- 691 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
"BAŞKALARINDAN BANA NE!.." ÖYLE Mİ?
İçinde bulunduğumuz ay Mübarek Ramazan ayı. Her zamankinden daha fazla dini duyguların ağır bastığı, paylaşmanın hazzına varıldığı, tüm Müslümanların kardeş olduğu bilinç ve şuurunun arttığı ay Ramazan ayı.
Camilerin teravihlerde dolup taştığı, değişik iftar sofralarında tanıdık tanımadık insanların iftar vesilesi ile de olsa kaynaştığı ay Ramazan ayı.
Kur’an’ın indirildiği ve o gün bu gün mukabele ile okunmaya devam edildiği, hatimlerin bolca yapıldığı ay Ramazan ayı...
Daha bu ay üzerine çok şey söylenir elbette. Hatiplerimiz bu ayı en güzel şekilde değerlendirmek adına her fırsatta vaazı nasihatte bulunuyorlar.
Bu vaazlarda ana konu Peygamber Efendimiz(sav)’in "Müslümanlar Kardeştir" sözünün etrafında gelişip, dünya üzerindeki Müslümanların bu günkü halleri üzerinde tarihten misaller verilerek cemaat aydınlatılmaya çalışılmaktadır.
Dinleyip kulağıma küpe olsun dediğim birkaç hadisi burada paylaşmak istiyorum.
1- Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.
2- İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de (gerçek anlamda) iman etmiş olamazsınız.
3- Müslümanların birbirini sevme ve desteklemedeki durumları bir beden gibidir. Bedenin bir uzvu rahatsız olursa, bedenin bütün organları rahatsız olur ve uykusu kaçar.
4- Kim kötü ve çirkin bir iş görürse onu eliyle düzeltsin; eğer buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse, kalben karşı koysun. Bu da imanın en zayıf derecesidir.
Bu hadisler ışığında düşündüğümüzde günümüzde yaşanılan şekli ile; kapıbir komşumuzun derdinden habersiz olmak, mahallemizde kim ne yer ne içer, kazanının da ne kaynar ne pişer habersiz olmak mıdır Ramazan?
Ya da 42 derece sıcakta serin yer bulup "orucu uykuya tutturmak" mıdır Ramazan?
Veya "desinler" diye hali vakti yerinde olan insanlara belli mekanlarda iftar yemekleri yedirmek midir Ramazan?
Elbette Hayır. Bunların hiçbirisi Ramazan’ın ruhunu yansıtmaz.
Bugün İslam coğrafyası zulüm altında inlemekte. Arakan kendi idarecileri tarafından sırf Müslüman olduklarından eziyet, işkence ve zulüm görmekte. Açlık, susuzluk da hat safhada. O halde Müslüman’ım diyen bizlere düşen görev din kardeşlerimize elimizden geldiğince yardımda bulunmak, her platformda yapılan bu zulmü gündeme getirmek yapanları kınamak olmalıdır.Sözün özü:Müslüman isen Müslüman kardeşinin başına gelenlerden sorumlusun, sorumlusun,
SORUMLUSUN
Eserken seher yelleri
Dön ki yönünü kıbleye
Duy Allah diyen dilleri
Zan etme sakın kimseye.
‘Sorulur kişi kendinden
Başkalarından bana ne’
Diyen habersizdir dinden
Sorumlusun kardeşine
Bir duvarın tuğlaları
Bir tarağın dişi gibi
Eşit, eniyle boyları
Sanki bir tek kişi gibi.
"Kendin için ne istersen
Kardeşin için de iste"
Bu ikazı duymaz isen
Azap var denir hadiste.
Açken komşun tok yatılmaz
Ver yarısını ekmeğin
Müslümanlık böyle olmaz
Boşa gitmesin emeğin
Halil aç gönül kapını
Girsin tüm dost bildiklerin
Yaradan yapmış yapını
Senle gider verdiklerin.
YORUMLAR
Allah Razı olsun sayın Hocam.
Çok önemli bir konuya parmak basmışsın..Özellikle de zenginin zengini davet ettiği iftar sofraları...Oysa zengini, fakiri her kes, her kesim birleşmeli o saofralarda ve de ağızlara lokmalar alınmadan önce Somali, Burma, Irak, Suriye, Afganistan , Doğu Türkistandaki müslüman kardeşlerimiz için hç olmazsa dua edilmeli.
Selam ve saygılarımla.