- 1579 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖLDÜRÜLEN ŞAİRLER(24): PÎRÎ MEHMED PAŞA(Remzî)
Mustafa CEYLAN
************************
Sadrazamlıktan emekli edildikten sonra, Padişahla dostluğu devam eden Piri Mehmet Paşa, Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın kandırdığı oğlu Mehmet Efendi tarafından zehirlenerek öldürülmüş bir şairimizdir.
Silivri’de yaptırmış olduğu cami yanında bulunan türbede yatmaktadır.
*
"GAZEL
Hüsrevâ didi görenler beni Ferhâd ancak
Aşk işin başa iletmişse bu üstâd ancak
Adını âşık idüb nâm u nişân güzelinin
Sakınun adını anman yaramaz ad ancak
Seni terğîb idüp ey dil güzele mürşid-i aşk
Eteğini koma elden güzel irşâd ancak
Zulm ile gönlüm evin yıkdı sanurdum gam-ı yâr
Nice vîrânedür ol ser-be-ser âbâd ancak
Yine mektûbıla şeh bendesini yad itmiş
Bend-i gamdan dil-i mihmet-zede âzâd ancak
Vasf-ı la’l-i leb-i şîrîn-ter dilber variken
Remzi’yâ dilde şükür namı kuru âd ancak."
*
Yavuz ve Kanuni döneminde beş yıl beş ay iki gün sadrazamlık yapmış olan Piri Mehmet Paşa, birçok hayır eseri yaptırmıştır. İstanbul’da Haliç’de Halıcıoğlu ile Hasköy arasında kendi adını taşıyan bir semt bulunmaktadır. Bu semtte yaptırdığı mescit ve hamamı bulunur. Yine İstanbul’da Zeyrek semtinde Halvetî Tekkesi, Soğükkuyu Camii ve Medresesi, Mercan’da Terlikçiler Mescidi, Molla Gürânî Camii civarında Körüklü Tekkesi olarak anılan Halvetî Zaviyesi ve Camcı Ali semtinde bir sibyân mektebi vardır. Emekli olup vefat ettiği Silivri’de cami, imaret, mektep ve medreseden oluşan bir kulliyesi vardır, türbesi de buradadır. Osmanlı ülkesinin birçok yerinde de hayır eserleri bulunur. Bunlar arasında Belgrad’da bir imaret, Konya’da bir mescit, imaret ve tekke, Aksaray’da bir mektep, Gülek Kalesi yakınlarındaki zaviye ve ribât sayılabilir.
*
“Aksaray İli’nde Zinciriye Medresesi müderrislerinden meşhur Cemaleddin Aksarayî torunlarından olup babası ülemâdan Mehmed Çelâleddin b. Ahmed Çelebi’dir. Ana tarafından soyu Larende (Karaman)’de medfun Mevlâna Hamzatüddin’dir. Şehzadeler şehri Amasya’da, yetişmiş, medrese tahsili görmüş, kadılık etmiş ve daha sonra devlet hizmetine girip II. Beyazıt zamanında Anadolu defterdarı olmuştur.
Pirî Mehmed Çelebi, başdefterdarlıkla Çaldıran seferine iştirak etti. Bir harp meclisinde beklenmeden hemen hücuma geçilmesi hususundaki söylemiş olduğu sözler ile Sultan Selim’in takdirini kazandı. Şah İsmail’e karşı zafer sonrasında ikinci vezir Dukakinoğlu Ahmed Paşa ile birlikte Tebriz’in zapt edip muhafazasıyla görevlendirildi. Bu seferden dönüşünde Nahçıvan’a gelindiği zaman ekim 1514’te azlolunan Mustafa Paşa’nın yerine üçüncü vezir yapıldı. Amasya’da Mart 1515 yeniçeri isyanı sonunda görevinden alındıysa da üç gün sonra tekrar aynı göreve iade edildi.
Hersekli Ahmed Paşa’nın son defa vezir-i âzamlıktan azlinden sonra, Mısır seferine karşı geldiği için, Pirî Mehmed Paşa da azil ve emekli edildi.
Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı ordusu ile 1516 (hicri 922’de) Mısır seferine hareketi üzerine İstanbul muhafızı ve sedaret kaymakamı tayin olundu.
Mısır’ın fethedilmesinden sonra Mısır’da bulunan Osmanlı ordusuna İstanbul’dan iaşe, tedarik ve mühimmat getirmesi ve Mısır’dan geri dönüşte elde edilen ganimetin İstanbul’a taşınması için Yavuz Sultan Selim İstanbul’dan bir donanma filosu istemişti. İstanbul muhafızı olan Piri Mehmed Paşa İskenderiye’ye sevk edilecek donanmayı büyük bir titizlikle donattı. Galata ve Gelibolu’da hazırlanan altı yüz parçadan ziyade ve padişahın istediği sayıdan fazla olan bu donanmadaki gemiler altısı top ve beşini de at gemisi olarak tanzim edilmişti. Ama 1517 başındaki çok şiddetli kış dolayısıyla bu donanma ancak 26 Mart 1517’de İstanbul’dan ayrıldı. İskenderiye’ye gelen gemilere hazineler ve ganimet yüklendi ve bu filo 15 Temmuz 1517’de İstanbul’a geldi. Piri Mehmed Paşa’nın bütün bu çalışma ve gayretleri, Yavuz Sultan Selim gözünde, onu, veziriazamlığa hazırlamaktaydı.
