EDİTÖR DURAĞI
bir şiirin üzerinde durdurulur arabanız!
ne yazık ki sayın şair dostlar, bir ödev olarak benimsediğim editörlük; bir şiiri beğenmişlik/beğenmemişlik kıstasıyla sınırlı olamıyor.. beğenme, yorum yapmayı tetiklemiyor, beğenmemişlik de..
editörlük; öncelikle kendini ikinci plana atmayı gerektiriyor,
editör de; dost, akran, ünlü, çiroz ayrımına girmeksizin kendi geliştirdiği önsezileriyle, sanat adına yapması gerekenleri yapıveriyor. sezgileri yönlendiren öncelikleri de genelde paylaşamıyor paydaş girişimine yol açmamak üzere. çünkü karşılıklı etkileşim (interaktif) ortam içinde, yansızlığı korumak oldukça güç oluyor.
editör ayrıca; eğer elinde kalemi olan katranlı bir adamsa, bu kez işi daha güçleşiyor; üyelik şapkası ve editör fötr şapkası :)
üye olarak yapacağınız paylaşımların karşılığını alabilmek için, kişisel yorumlar da yapmanız, bunun karşılığında şiirleriniz için görüş istemeniz ancak mümkün olabiliyor. oysa diğer iş, yani ağır şapka; bu işi kısıtlıyor, kendiniz geri planda kalıyorsunuz.
bir o şapkayı, bir de bu şapkayı giyeceğim derken, şapka eskimeye yüz tutuyor; bu şapka, zahirî nitelikte olduğundan, söz konusu bu değiştirmeyi üyeler de göremiyor çoğu kere. bazen de insanî zaafiyetler de işin içine karışınca, hangi şapkayla yola çıktığınızı, hangisiyle eve döndüğünüzü karıştırabiliyorsunuz (!) klasik başladığınız kişisel tarz yaklaşımlarını, kendi şiirlerinizle katkı vererek karaladığınız bir yorumda, şiirinde sanata ilişkin/aykırı birşeyler bulguladığınızda editör şapkasının verdiği yetkiyle verip veriştiriyorsunuz şiire, ama şairine değil :)
bir de editör; sadece yorumla sınırlayamıyor kendini; toprak düzenleyici gibi, bazen aralarını buluyor üyelerin, bazen de yorumları artırma girişimleri yapıyor, bazen de aşırılıkların önünü kesmek için çaba gösteriyor.
bu işlemler, editör yorum sayısını etkiliyor; çoğunu görmek ve seçkiye aday göstermekle yetinebiliyor kendi özel zamanından ayırıp gelerek. yine de bu iş, bir hobiden öte değil elbette, olabildiğince geçim dünyasının elverdiğince açılıyor WEB sayfaları. aileye ve işyerine ayrılan zamanın çok küçük bir yüzdesini teşkil etmesi gerekiyor; asla fazlasını değil.
belirtilen gerekçeli ayrıntılar; bir üye ile bir editörün ödev / hobi tanımlarını veriyor, çerçevesini de çiziyor sanat paydaşlığında. o nedenle bu çerçeveyi tarafların birbirine karşı olumlu ve katkı verici biçimde kullanması en yararlısı oluyor; üye, editör yorumunu göremezse, makûl bulabiliyor yahut ısrar edebiliyor; editör de, üye yorumunu göremezse, hafif politik dostça zorlayabiliyor, yansız, kendini katmaksızın ve yarışmaksızın yorumlarını artırmasını, şiirlerindeki algılamaları dikkate almasını isteyebiliyor, yorumlara yanıt vermesini de..
ama insanî etken, bu süreç sürerken her zaman iş başında olabiliyor; bazen doğru sanıp verdiğiniz görüşler, yanlış çıkabiliyor; o nedenle sadece algılamalar, duyumsamalar verilebiliyor subjektif olmaktan kaçamayan onca lâf gibi. görüşün rengi ırkı, .. olmadığından, kimse de ’niçin böyle?’ diyemiyor elbette..
ancak bu da yeterli olamıyor; niçinini geri dönüşler yoluyla bildirilemeyen yazar, aynı yanlışını yineleyebiliyor, nedensiz yazılmış sanıyor tüm sözleri, yerilen kısımları.
yani, zor iş bu paylaşım işi, sanat işi.. bu yolda emek vermek isteyene de açık, hiç bir kısıtlama olmaksızın yıllarca sürdürülebiliyor; dostluklara da zevâl getirilmeksizin. kişilikler değerlendirilmiyor bu süreçte; paydaşların yarışıyla, kişilikle mukayese edilmiyor asla. kendi sanatın da gelişiyor, paylaştığın kalem dostlarının da.. onların fazla gelişmesi seni önlemiyor, bilâkis, önerilerin tutmuş ise sosyal/sanatsal deneyin de tutmuş oluyor; karşılıklı gelişimin anahtarı gibi yani. her yaptığın amme hizmeti, aslında kendine geri dönüyor.. senin fazla gelişmense, onlara faydalı oluyor, görüş alanın genişliyor, önceki şiirlerine de ’şiir’ demiyorsun. ’şiir’ olmayanları da kolay görüyorsun. herkesin de her daim ve her keresinde ’şiir’ yazmadığını, yorum /izleme sürekliliği zarfında görüyorsun; her şiir, ’hit şiir’ olmuyor; bir şairin bir şiiri beğenilirse, ardından açılan delikten akanların da her birinin ’şiir’ olmadığını...
konu oldukça geniş, yüreğimi dağladınız..
beni konuşturmanızın zamanı mıydı? bilmem..
nice paylaşıma, selamla.
Orhanti/Editör.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.