- 1826 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞLIĞI YOK BİR KÖŞE YAZISI...!!
Saygı değer okuyucularım;
Bu yazıyı yazmak için bilgisayarımın başına oturunca belki yüzlerce kez söylediğim,daha sonra yazılarımda dillendirdiğim, eş dost sohbetlerinde çok sık sık olarak kullandığım ve benim olduğu gibi herkesin de ağzında bu günlerde sakız olan bir sözle başlamak geldi içimden.
Sonra kendi kendime dedimki;
İçi boş bir cümleyi ne yazmanın ne söylemenin ne dillendirmenin bir anlamı yok artık.
Ve imtina ettim o cümleyi kurmaktan çünkü gerçeği dillendirmekten çok,, o sözcük bir çaresizliğin simgesi olarak günümüzde sinmiş içimize..!
Yazmayacaktım ama okuyucularımı merakta bırakmamak için son bir kez daha o cümleyi kurayım,ki sizlerde içinin ne kadar boş olduğunu ve artık hiç bir mana ifade etmediğini bilin."SÖZÜN BİTTİĞİ YER" dir o yazmaktan imtina ettiğim cümle..!
Şaşıracağınızı ve bu cümleye ne anlam yükleyeceğinizi merak ediyorum.Biliyorumki köşe yazılarımdan benim yazdıklarımı okuyup daha sonra makul ve mantıklı yorumlar yapacağınızdan emin olarak bana özel ileti ile hak vereceğinize inanarak asıl mevzuya geçmek istiyorum.
İçinizden birileri gibi bende Anadolunu doğusunda; bir üstadımızın deyimi ile "on bir ay bekledim hala yaz gelecek" diyen insanların yaşadığı, özüne kültürüne bayrağına ve insanların her türlü etnik soyuna,inancına hoş görü ile bakan ve ailesinden o temel eğitimi alarak ve çocuklarınıda aynı kültürle yetiştiren bir ilimizin küçük bir köyündenim.
Bizim köyün karşısında bu günlerde moda deyimle "Türkiye vatandaşlığı"daha doğrusu basın yayın ve iktidar da bulunan yandaş medya kanalları ile beynimize ve yüreğimize nakş ettirilmeğe çalışılan bir "bölücülüğün"ayrımcılığın"nifak tohumu sözcükle bu vatanın bizim gibi asli unsuru olan bir köy vardı SARI KAYA.diye.
O köyde Kürt ve kendilerini Alevi inacıyla şereflendirmiş insanlar yaşardı.Buraya kadar her şey normal gibi gözüksede et tırnak misali ayrılmaz bir unsur olarak birlikte beraberce yaşardık.bizim köye gelin verdiler gelin aldılar hatta hatta" iç güveyisi" olarak gidip o köyde evlenen ve artık o insanlarla bir ömür geçirmeye razı olacak kadar değerli insanlar ve o köye yerleşip gidenler bile oldu.
Tarlalarımızı çayırlarımızı imece uslü ile yardımlaşarak birlikten güç ve kuvvet doğar anlayışı ile problemsiz yaşar birbirimizin inancına diline kültürüne saygı duyardık.Cenabı ALLAHIN verdiği rızık ile kavgasız gürültüsüz geçinip giderdi insanlar.
Anadoluyu Türk Halk müzüği dalında araştırmalarım sırasında karış karış gezeken,hadi birde kendi doğup büyüdüğüm yerlere gidelim dedik.Ve haliyel yolumuz o köyden geçti.
Arabamı köy kahvesinin önüne park ettim selam vererek bir tabureye oturdum.beş on dakika geçti ne selamımı alan var ne yüzüme bakan, ne hoş geldin diyen.ne bir bardak çay veren.Yüksek sesle tekrar birazda kızgınlıkla sesimin çıktığı kadarı ile boğuk boğuk tekrar selam verdim...! kimsede "tık"yok.Bir bardak soğuk ayran verirmisiniz dedim.kahveci yüzüme bile bakmadı...!
Tabi bende "jeton düştü..!Ben özbe öz bir Türkmendim. aslında o köy ve o insanlarda öyle.
