ÖĞRETMENLİK ETİĞİ VE ÖĞRENCİ BAŞARISI
Eğitim-Öğretimde başarı,tutarlı ve kararlı politikaların yanında öğretmenlerin mesleğe olan bağlılığı ve inancı ile sağlanabilir.Her şeyden önce mesleği seçen öğretmenlerin taşıdığı yükün kıymetini ve ağırlığını anlaması meslek etiğine uygun davranması mesleği daha saygın ve başarılı hale getirecektir.
Günümüzde öğretmenlik mesleğini seçen birçok eğitimcinin durumun farkında olmadığını görüyoruz.Günü birlik çalışmalarla öğretmenlik mesleğinde başarıya ulaşmak mümkün değildir.
Bir yanını kaçak bırakarak otuz yıllık eğitim ve çalışma hayatı sürdürülemez.Bu durumda olan öğretmenlerin bir an önce görevlerine adapte olmasında fayda vardır.
Öğretmenlerin sık sık yerdeğiştirmeleri de öğrenci başarısını ve psikolojisin etkilediği kaçınılmaz bir gerçeklik.Yıl içinde bilhassa bayan öğretmenlerimiz yılmadan bıkmadan üç-dört defa tayin için başvuru yapıyorlar.Sürekli gitmeyi düşünen bir öğretmenin sınıfına verebileceği hiç birşey yoktur.Başarılı bir öğertmen kolay kolay mecbur kalmadıkça yer değişikliği istemez.Başarısız olmaktan korkan ve başarısız olan öğretmenler il içinde sürekli yer değiştirmektedirler.Bu durum öğrencilerin başarısız olmalarına sebebiyet vermektedir.Etik olan İlkokul düzeyinde görev yapan bir öğretmenin sınıfını birinci sınıftan alıp dördüncü sınıfın sonunda bırakmasıdır.Ama birçok öğretmenimiz birinci sınıfı aldıkları yıl içinde yer değişikliği için yılda üç –dört defa başvuru yapmaları hoş bir durum değil.Sınıfın ne olacağı onları hiç ilgilendirmemektedir.Sadece iliglendikleri konu kendi rahatlıklarıdır.Her atama döneminde tayin isteyen birçok öğretmene rastlamak hiç de zor bir durum değildir.
Halen görev yaptığım okulda çalışan bayan arkadaşların yüze doksanının her atama döneminde tayin baş vurusu yapmasına şahit olmak öğrencilerimiz adına çok endişe verici bir durum.İl içi zamanı baş vuruyorlar,olmadı eş durumunda,olmadı özür durumundan,daha da olmadı sağlık özüründen başvuruyorlar.Bu durum çok etik değil bence.Öğretmenlik yapmaya niyeti olmayanların bu mesleği sürdürmeleri sisteme ve öğrenci başarısına eksi bir değer kattığı inancındayım.Öğrenci yoğrulacak hamur ise,tam hamuru karıştırırken “aman bu hamur dursun başka hamura bakayım”mantığı doğru değildir.(Gerçekten atamaya ihitiyacı olan öğretmenlere söyleyecek söz yoktur.)
Sonuç olarak her türlü atamanın öğrencinin eğitim süreci ve psikolojisi göz önünde bulundurularak yapılması gerekir.Dört yıllık bir ilkokul sürecinde sayısız öğretmen değiştiren öğrenciden başarı beklemek hayal olur.
İlker Murat ÇİNİTAŞ
YORUMLAR
Yazıda güzel konulara değinmişsiniz ama keşke bu kadar cinsiyetçi yaklaşım olmasaymış...Öğretmen değişiklikleri ilkokul düzeyinde öğrenciyi etkiliyor.. Ama değişiklikler bazen fırsata da çevrilebiliyor...Benim çocuğum özel okulda okudu 5 yılda dört öğretmen değiştirdi...İlk değişiklikte etkilenecek diye paniklemiştim, üzüldü her değişiklikte elbette...Ama her biri farklı yetenek ve duruşlara sahipti gelen öğretmenlerin ... onların farklı özelliklerini kaptığı için gelişimi de çok yönlü oldu.
Aslında ilkokullarda da branşlaşma olmasından yanayım..ikinci sınıftan itibaren derslere branş öğretmenleri girmeli, birinci sınıf öğretmeni "sınıf öğretmeni" olarak danışmanlık görevi yürütmeli...
Tayin isteme konusu birden dörde okutulması iyi olur ama mutlaka kendilerinde gerekçeleri vardır...yazıdan anladığım kadarıyla idarecisiniz galiba :) Aynı yerde uzun yıllar çalışmanın da dezavantajları oluyor...4 yılda bir isteğe bağlı değişiklik idealdir diye düşünüyorum...
İnsan yetiştirmek istiyorsak önce öğretmen yetiştirmek gereklidir.
Mesleğine aşık öğretmenlerin nesli Ülkesini kalkındırır.
maalesef bahsettiğiniz sıkıntıları acizane görevimiz sırasında bizlerde gözlemledik ve haklısınız ama bunda suç öğretmenin değil ki? sistem maalesef böyle.
erkek veya bayan pek fark etmiyor.İçinde meslek aşkı yoksa.
birde kimi yerlerde, öğretmenliğin yanında farklı iş yapan öğretmenlerin durumu varki bu dahada vahim.
kutlarım kalemi.
cinitas
Konu öğretmen olunca bir öğretmen olarak yazınızı merak ettim ve okudum. Yazdıklarınızın her satırına can-ı gönülden katılmakla beraber bu durumun daha çok bayanlarda olduğu konusunu dile getirmiş olmnız sanırım biraz başınızı ağırtacak. Buna şiddetle itiraz edenler olacaktır. Nitekim erkelerde de durum çok farklı değil.
Özür durumuna bağlı atamalar oldum olası hep sıkıntı doğurmuştur. Bunun mutlak surette sıkı bir denetime tabi tutulması gerekir. İnanamayacaksınız belki ama ben 1983 yılında Manavgattan Batman'a tayin olduğumda benimle birlikte tayini çıkanlar içinde eşi adına semerci dükkanı açıp mecburi hizmetten kaçanlar olmuştu. Bunlar denetim altına alınmalı mutlaka.
Selam ve sevgilerimle.
cinitas
sami biberoğulları
Hangi okulda olduğunuzu merak ettim..22 öğretmen doğum iznine ayrılıyorsa sizin okulda öğretmen olarak tavşanlar çalışıyor sanırım. Ne o öyle ya...Bunlar iki üç ay arayla doğum yapıyorlar galiba...
Ben bir 24 Kasım konuşmasında demiştim öğrencilerime: '' Çocukla eğer aanee- babanızın kıymetli evladı iseniz sakın ha sakın öğretmenlik mesleğini seçmeyin.'' Mesele bu işte...Anasının babasının kıymetlilerine bu işi yaptırtmayacaksın kardeşim. Öğretmen dediğin sınıfa adımı attığı andan itibaren o sınıfı cenneti olarak göremiyorsa hemen tasını tarağını toplasın.
Haa bu arada köy deyince aklına Bakırköy, Ata köy, Kadıköy gelenler de öğretmenlikten uzak olsunlar...İşte el atılması gereken husus bu..
Uzattım biraz...Aslında saatlerce yazabilirim çünkü çok önemserim öğretmenliği...Çok saygı duyarım mesleğime. ama yine de bitireyim.
Sevgi ve saygılarımla mübarek bayramınızı kutlar edaha nicelerine ulaşmanızı dilerim.