- 611 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Aşk Masalının Kahramanı
Bir mağaranın duvarına çizilmiş resimler gibiydi aşk . Anlamlandırmak için uğraşmak boşuna çabaydı kimine göre. Simgeler ardına gizlenmiş bir curcunaydı işte ; kimse bilmesin diye değil , herkes kendine yorsun diyeydi birazda. Sessizliğin koynuna emanet edilmişken , yağmur sesiyle çınlayan mağarada elinde asasıyla bir adam otururdu öylece. Konuşmak unutulmuşların en başında. Ama gürlemek , ama bakışlarıyla göğü delmek , ama kar fırtınasının ortası gibi buz kestirmek .... Asasıyla sakalından sonra baktığın gözleri böylesi deliciydi .işte.
Rüzgar ve yağmur mağaranın duvarlarında. Kuşlar sığınak derdinde , o aşkın pençesinde...
Kıvranıp kıvrılmak şimdi sancının panzehiri . Mağaranın duvarlarını delen feryadını içine gizlemek . Bugünlük yeter deyip uykuya meyletmek. Hadi be can ! Uyu da unut ,diyebilmek. Acıyı resimlerle dondurmak şimdi aşkın panzehiri , duvara mıhlamak , içinden ,yüreğinden sökemediğini , duvarda seyretmek .
Tek bir aşk masalının kahramanıydı asasını eline almadan önce . Tek bir aşkın acısında boğuldu sakalını uzattığı günden bu yana . Tek bir insan değildi hiç aşk yoluna mağaraya saklandığı günden bu yana. İki saklandı içine , iki oldu adı , iki kişiydik hani ; bir bedende erimeye geldik bu mağaraya ; olan oldu işte o anda....
Terk edilmiş bir ömrün enkazını taşıdı o mağaraya . Kendinden vazgeçişin öyküsünü aldı yanına . Bildiğini unuttu dolunaylı bir akşamda. Kime dönse yüzünü , acıdı ona . Feryad-ı figan duymasaydı oysa aşk dediğinin sesinden ,uçurumun kenarında ; hiç sarılır mıydı asasına ? Hiç konuşur muydu kargalarla? Hiç teslim olur muydu yalnızlığa?
Bir mağaranın duvarlarında hayat buldu aşk . Ve bir uçurumun kenarında tek vücuda sığdı. Çığlık oldu . Uçurumdan yükselen ağaç dalları , taşlardan çıkan yabani ot öbekleri oldu ; yağmurun yere düşüp toprakla sevişmesi , muhteşem bir koku ile aşkın adı oldu....
Kıvranıp kıvrılmak şimdi sancının panzehiri .
Simgelerden bilecek elbet yeni yüzyıl bir aşkın varlığını....