- 1090 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Tutkal / II
Pencereden bakan Emma her şeyin yandığını gördü. Girdiği şokun etkisiyle yatağa çöktü. Titriyordu. Ellerini nereye koyacağını bilemedi. Defalarca aynı cümleyi tekrar etti.
"Her şeyi yaktı. Maketleri, köpeği, her şeyi... Tanrım köpeği canlı canlı yaktı. Bu nasıl öfkedir..." dedi. Bir an kendisi için dehşete kapıldı. Ellerini başının arasına alıp sıkıştırdı "KATİL!" diye haykırdı.
Chao sesi duymuş ama oralı olmamıştı. Emma girdiği sinir krizinden çıkma konusunda başarılı sayılmazdı. Bunun için Chao’nun canının yanması gerekecekti. Yüzünde başında tırnak izleri bırakmadan rahatlamıyor, şiddetini sıkı sıkıya dökmeye ihtiyaç duyuyordu. Chao, Emma’nın mahalledeki komşuların huzurunda kavga edip rezil olmaktan çekindiği için dışarı çıkmadığını düşündü.
Yanan maketlerini izlerken yükselen siyah plastik dumanının nereye gittiğine bakan Chao, dumanın gidiş yönünden memnun kalmışçasına ayaklarını sürüyerek eve girdi.
Emma, yatak odasında tüm eşyaları üstüne yığmış, yüzünü yastığa gömerek dakikalarca ağlıyordu, pencereden dolan yanık kokusu sakinleşmesine engel oluyordu.
"Saçmaladım. Çok kızdırdım onu. O da gitti Marsel’i yaktı. Bu kavganın böyle sonuçlanmasını istemezdim. Kavga mı? Kavga ettiğimi sanmıyorum. O caniyi sadece uyardım... Zavallı köpecik…"
Emma gömüldüğü yataktan güçlükle kalktı. Pencereden bakmak istediyse de bahçede görecekleri onu korkutuyordu. Odadan çıkıp banyoya yöneldi. Lavaboda yüzünü yıkadı. Gözleri kıpkırmızı olmuştu. Aynaya uzunca bir süre baktı. Gözyaşları yanaklarından süzülüyordu. Dağılan saçlarını taramaya başladı. Koparırcasına saçlarını asıldı. Yeniden musluğu açtı. Kafasını suyun altına tuttu. Bir süre öyle kaldı. Kafasını kaldırıp yine aynaya baktı. Yeniden kafasını suyun altına tuttu. Su, hıçkırık ve konuşma sesi birbirine karıştı.
"Katil herif..." diye mırıldanan Emma’nın dudaklarından püsküren su damlacıkları aynadaki yansımasından süzülüyordu.
"Bana mı diyorsun?" dedi Chao. Koridorda dikilmiş banyonun aralık kapısından karısını izliyordu. Gözleri uzun süredir uykusuzmuş gibi sık sık sabit bir noktada takılıyordu.
"Değil misin? Ne zaman canın sıkılsa çıkar öldürürsün değil mi? Neden? Çünkü erkeksin, çünkü güçlüsün."
"Bu tiradı hazırlamak için çok uğraştın mı Emma? Sen zeki bir kadınsın. Daha iyilerini de yazabilirsin."
"Sen adi bir pisliksin. Gücünün yettiği her şeye karşı faşistsin."
"Bu tespitini sevdim şekerim. Yalnız, eğer maketlerim için beni faşistlikle suçluyorsan biraz abartmış olabileceğini düşünüyorum."
Emma banyodan çıkıp Chao’ya bir şey söyleyecek gibi karşısında durdu.Bundan vazgeçip geri döndü.Beklerken canı daha çok acıyordu. Saçlarını arkaya savurup mutfağa yöneldi.
Emma mutfaktan kafasını uzatıp kocasının kendisini takip edip etmediğine baktı. Üzerindeki bol atleti çıkarıp balkon kapısına fırlattı.
"Benim için mi bu manzara?" diye sordu Emma’nın çıplak üstüne bakan Chao.
"Terledim sadece." diye terslendi kadın.
Emma, ortadaki sigara paketinden bir sigara çekip, Chao’nun karşısına oturdu.
"Hiç acımadın mı?" diye sordu.
