- 1103 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşamın Kıyısından
Hiçbir şey kolay değildi eskiden. Saatlerce yürümek gerekiyordu, okula ulaşmak için. Sabah erkenden yola düşer, yalnızlığına arkadaş olan gelincikleri sayardı yol boyu. Papatyalardan taç yapardı okul yolunda bir çocuk.
Dere kenarında açan sarı zambakları koparmak isterken suya düşmüştü kitapları. Oysa koparsaydı zambağı, öğretmenine götürecekti. Kır çiçeklerinden başka verecek bir şeyi yoktu.
Yerli Malı Haftasında, bir avuç iğdeydi götürebildiği. Çimento torbasıyla kaplanırdı kitapları, defterleri. Renkli, çiçekli, böcekli kaplıklar pahalı gelirdi ona. Gaz lambasının ışığında üç kardeş ders çalışırlardı. Yine de karne zamanı geldiğinde en çok onlar mutlu olurdu, hepsi pekiyi karneleri alınca.
Uzak çok uzaktı okulu. Gocuğu ve şemsiyesi yoktu. O yüzden çok zorlanırdı yağmurlu havalarda. Pembe bir çizme süslerdi rüyalarını. Bir çift pembe çizme için, minik ellerini açar, dua ederdi. Oysa daha neler neler vardı, dua edilip istenecek.
Uzun yıllar geçti aradan. Her şey daha kolay şimdi, okula gitmek, ders çalışmak. Zor olan tek şey, gerçek sevgiyi bulmak, bulabilmekti artık. Zorlukları yenmeyi başarsa da o küçük çocuk büyüyüp aşık olunca yaşadı en büyük acıları.
En çok o sevdi. En çok onun yüreği çarptı aşkla. Saf değildi artık aşklar. Değer verilmiyordu gerçek sevgiye. Sahte gülüşler, süslü sözler alıp götürüyordu sevgileri.
Öğretmenine götüreceği çok şeyi vardı artık. Yerli Malı Haftasında sınıfı donatabilirdi. İstese en güzel, pembe çizmeyi giyerdi. Onu yağmurdan korurdu, yağmurluğu ve şemsiyesi. Ama içindeki koca boşluğu dolduracak gerçek bir seveni yoktu. Büyüyordu boşluk git gide, yalnızlıklar çoğalıyordu. İsyan etti sahteliklere.
Bir gün tüm cesaretini toplayıp, aşkın uçurumuna geldi. Bakındı sağına soluna, güvenli geldi aşk ona. Kapadı gözlerini, bıraktı kendini uçurumdan aşağıya, aşkın kucağına. Mutluydu havada düşerken, emindi aşkından, tutacaktı ellerinden. Ama olmadı beklediği. Aşk yana çekildi birden, kendini yerde buldu. Elinde paramparça bir kalp, toparlandı, kalktı ayağa.
Kırık kalbin parçalarını toplayıp yapıştırsa da bir bir, eski haline dönmedi, dönemedi kalp. Ek yerlerinden kanadı hiç durmadan.
Ve bir daha hiç sevmedi, sevemedi....
YORUMLAR
Hazindi ve hüzün doluydu.Yalnız biraz daha işlenmesi gereken bir öykü olmuş.İçinde cevaplanacak sorular var.Daha usta ifadelerle işlenip öykü iskeleti daha sağlam kurulmalıydı diyorum yine haddimi aşarak.Dost yüreğiniz kırılmayacağını umarak...Kaleminize sağlık Efendim.
Ne diyeyim canım benim her kelimene katılıyorum hayatla ilgili ve seviyorum. Ama şu cümle tam benlik.
"En çok o sevdi. En çok onun yüreği çarptı aşkla. Saf değildi artık aşklar. Değer verilmiyordu gerçek sevgiye. Sahte gülüşler, süslü sözler alıp götürüyordu sevgileri."
yüreğin dert görmesin
sevgiyle