Ama İnançlarımız ve siyasi görüşlerimiz farklı idi...idiy’de bu durum yıllarca bize insanlığımızı unutturmamıştıda şimdi aradan yıllar geçince ne olmuştuda bir Allahın selamını bile almayacak kadar gözlerini hırs ve kin bürümüştü.
Başımı kaldırınca toprak damlı evlerin bacalarında uydu antenlerini görünce haliyle karamsarlığa kapıldım ve içimden eyvah dedim...!!
Mete zoru önüme konan ve iç kalk, yarım yamalak ve zoraki söylenen bozuk bir türkçe ile
İRKİLDİM...!afalladım bocaladım şaşırdım. cevap verecem sözcükler boğazımda kördüğüm oldu...Ayranı içmeden,, yalan yok birazda korkarak kalktım.Orada oynaşıp duran çocuklara Muhtarı sordum..Çocuklar yüzüme tuhaf tuhaf anlamadıkları için bakıp durdular.Velhasılı kelam sora sora muhtarı buldum.kendimi tanıttım.köyde eskilerden kalma maniler fıkralar yöresel türküler araştırdığımı ifade ettim.sözüm bitmeden "yok" dedi bana...!
Resmen kovulduk yani.Neyse altan aldım üsten girdim.eski akrabalarım olduğunu ve onları görmek istediğimi söyleyince yumuşadı muhtar sonun da biraz.akrabalarımdan artık kimsenin o köyde yaşamadığını ve göç ettiklerini öğrendim bu arada.Muhtara birazda sitemli bir şekilde yakınarak sitemli ama çok da korkarak sözler ettim.Ne oldu birliğimize beraberliğimize akrabalık bağlarımıza,,,İNSANLIĞIMIZA...!! diyerek.Adam muhtar ya biraz daha eğitimli ya...??
Uzun hikaye dedi hocam..!
Ne ben anlatmaya başlayayım ne sen sormuş ol diyerek kesip attı.Ama GÖZLERİNDEKİ İKİ DAMLA YAŞI benden kaçırsada saklayamadı...
Yüreğindeki acıyı hissettim,eminim oda benim yüreğimdeki acıyı hissetmiştir..!
Çıktım ordan ve bindim aracıma çalıştırdim ve ayrıldım o köyden.Ellerim ister istemez radyoya gitti eski tabirle ve Erzurum lehçesi ile"ACANSLARI" dinliyeyim dedim kendime ve radyoyu açtım.açmaz olaydım.hani tv de alt yazı yazar ya "şok şok"şok haber diye işte bir şok haberle yüreğim burkuldu içim yandı...! Şemdinlide sayılarını vermek hoş değil diyerek Bir çok şehidimiz ve bir hayli yaralımız var anonsu ile allak bullak oldu beynim yüreğim...!!
............
Açılım saçılım diyerek demokrasi adına habur sınır kapısından yüzbinlerce bölücünün nasıl karşılandığı geldi gözlerimin önüne,,ve demokratik daha sonra milli birlik ve beraberlik teranelerinin bu güzelim ve TÜRK lüğün son kalesi olan cennet vatanımızın bu aydıncılık oynayan sözüm ona liberalizmin ve emperyalizme,siyonizme "DEMOKRASİ" adına teşaronluk yapmanın, vatanın asli unsurlarını nasıl KARANLIĞA sürüklendiğinin analizini bir kez daha yaparak gözyaşlarımla birlikte şehitlerimiz rahmet dileyerek dualar ederek yürüdüm gittim yoluma.
Ve baş parağrafda olduğu gibi içimden"SÖZÜN BİTTİĞİ" yer bu olsa gerek dedim.AMA daha sonra farkettim ki ne kadar içi boş bir deyimmiş diye...! ve siz değerli okuyucularımla bu duygu ve düşüncelerimi ve bir yaşadığım gerçek hadiseyi paylaşarak ne hallere sürüklenmeğe çalışıldığımızı paylaşmak ve içime oturan bir derdimi bölüşmek istedim kaleme alarak.
Ve o gün belkide ilk kez insanlığımdan utandım diye yazacaktım,daha sonra vazgeçtim.
Sebep;
Sebepse kaç yüz kez utandığımı ve çaresizliğimi hatırladım...!
Ateş düştüğü yeri yakmıyor sevgili dostlarım, okuyucularım...
