- 1240 Okunma
- 16 Yorum
- 0 Beğeni
SARI DENİZ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Uçsuz bucaksız sapsarı bir sonsuzluğun içinde yüzdüğümün farkındayım. Sonsuzluğun da bir kıyısı vardı; inanması güç ama, eğilip baktım! Ağzı bir uçuruma açılıyordu ve başka, daha derin bir sonsuzluğu işaret ediyordu... Ürküntüyle karışık,zaman üstü bir sarhoşluktu yaşadığım! Hayali bir yolculuktu yaptığım, ama , katı gerçekten daha hayret vericiydi...
Hayatım da en büyük yalnızlığı oradan döndüğümde yaşadım. Yoğun bir çelişkiyle gerilmişti; hem ruhum, hem bedenim! Buradan öteye gitmekten korktuğuma göre,ne yapa bilirdim? İki yol kalıyordu bana; ya içimin erdemine dönecektim , ya eşyanın katı gerçeğine...Eşyanın katı gerçeğine hep şüpheyle baktım! En büyük gerçek, gözlerimin bana tam gerçeği söyleyecek yetenekte olmadığıydı. Elimle tuttuğumla, gözümle gördüğüm arasında da bir fark vardı. Yoksa aklımız, ancak bu farkı görecek kadar mıydı? Yoksa bu farkı aradan kaldırmak için miydi aklımız? Bir miktar toprağı iki parmağımın arasına alıp , zerreye dönüştürünceye dek ufaladım. Toprağı toz yapıp, tozu boşluğa savurdum...Biliyordum; taş ve demir sertti, ama, taşı bir makinayla kırabileceğimi, demiri ateşle eriteceğimi biliyordum. Sonuçta aklımın görevinin, eşyayı binbir hale sokarak hayata katmakla, dahası hayatı kolaylaştırmakla ilgili olduğuna inandım. Aklımın görevi hayatıma hizmetten ibaretti,ötesi yoktu!
İçimde ki bir his, aklımdan ibaret olmadığımı söylüyordu. İçimde yaşattığım erdemli bir hayal alemi vardı. Bunu aklımla biliyorum. Bu hayalimi de aklım mı üretiyordu diye düşledim. Bundan halen çok emin değilim....
Bütün bunların üzerine içimde yaşattığım bir alemin olduğu da doğru. Bunu reel dünyadan çok, orada gezindiğimde anlayabiliyorum. Orası daha derin ve geniş. Ürküntü verici ama, reel dünya kadar karmaşık değil. Kendi içinde bir devinimi olduğu da doğru. Farkettiğim çıplak gerçek, orada kötülüğün olmadığı..Çünkü sokaklarda asık bir yüzle dolaşırken, içime döndüğümde, yüzümün hemen tebessüme boğulduğunu farkediyorum. Orada hiç düşmanım yok ve günah işlemiyorum.
Gerçekte ne yapıyorum ben?.Zaman zaman dışımda yaşayıp, bir süre sonra içime mi ölüyorum? Dünya ve ötesi arasında ki ince farkta bu kadar mı? Benim alemimde bu hergün gerçekleşen birşey...Hergün ölüp, dirildiğim doğru değil. Ama hergün iki alemde yaşadığım doğru. Bunu bir kapıdan girer gibi yapmıyorum,vites değiştirmek gibi birşey de değil. Gece ve gündüzün yer değiştirmesine daha çok benziyor sanırım. Reel dünyanın perdeleri inerken,hayal dünyamın perdeleri aynı hızla açılıyor. Bu geçiş anında yaşadığım süre, kaydedilemeyecek kadar zaman olarak kısadır.
İşte, hergün böyle , ihtiyacım olduğunda aranıza dönerim. Canımı sıktığınızda yüzmeye giderim...Bir farkla;benim denizlerim, sarı,hem sapsarı...Uçsuz-bucaksız ve sonsuz...
YORUMLAR
''Ölmeden önce ölünüz.'' Der Mevlana..
Sınırlı ve sonlu olan insani benliğimizden, maddeden sıyrılıp, sınırsız ve sonsuz olan ilahi benliğimizi, maneviyatımızı ölmeden önce hakkıyla yaşamalıyız.. yoksa bir yanımız hep eksik kalır.. içimizdeki boşluk asla dolmaz..
ölmeden önce ölmeyi başarabilenler, kolay kolay kızamazlar hiç bir kimseye ve hiç bir olaya.. hepsi ve her şey çok insanca gelir..
kutluyorum..
Şair yada yazar ağlayamaz yüreğinde başlayan boğazında düğümlenen alevi kalem ucundan damıtır böyle...
Sorgular, sorgulatır ... öze varıştır amacı kimi vakit.Sayın üstadımın yazısında ifade ettiği gibi.
Benden, senden, ondan en doğal insan hali daha nasıl güzel anlatılabilirdi ki.
Candan kutluyorum efendim haklı başarınızı beğeniyle ve gıptayla okudum herzamanki gibi.
Yorumumu yunus emrenin temaya uygun düşeceğini düşündüğüm bir eseriyle bitiriyor düşünce insanı kimliğinize bürünen sanatçı yüreğinize saygılarımı sunuyorum.
Bir Ben Vardır Bende
Severim ben seni candan içeri
Yolum vardır bu erkândan içeri.
Beni bende demen bende değilim
Bir ben vardır bende benden içeri.
Nereye bakar isem dopdolusun
Seni nere koyam benden içeri.
O bir dilberdürür yoktur nisâni
Nisan olur mu nisandan içeri.
Beni sorma bana bende değilim
Sûretim hoş yürür don'dan içeri.
