TECRÜBE KONUŞUYOR
TECRÜBE KONUŞUYOR
Öğretmen evi’nin bahçesinde sohbetler renklidir. Herkes aşağı yukarı belli konularda uzmanlaşmıştır. Kimisi tarımda, kimi siyasette, kimi sporda, kimi her konuda. Hatta eğitimde bile uzmanlaşanlar, ya da uzmanlaştığını sananlar vardır.
Yıllardır sohbetine nail olmaktan onur duyduğum arkadaşım Mustafa Özcoşan, her konuda fikir üretecek kadar bilgi sahibidir. Ancak onun asıl uzmanlaştığı, üzerinde titizlikle durduğu alanlar şunlardır:
1-Köyler, yaşanacak duruma getirilmeli, insanların karnı doymalı ki kimse göç etmek zorunda kalmasın. Hatta şehirdeki sefillik çekenler de köye özensinler. İlerde, özellikle köy kökenlilerin tekrar köye döneceklerine dair inancı tamdır.
“Köylünün girdileri pahalı. Ürettikleri para etmiyor. Eskiden şu kadar buğday satarak şu kadar mazot alınırken şimdi aynı miktar mazotu alabilmek için daha çok buğday satmak gerekiyor. Yani mazota sürekli zam gelirken tarım ürünlerinin fiyatı ya yerinde sayıyor, ya da geriliyor.” Diyenlere hocam, burnumuzun dibindeki iki köyü örnek gösterir:
Vavru (Kemal Paşa) ile Verep (Akyamaç), bu sene Almanya ve Rusya’ya şu kadar meyve ihraç etmişler. Bir ağaçları, bir ağaç budamaları var arkadaş, tornadan çıkmış gibi. Komşu köylerin arazileri onlara göre daha verimli, tarıma daha uygun olmalarına rağmen saydığınız bahaneleri ileri sürerek bilimsel çalışma yapmadıkları için geri kalıyorlar. öğretmenliğimin ilk yıllarında geri kaldığını belirtiğiniz köylerden Samsun ve Sivas’a kamyonlarla üzüm giderdi. O zaman köylüler, “Bu maaşla nasıl geçinebiliyorsunuz,” diye öğretmenlere acırlardı. Şimdi bağlar kurudu. Sofraya konacak üzüm bile yetişmiyor. Köylümüz, “Üzümleri şarapçılara sattıkları için cezalandırıldıklarını, bağlarının o yüzden kuruduğunu sanıyorlar. Oysaki 1940’lı yıllarda biz okurken. “Amerika’da bir filoksera hastalığı görüldüğünü oradan Fransa’ya sıçradığını, ilerde Türkiye’ye bile gelebileceğini anlatmışlardı.” Kazova Bağları’nı filoksera hastalığı kurutmuştur.
2-İyi yönetilemediğimiz için geri kalıyoruz diyenlere yanıtı hazırdır hocamın:
-Kayseri, Gaziantep, Denizli, Bursa ve Çorum gibi kalkınan illerimizi aynı hükümet yönetmiyor mu? Geri kalışımızın sebebini yönetim yerine kendimizde arasak nasıl olur?
3-Gazetelerden başını kaldırmayan, çok okuyan arkadaşlarla ilgili de görüşü vardır, hocanın. Okumak, kültürünü, bilgi ve görgüsünü artırmak övülesi ve saygı duyulası bir gayrettir. Ancak bu kazanımları bir şekilde hayata geçirmek gerekir. Okuyanlar, davranışları, hal ve hareketleri, çetrefilli durumlara getirdikleri çözüm önerileriyle öne çıkmalılar. Eğitimin tanımı davranış değişikliği değil midir? Yoksa Yunus’un deyişiyle: “Sen okudun bilmedin, ha bir kuru emektir”e benzer.
Hocam, boş konuşmaz. İtiraz edenleri cüzdanından çıkardığı gazete kupürleriyle anında ikna eder. Daha olmadı, hemen oylamaya geçer: hazır bulunanların tek tek oyuna baş vurur. Böylece demokrasiye inancını da göstermiş ve uygulamış olur.
Hocam, önce köy enstitüsünü bitirmiş. On yıl kadar köy öğretmenliğinden sonra Eğitim Enstitüsü Pedagoji bölümünden mezun olmuş. Okuduklarını da sindirmiş doğrusu. Yetkin konuşma ve önerileri, aldığı eğitimlerle birikimlerinin sonucudur.
Öneri ve görüşlerinin büyük bölümüne katıldığım hocamın yalnız bir önerisine katılamıyorum. Gençleri nikotinden kurtarmak için ıspanak yapraklarından sigara üretimi yapma önerisinin yaşam alanı bulabileceğine hiç, ama hiç inanamıyorum.
Kısaca tanıtmaya çalıştığım sevgili arkadaşım ve değerli hocam Sayın Mustafa Özcoşan’a sağlıklı uzun ömür dileklerimle saygılar sunarım…
YORUMLAR
Hep demişimdir işte,
o lokallerde, kahvehanelerde
ne cevherler var da kıyetleri bilinmiyor diye.
Hiç bir önerisi yabana atılır gibi değil Mustafa Hocamın.
Ispanak yapraklarından tütün :(
Aslında fena fikir değil.
Bazen sırf elinde olsun diye yakıyor insan o sigarayı.
Bir çeşit dayanak sanki, zihni toparlamak için.
Kalem dişlediğim oluyor, marifet nikotinde değil diyerek.
Çok işe yaramıyor gerçi ama ıspanak olabilir, evet.
Hele biraz da tütün kolanyasında dinlendirilirse...
Bence de tutar o fikir :)
Gülümseterek düşündüren, bilgilendiren kaleme teşekkürüm
ve saygımla.