- 60 Okunma
- 0 Yorum
- 3 Beğeni
Birazcık hülyalara dalmıştım.
Birazcık hülyalara dalmıştım...
Bir de kendime geldim ki:
Bütün ev halkı birbirine girmiş, ortalık çalkalanıyor!
Evet ya... Ailen var! dedim. Niye şaşırıyorsam.
Mantığı susturmuşlar, birbirlerini gömüyorlar.
Her kim onları galeyana getirmişse, o gün akıllarıyla oynuyordu sanki.
Hiçbiri farkında değil, anlaşılan, yaptığının; sözler dumanlı, gözler kızgın.
Sanki ev değil de tımarhane, sanki zincirlerinden boşanıp çıkmış hepsi birden!
Artık hiç kimse fısıldamıyor, davul tokmağını eline geçirenin sesi gür çıkıyor.
Şairin dediği gibi;
"Ötüyor her taşın üstünde birer dilli düdük.
Dinliyor, kaplamış etrafını yüzlerce hödük!"
Ne düzgün bir alış var, ne de bir veriş burada, sadece çıkar peşinde olan çakallar.
Evet! Evet..!
Aileden bahsediyorum, çok uzaklarda aramamak gerekiyor çakalları.
Unutulmuş sofrasız, sofra bezinde kurulan bağdaşları.
Unutulmuş tek döşek üzeri yatışları.
Unutulmuş biri konuşurken, diğerlerinin dinlediği.
Unutturuyorlar huzurun varlığını, yeni yeni memnun kalmadıkları icatları çıkardıklarında.
Hijyen kelimesi lügatlarında yoktu ama hijyenliydiler.
Şimdi kim ne söylerse söylesin, kalpler kirlendi, sözler yalan oldu, güven yok oldu.
Kendinden başkasını hiç sayıp hemen alkışlanmak istiyor. Kendini bir cevher sanıyor.
Kalmıyor kimseciğin sözü artık altta.
Kadın, erkek demeden koşuyor, çocuklara kötü örnek oluyor.
Şairin dediği gibi:
İt yetiştirmek için toprağı gayet münbit bularak fuhuş ekiyor salma gezen bir sürü it!
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.