyen bir ortamdır. Sürekli yalan söyleyen, birbirine oyun oynayan, taktik geliştiren insanların mutlu olması imkânsızdır.
İnsanın evinde aradığı şey samimiyet, dürüstlük ve güvendir. Güven duymak insanı çok rahatlatır. Güven de Allah korkusu ve Allah sevgisi ile olur. İnsan, eşinin Allah’tan gücü yettiğince korktuğuna inanıyorsa, Allah’a bağlı ve tam teslim olduğuna inanıyorsa o zaman güvenin konforunu yaşar.
İnanan insanların şiddetli bir muhabbet ve derin bir tutkuyla örülü hayatları vardır. Çok sevdiğini söylediği halde birbirine hakaret eden, saldıran, aşağılayan, üzen; maddi ve nefsani çıkarıyla çatıştığında anında sırtını dönen eşlerin yaşadığının adı tutku değildir. İman etmeyen kişi Allah aşkından kaynaklanan gerçek aşkı, hak dinlerden gelen tutku kavramını- duymuştur; onu arar, ancak bulamaz. Mümin ise bunu bilinçaltında bilir ve yaşar, Yüce Allah ona yaşatır. Çünkü bu özel duyguyu Allah mümin için yaratır. Bu duygu Allah’a duyulan derin aşktan meydana gelen bir nimettir.
Sevgi, saygı, dayanışma, fedakârlık, karşılıklı sabır ve sadakat gibi duyguları olmayan ya da bu duyguları körelen insanların evlerinin temelleri çürüktür. Tıpkı örümceğin evi gibi. O da yuvasını dostluk ve sevgi üzerine kurmaz; bu sebeple en dayanıksız ev onunkidir. Evler saf sevgi üzerine kurulmalı ki sağlam temeller üzerinde güçlü kalabilsin.
Kalpleri etkileyecek ve hidayete ulaştıracak olan kuşkusuz Allah’tır. Ancak anne ve baba, ahlâkı, kişiliği ve karakter özellikleriyle iyi bir Müslüman modeli oluşturuyorsa iyi birer örnektir ve Allah’ın dilemesiyle çocuklarının güzel ahlâk özelliklerini kazanmasına vesile olurlar.
Rabb’inin huzurunda hesabını veremeyeceği işler yapmaktan, O’nun rızasını, rahmetini ve cennetini kaybetmekten içi titreyerek korku duyan insanlardan oluşan ailelerin çoğalması, toplumun geleceği için en önemli güvencelerden biridir.
Allah’tan uzak yaşayan, kalbinde Allah sevgisi ve korkusu taşımayan anne-babalar, çocuklarına da Allah’ın emrettiği merhametli, adaletli, hoşgörülü, akılcı güzel ahlâkı öğretemezler. Onlar zalim nesiller yetiştirirler. Hz. Nuh’un Kur’an’daki duası, duamız olsun o halde:
Nuh "Rabbim, yeryüzünde kafirlerden yurt edinen hiç kimseyi bırakma." dedi. "Çünkü Sen onları bırakacak olursan, Senin kullarını şaşırtıp-saptırırlar ve onlar, kötülükten sınırı aşan (facir’den) kafirden başkasını doğurmazlar." "Rabbim, beni, annemi, babamı, mü’min olarak evime gireni, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlere yıkımdan başkasını artırma." (Nuh Suresi, 26-28)
Fuat Türker
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.