- 2282 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SUSUZLUK
İhtiyaçların sınırlı, ancak kaynağın az olması hemen her alanda olduğu gibi su konusunda da harcamalarımıza dikkat etmemizi ve tasarruflu olmamızı gerekli kılıyor.
Geçtiğimiz senelerde yağışın yok denecek kadar az olması sonucu barajlarda su dibine inince susuzluğun nasıl bir şey olduğunu ilk kez gördük ve aslında herkes için bir ders oldu. Konu ile ilgili okuyarak değil bizzat yaşayarak eğitildik.
Bizim mahalleye 8 gün boyunca su gelmedi. Musluğun başında akacak suyun borudan gelebilecek sesini dinler hale geldik. Hadi damaca ile içme suyunu hallettik ama insanız malum kişisel ihtiyaçlarımız için kullanmak üzere Ankara’nın ilçelerinden piknik yerlerindeki ağaç kovuklarından akan suları bile bidonlara doldurduk arabamızın arkasına attık getirdik. Ama atalarımızın dediği gibi taşıma su ile değirmen dönmedi. Sabahtan akşama kadar ne kadar su doldurduysak o kadarının da aynı gün tükendiğini gördük.
Sevgili apartmanımızın da hidrofor sistemi olmayınca ki o kadar apartmanda her şey için para toplandı bir şeyler yapıldı. Tabi böyle bir susuzluk daha önce yaşanmayınca ileriyi kimse görüp de yaptırmadı ya da teklif eden veya edenimiz olmadı.
O dönem ben en çok ekonomik durumu çok kötü olan insanlarımıza üzüldüm. Çünkü iyi su almaya parası olmayan bir sürü kişi vardı. Televizyonlarda bu kişilerin parklardaki su havuzlarından su doldurduklarını ve sağlıksız yerlerden su içtiklerini gördük. İçimiz kan ağladı.
Tabi suyun akmadığı her gün; aslında suyun ne kadar hayatımızda yerinin büyük olduğunu, onsuz yaşanmayacağını, yaşamın baş kaynağı ve büyük bir nimet olduğunu anladık. Bir damla su için yağmur duasına bile çıkanlar oldu.
Ben en çok temizlik konusunda korktum. Hadi biz dört kişilik aileydik. Çok kalabalık aileler de var çevremizde. Düşünsenize her tuvaletten çıkan için su gerek. Allahtan herhangi bir bulaşıcı hastalık salgını vs. çıkmadan Ankara atlattı o sene susuzluğu.
Suyun geldiği günü unutumamıyorum. Evde asılan yüzler gülmeye başladı. Su Bayramı yaşadık diyebilirim. Herkes birbirine sarılıp öpüştü resmen.
O zaman işte şahsım adına söylüyorum. Müsrif bir insan değilimdir ama şimdiki kadar da dikkat ediyordum desem sizlere yalan söylemiş olurum. Eskiden kovalarca su ile yıkarken balkonu, şimdi haftada bir kere kova suyu ile diğer zamanlar vilada ile temizliyorum.
Eskiden kapı önlerinde halı ve araba yıkayanlar olurdu. O dönemde zabıtalar ciddi şekilde cezalar yazmaya başladılar ve sonu yokmuşcası harcanan su artık petrol kadar değerli oldu.
Nedense bir şeyler kaybedilmeden değeri anlaşılmıyor. Doğal kaynaklarımızı kullanırken bir gün bitivereceği ve onun sıkıntısının da faturasının bizlere çıkacağını düşünerek hepimize aslında büyük görevler düşüyor.
Bir ben, bir o değil tüm toplum olarak bilinçlenmemiz şart. Bozuk olan musluklar onarılmalı, çamaşır makinalarına çamaşır koyarken iki üç parça çamaşırla makinayı çalıştırmayıp biraz biriktirmemiz gerekiyor. Temizlik tabi ki çok önemli her gün duş alıyoruz ama işi keyfe dökmemeliyiz bence. Bu telefonun asıl amacı haberleşme iken müzik dinlemek vs. her amaç için uzun süre kullanılmasına benziyor. Cep telefonunu da gerekliliğine göre kullanmak lazım aslında. Uzmanların beyine zarar verdiği, odanızda, yastığınız altında tutmayın veya çok uzun süre kulağınızla temasta bulundurmayın beyniniz etkileniyor demesine rağmen kim dinliyor ki. Doktorlar; beyin tümörleri bu kadar yaygın değildi şimdi cep telefonları tetikliyor diyorlar. Neyse hangi konunun kelimesi geçse içimiz o kadar dolu ki oraya kayıyor lafımız.
Diyeceğim o ki; suyu gerektiği kadar kullanmalıyız israfa kaçmamalıyız. Kullandığımız su hepimizin suyu aslında...
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Aysel kardeşim,tebrikler,çok hassas olmamız gereken konuyu işlemişsiniz.Susuz hayat olmaz,en kısa olarak böyle söyleyebiliriz.Yetiştirilirken,suyu israf etmemenin ne kadar önemli olduğunu öğretti annemiz.Duş,diş fırçalama,el yıkama,eller sabunlanırken suyu boşa akıtmamak gerektiğini çocuklarımıza da alıştırdık.Her birey ,ev halkına bunun önemini
öğretmeli,saygı ve sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgilerimle...
Yorumunuz için teşekkür ederim. O dönemlerde küresel ısınma ile ilgili o kadar çok şeyler söylendi ki, dünya yok olacak, heryer kuruyacak, yağmur hiç yağmayacak ben ciddi ciddi korkmuştum. Tamam bilimsel gerçeklere sonsuz inanıyorum. Ama her şey yine allahtan bu sene çok güzel yağmurlar var Ankara'nın İstanbul'un sanırım barajları tamamen dolmuş ama diğer illeri çok bilmiyorum. Su hayat demek her anlamda. Hem iiçtiğimiz su, hem de temizlik için kullandığımız su. Allah eksikliğini vermesin. Çok konuştum burada bir makale daha yazıyorum sanki. Saygılarımla...
Bir_Kucuk_Ask
Aysel AKSÜMER
Tahminlere göre çok ileriki yıllarda su savaşları çıkma ihtimali varmış.Suyun önemi çok ama çok önemli.Lakin iş ciddiye binince insanoğlu canının yanmasıyla haykırmaya başlıyor.
Çok titiz biriyim.Suyun akmadığı zamanlar benim için azaptır.Ama suyu dikkatli kullanmaya çalışıyorum.Askerde iken suyu boşyere akıtan bir askere rütbemi de kullanarak sağlam bir fırça atmıştım.
Güzel bir konuya parmak basmışsınız Aysel hanım.Ankara bir dönem sıkıntı yaşamıştı.Umarım rahmet hep yağar memlekete.Sağlıcakla kalın.
Bir_Kucuk_Ask tarafından 3/13/2010 6:18:07 PM zamanında düzenlenmiştir.