Mısır Seferi dönüşünde ani bir kararla Yavuz Sultan Selim sadrazam olan Yunus Paşa’yı 13 Eylül 1517’da idam ettirdi. Yerine hemen sadrazam tayin edilmedi ve İstanbul’da bulunan Piri Mehmet Paşa acele Suriye’ye çağrıldı. Piri Mehmed Paşa 24 Ocak 1518’de Şam’daki ordugâha ulaşıp bir gün sonra da vezir-i azam görevine getirildi.
*
Mısır’dan dönüşte sadrazam Yunus Paşa’nın îdamı üzerine İstanbul’dan getirtilerek Şam’da pâdişâhla buluşup vezir-i âzam tayin edildi (924 Muharrem 1518 Ocak) ve Yavuz Sultan Selim’in vefatına kadar mevkiini muhafaza ettiği gibi oğlu Sultan Süleyman’a da üç sene vezir-i âzamlık yaptıktan sonra 1523’te vezaret haslarıyla emekli edildi.
Dönemindeki önemli olaylar:
1521-Belgrad’ın fethi
1522-Rodos’un fethi
Kişiliği ve cesaretiyle Yavuz Sultan Selim’in gözüne girmiştir. Hatta Belgrad’ın fethi için Kanunî Sultan Süleyman’ı ikna etmiş ve Yavuz Sultan Selim döneminden itibaren denizciliği ve donanmayı geliştirmeye çabalamıştır
*
İkinci Vezir Ahmet Paşa sadrazam olabilmek için Piri Mehmet Paşa’nın yaşlılığını bahane edip Kanunî Sultan Süleyman’a onu görevden almaya ikna etmeye çalışmış ve sonuçta başarılı olmuştur. Ancak II. Vezirin yerine sadrazamlığa Hasodabaşı İbrahim Ağa’yı getirtmiştir ve Piri Mehmet Paşa’ya maaş bağlayarak onu emekli etmiştir.
Padişah Kanuni Sultan Süleyman geleneğe göre ikinci vezir olan Hain Ahmed Paşayı sadrazamlığa getirmesi gerekirken, Mısır valiliğine atadı ve sadrazamlığa 4. vezir Pargalı İbrahim Paşa’yı getirdi. Beylerbeyi olarak Mısır’a vardıktan sonra Ahmet Paşa Memlüklü devlet adamlarını çevresinde toplayarak isyan etti. Bağımsızlığını ilan ederek ve yeni bir devlet kurmak için para bastırarak hutbe okuttu. Sadrazam İbrahim Paşa isyanı bastırmak ile görevlendirilip Mısır’a gitmişse de, Hain Ahmed Paşa sarayında kendi adamları tarafından öldürüldu. Pargalı İbrahim Paşa Mısır eyaletinin idarî ve malî kurumları ile işlerini büyük bir reforma tabi tuttuktan sonra İstanbul’a döndü.
*
Sadrazamlıktan emekli edildikten sonra Silivri’deki çiftliğine çekilen Piri Mehmet Paşa’nın saraya pek sık gidip geldiği, hatta Kanunî Sultan Süleyman ile arasının oldukça iyi olduğu rivayet edilir. Buradan hareketle, Pargalı Damat İbrahim Paşa’nın sadrazamlığının geri alınacağından korktuğu ve 1532’de Mehmet Paşa’nın oğlu Mehmet Efendi ile anlaşarak babasını zehirlettiği rivayet edilir. Silivri’de yaptırmış olduğu cami yanında bulunan türbeye gömülmuştür.”(kaynak:wikipedia.org)
*
Derler Ki :
Oğlu tarafından zehirlendiğini anlayan Pîrî Mehmet Paşa:
-“Beni yakdın oğlum, Allah’da seni yakar inşallah!” demiştir.
Demesine demiş ama, baba intizarını alan elbet de yeşermezmiş. Aradan henüz iki yıl geçmiş, bir kış günü, bir ocak kenarında uyuklayan oğul Mehmed’in elbisesi tutuşur ve yanarak ölür…
*
Lâtifî Tezkiresi’nde hem adıyla, ham de Remzî mahlasıyla şiirler yazdığı belirtilir. Akıllı, bilgili, sözü dinlenir, vakur bir kişiliği vardı.
*
"Gam-ı zülfünde kalanlar zulumât ile yürür
İrişen leblerüne âb-ı hayat ile yürür.
Hüsn ser-nâmesine kaşları olalı nişân
Hükmi der âşıkına sanki berât ile yürür.
Zâhidi hasret-i mey şöyle zaîf eyledi kim
Elde tesbîh ü asâsı salavât ile yürür.
Yüzlerin Hakk’a dutup nâliş ider hur u melek
Ki göreydin anı yâ Râb ne sıfât ile yürür.
Remzi’yâ kaddüne benzer nice serv ola kim ol
Salınur şiveler eyler harekât ile yürür. "
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.