Ruhun Kelepçesi
Sadece suçlulara mahsus değildir kelepçeler. Onlar için var olmamıştır sadece. Tam tersini düşünenlere, o zaman biz de birer suçlularız. Aslında hepimiz bu duruma mahkumuz da.
Elimizde olmayan durumlara, sesimizi duyuramadığımız zamana mahkumuz. Keşkelere, pişmanlıklara mahkumuz. Emir büyük yerden abi. Çaresi yok mahkumuz.
Mahkumluğumuzu duygularımızla vurmaya çalışıyoruz. Becerebilene tabii. Kimisi 10 dan vururken kimisi oku atmayı bile başaramıyor. Evet biz O’nlarız ! İkinci seçenekteki azınlıklar. Ama baş kaldıranlarız da. 10 dan vuranlar zaferini yaşarken biz biraz daha adam oluyoruz. Biraz daha güç kazanıyoruz. Biraz daha hırs yapıyoruz. Ve en önemlisi daha çok kin, azim...
Bu evrelerde yıpranan bedenlerimiz değil göremediğimiz, dokunamadığımız, hissedemediğimiz, başların bu böyle deyip de inandığımız, inanmaya çalıştığımız ruhlarımız oluyor. Bir bakıma yeniliyoruz da onları, iyi oluyor. Ama en büyük hatamız yenilemeye çalışalım derken kaybetmemizdir belki de. Bir yerlere hapsetmemiz. Duygularımızın emirlerine susmamız.
Azınlıktakiler her zaman baş kaldırmasını bilenlerdir dedik. İşin içine duygu girdi mi ama dur denilir. Orda dur abi. Nedendir peki ? -Duygular, bu evrenin padişahlarıdır çünkü. Hem de kazığını sağlam oturtanlarından (!). Onlara baş kaldırmayı bırak iki dudağını bile birbirinden ayıramazsın. Büyük yer dedik ya hazır paketle iade edilmiş resmen bu bize. Ötesi yok desenize.
Her iki seçenektekiler de diz çökmek zorunda kalır böylece bu duruma. Dik durmaya çalışanlar zincirlenir. Sesini çıkarmaya çalışanlar dürtüklenir. Babayiğitlik yapıp ruhunu teslim edenler ise kelepçelenir. Aslında ruhu kelepçeleyen duygulardır bu evrede. Adamı tepetaklak yapan duygular. Ruhun suçu nedir peki ? Onun suçu bize mahkumluğu. Öyle ya da böyle her türlü suçlular biz oluyoruz ama değil mi ?
Ruhumuzu kelepçeye teslimimiz en büyük suçumuz. Anlamlandıramadığımızı öne sürmek suçumuz. Duyguların -ne kadar zor olsa da- şah damarını kesemememiz. Bütün suçlu biziz. Kelepçeye mahkum biziz. Yeri geldiğinde duygularımızı kelepçelemeyi bilmeliyiz. Bu zamana kadar hangi padişah tahtından atılamadı hı? Kendi isteğiyle, zorla ya da büyük yerden. Hangisi ?
Ruhların saf özüne kavuşma vakitleri geldi de geçiyor artık. Buna bir dur demek gerek. Ben ruhumun kelepçesini açıyorum ve azat ediyorum. Size kolay gelsin.