Ateş sadece şehitlerimizin ana babasını çocuklarının geleceğini yakmıyor...
Tüm TÜRK MİLLETİNİN yüreğini ve onların analarının babalarının çocuklarının yüreklerini evlerini barklarını,istikballerini kardeşliklerini,birliklerini beraberliklerini,rızıklarını paylaşımlarını,gökte nazlı nazlı dalgalanan ay yıldızlı bayraklarını,,
En önemlisi insanların merhametlerini vicdanlarını yakıyor yok ediyor....!!
Şimdi ben yazılarımda metanetten sağduyudan bahseden ben bile siyasilere ve şuan iktidarda bulunan ve ülkeyi bu hale getiren demokratiklik oynayan Milletin meclisine çöreklenmiş kazık çakmış çare üretecek yerde sorun üreten bir yönetim biçimine ve bu durumu sadece seyreden asıl zavallılara içimden geçenleri yazacak olsam dünyayı binlerce kez dolaşan beddualar kaplar...!
Ama YİNE İNSANLIĞIMI bu vatana ve bayrağına ve inançlarına sıkı sıkı bağlı ve bunu kutsal bilen bir TÜRK MİLLİYETÇİSİ olarak kendime bir kez daha sabır dedim.Ve metin olmaya çalıştım içimden yazacaklarımı tükürmeden yuttum...!!
Yazıma başlarken de niye "SEVGİ" cümlesi ile başlamadığım için kendime kızdım kırıldım,,
sonra dedimki yıllardır sevgi sevgi,her işin başı sevgi saygı diyerek başlayıp bitirdin de ne oldu...??
Cenabı Allah bir yüreği bakarkör edip,vicdanı ve merhameti bir torbaya koyup ağzınıda sıkı sıkı bağlattırdığı Akıldan ve sağduyudan yoksun insanları bizim başımıza yönetici yapma fırsatı verdiği sürece ve kılavuzu karga olanın burnunu..."bok" tan çıkarmadığı sürece bu bahsettiğim; hangi düşünceye hangi siyasi görüşe hangi inanca sahip olursa olsun geçerlidir,demekki bize müstehak....!!
Ve asıl üzücü olansa ne kadar duyarsız tepkisiz hissiz ruhsuz bir toplum olduğumuzdur...
Kimseyi kınamıyorum kimseyi suçlamıyorum,ve onlara son derece saygı duyduğumu belirterek" bir Ermeni vatandaşımız hunharca katledildiğinde"yüz binlerin sokağa döküldüğü ve hepimiz"ERMENİYİZ" diyerek yüz binlerce pankart taşıyan vatandaşlarımızı tebrik etmek geldi içimden bana ister kızın ister küfredin...!!
O insanların milyarda biri kadar bile olamadığım için tek başıma elime ay yıldızlı şehit kanları ile hayat bulmuş bayrağımızı elime alıp diğer elimdede "HEPİMİZ MEHMEDİZ" pankartını taşıyamayavak kadar yüreksiz olduğum için kendimden utandım,, utanıyorum,,,insanlığımdan utanıyorum...!! bu ÜLKEDE KAZANIP BU ÜLKEDE YİYİP İÇTİĞİM bütün nimetler haram zıkkım olsun bana.....
Ve o yüzden şehitlerimize ve yakınlarına HAKKINIZI HELAL EDİN diyemeyecek kadar çaresizim....!!!
Üzülmüyorum aslında.??
Yalnız değilim...!!!!!!!!!!
BENİM GİBİ YETMİŞ BEŞ MİLYON ÇARESİZ VE ZAVALLI, İNSANLIKTAN YOKSUN, TEPKİSİZ DUYARSIZ HİSSİZ RUHSUZ ve BU vatanı bizlere kan dökerek emnat eden o yüce şahsiyetlere karşı saygısız ve NANKÖR insan var benim gibi aramızda...!!
Cenabı ALLAH bizi bağışlamazda;
Yinede onun rahman ve rahimine sığınarak dualarımı eksik etmiyeceğim tüm şehitlerimizden.
İlk defa bir yazımı sonlandırırken "hep son cümle ile bitirdiğim" sözümü yazmayacağım.
saygımla
Kenan TİRYAKİ
03 Eylül 2012
94 .45
İstanbul