- 540 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ENGELLİ OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK
“ Doğduğun gibi bir yaşam süreceğinin, ya da yaşadığın gibi öleceğinin bir garantisi var mıdır? “
Bilinmelidir ki hayatta hiçbir şeyin garantisi yoktur. Beş dakika önce verdiğin sözü bile tutamayabilirsin. Hiç kimse bilemez nerede, ne zaman, ne olacağını, eğer bilebilseydi zaten hata yapmazdı insan. Yarın bir bakmışsın ki tekerlekli sandalyedesin ve yahut da, iki koltuk değneği arkadaşın olmuştur. Bu kadar zor mu sevgi dolu olmak, ya da birisine sevgiyi verebilmek, bu da bir inanç meselesi değil mi? Ne tarafa dönsek karşımıza çıkan inanç ve sevgi. İşte burada başlıyor, önce yüreğindeki, sonrada beynindeki engelleri kaldırmak. Unutmayın ki, yarın bir gün size de acıyarak bakabilirler. Çünkü sevgiyle bakabilmek ayrı, acıyarak bakabilmek ayrıdır. Çocuk, yaşlı, engelli, aslına bakarsanız ben aralarında pek bir fark göremiyorum. Bir çocuğun sevgiye ve bakıma ihtiyacı olduğu kadar, bir yaşlının da, bir engellinin de bu değerlere ihtiyacı vardır. Biz toplum olarak, çok ön yargılı, çok vurdumduymaz, kendini beğenmiş, aşağılayıcı bakışları içimizde barındırdığımız için, başımıza gelene kadar, ya da eş, dost, akrabanın başına gelene kadar dersimizi almamış sayılmaktayız. Oysa yolun ortasında gördüğü küçücük bir taşı bile, kimseye zarar vermesin diye yolun kenarına kaldıran bir ecdadın torunlarıyız biz. Nerede çatladı, ne zaman koptu ar damarımız da çirkinleştik ve bu hallere düştük.
“ Ki onlar bu topraklar da rahat yaşayabilmemiz için kolu bacağı kopuk savaştılar, şehit oldular, gazi oldular. Ki onlar hayatla savaşanlar, vatan için savaşmasa da insandırlar, saygıyı ve sevgiyi hak edecek kadar masumdurlar “.
Nazım UZUN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.