Beni benden alana ermez elim
Kadem kimbasa sultandan içeri.
Tecelliden nâsib erdi kimine
Kiminin maksudu bundan içeri.
Kime dîdar gününden sûle deyse
Onun sû'lesi var günden içeri.
Senin aşkın beni benden aliptir
Ne sirin dert bu dermandan içeri.
Seriat, tarikat yoldur varana
Hakikat mârifet andan içeri..
Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman var Süleyman'dan içeri..
Unuttum din diyânet kaldı benden
Bu ne mezhepdürür dinden içeri..
Dinin terkedenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür îmandan içeri..
Geçer iken Yunus sas oldu dosta
Ki kaldi kapida andan içeri....
Yunus Emre
ELEŞTİRİ / YORUM
1.Noktalamalardan sonra bir harflik boşluk bırakmalısınız.
2.‘...güç ama,eğilip baktım!’ Orada virgüle gerek yok. Ünleme de...
3. ‘Hayali bir yolculuktu yaptığım,ama,katı gerçekten daha hayret vericiydi...’ Burası ünlem ister. O iki virgül gereksiz.
4. Makina değil, MAKİNE...
5. Farketmek değil, FARK ETMEK...
6. Birşey değil, BİR ŞEY...
7. Hergün değil, HER GÜN...
8. Binbir değil, BİN BİR...
9. Alem değil, ÂLEM...
10. Kendi içinde bir devinimi olduğu da doğru. Üç nokta ile biter.
11. ‘Hayatım da en büyük yalnızlığı oradan döndüğümde yaşadım.’ DA bitişik olacak. HAYATIMDA...
12. ‘hem ruhum,hem bedenim’ Virgüle gerek yok.
13. ‘ ya içimin erdemine dönecektim,ya eşyanın’ ... Burada da virgül gereksiz.
14. ‘ne yapa bilirdim’... YAPABİLİRDİM... Bitişik...
15. ?. Böyle bir işeret de yok. İki noktalısı olabilir.
16. ‘Bundan halen çok emin değilim....’ ‘kötülüğün olmadığı..’ ... Bir ve üç noktadan başka yan yana nokta yok.
17. ‘ötesi arasında ki ince’ ... Kİ bitişik... ARASINDAKİ...
18. ‘Bu geçiş anında yaşadığım süre, kaydedilemeyecek kadar zaman olarak kısadır.’ Cümle düşüklüğü var.
19. uçsuz-bucaksız ... Uçsuz bucaksız... Tire yok...
Âlem içinde âlem... İç içe... Kutluyorum...
Onur BİLGE
merhaba;
bir görüşe göre; rüyalar gerçek , gerçek dediğimiz rüya..
..kim bilebilir doğrusunu.
kim, gerçekle , hayal olanı tam ayırabilir. eritilen demir kadar değişebilr her şey. eriten ateş mi bakalım sadece..
eh düşünürsek, sarı denizlerde yüzmeye gidebiliriz istersek. mevlana, demiyor mu*düşünceden ibaretiz* diye...
deniz, mavi olacak diye bşey mi var..pekala pembe de olabilir. hayal edelim yeter.
..
günün yazısı bana güzel düşünceler verdi..
kutlarım.
Çok derinlere dalmışsınız dostum.Düşünceye sevketti yazınız beni.Bizde dalsak çıkabilirmiyiz tekrar yüzeye bilemem.Ustalık şart.Ustalık içinde çok bilgili olmak lazım.
Bilgiye ulaşıncada hayatın sırrına ermek.
Üstadımız Rahmetli Necip Fazıl'ın söylediği
''Anladım sanat Allah'ı aramakmış.
Marifet bu gerisi çelik çomakmış.''
dizelerini hatırladım şimdi.
Yazınızın da bu yönde bir duyguyla yazıldığına kanaat getirdim.
Gerçek ve hayaldeki yaşantımızın dediğiniz gibi erdemli geçmesi ve ulvi duygularla yaratana ulaştırması dileğiyle kutluyorum yazınızdan dolayı sizleri.
SAYGILARIMLA.
Bu yazıya bir şiir yazılır.Maddede hapsolmuşuz aklımızı bile adam gibi kullanamazken aklın ötesini aşmak çok zor.
'İçimde ki bir his,aklımdan ibaret olmadığımı söylüyordu. İçimde yaşattığım erdemli bir hayal alemi vardı. Bunu aklımla biliyorum. Bu hayalimi de aklım mı üretiyordu diye düşledim.Bundan halen çok emin değilim....''erdemli'sözcüğü önemli.
Bu söylediğinizi hissettiğim anları hatırlamaya çalışıyorum şimdi.Örneğin dağlar,mağaralar,erişilmez olan her şey,örneğin deniz.Yani görünenin erişilmezlik kazandığı her şey.Kesinlikle katılıyorum Hayrettin Bey,aklın ötesinde bir şeyler var.
Sınırsızlık ve sonsuzluk düşüncesi bile akla hükmetmeye yeter.Anlatamadım mı?Sözcükler yetmiyor bazen.Ben sizi çok iyi anladım.Bu bana yeter.Kutluyorum selam ve dua ile...
İçimde ki bir his,aklımdan ibaret olmadığımı söylüyordu. İçimde yaşattığım erdemli bir hayal alemi vardı. Bunu aklımla biliyorum. Bu hayalimi de aklım mı üretiyordu diye düşledim. Bundan halen çok emin değilim....
Çok kişilik bir deneme .Ne çok benzeşiyor insanlar...
Çok güzel hocam
saygılar