"Emekse ben harcadım sana ne? O maketlerden nefret etmiyor muydun? Artık tutkal yok, batacak halı yok. Sana yazdığım mektupları sakladığım maketlerim yok."
"Marsel’den bahsediyorum. Oyalıyordu seni... Seninle cehennemin dibine geldi o hayvan. Ya sen ne yaptın?" dedikten sonra bir an duraksayan Emma Chao’nun söylediğini yeni anlıyordu. "Ne mektupları?" diye sordu tedirginlikle.
"Önemsiz aşk mektupları hayatım. Unut gitsin... Marsel için de böylesi daha iyi... Dostluk tasmayla olmaz..."
"Bana akıl verene bak. Dostluk nasıl olur ha? Kulübesinde bağlı hayvanı yakarak mı?"
"Ne saçmalıyorsun yine sen?"
"Marsel’in sesini duydum ve kulübesini yaktığını?"
"Marsel sokağın başındaki yaşlı dişi köpeği düzüyor ve halinden de gayet memnun görünüyor. İnanmıyorsan bak."
"Nasıl yani?"
"Köpeği kıskandığını söyleme sakın." diye dalga geçti Chao.
Emma utanarak gülümsedi "Yani sen köpeği öldürmedin."
"Sadece tatlım..." dedi Chao, "Kıçına tekmeyi bastım, aksi halde gerçekten yanabilirdi. Artık dönebilecek bir kulübesi olmadığı için sokaklar onun..."
Chao sigara dumanını Emma’nın yüzüne doğru üfledi.
Emma rahatlamış bir halde kocasının yüzüne baktı. Kendini güçlü hissetmiyordu.
"Seni mektuplar için asla bağışlamayacağım." dedi Emma...
Chao gülümseyip göz kırptıktan sonra masanın üzerine yüklendi ve işaret parmağının isli ucuyla Emma’nın turuncu meme ucuna vurarak dokundu.
"Köpeklere eşlik etmeye ne dersin?" diyen Chao sigarasını dişlerinin arasından bir kez daha derince çekip mutfaktan çıktı. Çıkarken Emma’nın kendisini takip edeceğini tahmin ederek kapıyı açık bıraktı.
lacivertiğnedenlik / chaotica
YORUMLAR
Ben Marsel için hiç endişelenmemiştim.
Tamam Chao'yu hiç sevmem. Tamam Chao umursamazdır, pervasızdır, uçarıdır, kötüdür , haindir, acımasızdır, kendini marjinalitenin dibi sanandır,bilgiçtir, abuk sabuk yorumlar yapandır, ben yorum mu dedim? pardon abuk sabuk cevaplar verendir dır dır dırrr
Ama katil değildir diye düşünmüştüm
Şaka yapıyorum şaka :))))
Çok güzeldi tebrik ederim kıymetli iki yazarımızı.
Sevgimle Laci
Sinem Ilgın Omay tarafından 7/25/2012 1:36:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
seviyorum ben onu .)))
Biz teşekkür ederiz biriciğim.
:) Ohh rahatladım yaa, köpekcik yanmamış, ölmemiş...
Bir an kulubesiyle birlikte yandığını düşününce çok üzülmüştüm...
Çok akıcı gerçekten, bir anda okudum,
Teşekkürler, tebriklerimle....
Devamını bekliyoruz :)
lacivertiğnedenlik
Bir adam karısı ile kavga edince odaya kapanır kafasını duvara vurup, ağlardı.
Ta ki benle tanışıncaya kadar.
Olayı anlatınca haklı olduğu için ona acıdım.
Zira hanımı adama işkence ediyordu. Adamı bitirmişti.
Ne çocuklarının gözünde ne de komşuların huzurunda bir manası kalmıştı adamın.
Ben de "kendi kafanı duvara vuracağına yengenin kafasını vur ,daha az acı çekersin " dedim.
O benim dediğimi yapmaya başladıktan sonra hanımı ile arası ziyade iyileşti.
İki erkek çocuk daha yaptılar.
Adam şimdi emekli ve köyde bir ev yaptırdı.
Hanımı tuttuğu alabalıkları temizlerken "senin kadar büyüğünü tutan görmedim" diyor.
Daha da göremez galiba...
Selamlarımla.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
Sevgiler