Control Şift V, Keşke Y Olaydı
He Y Gurban Dünya İnsanı
Arı peteklerinin şekli altıgendi, öncelikle geometri şekillerine ad verenlerin ardından devletin okullarındaki müfredatlara geometriyi koymuşlar, sonra bize öğretmenlerimiz öğretti, bu kare, şu üçgen, şu prizma, şunlar da genler deyü, yani beşgen ve üstü. Aslında bunlar yamuk ailesinden oluyor değil mi? Belki de Yamuk şeklinin tanımına uymuyordur ama Yamuklar sonuçta işte. Yamuk olmaması için kara veya dikdörtgen olması gerekiyor mu. Üçgen saylanmaz ama o başlı başına dehşet bir şey.
Hücresel yapılanma da altıgendir diyorlar ya, hani kubbeyi en güzel hangi geometrik şekil ile örteriz deseler, altıgen kullanırlar herhalde, uzaya gönderilen teleskopların da güneş panellerinde altıgen kullanılıyor diye gördüydüm ama dikkatli bakmadım belki de sekizgendir. Cep telefonu şebekeleri de kapsama alanında altıgen olarak alan hesaplar diye biliyorum ama yanlış da bilebilirim. Lakin altıgenin alanı nasıl hesaplanır unuttum. Altıgende altı tane eşitkenar üçgen olsa, altı çarpı altı eşitkenar üçgenin alanı yapar değil mi, eşitkenar üçgenin alanını hesaplamayı da unuttum… Yarı çap ve yükseklik bölü iki miydi ne?
Hal böyle olunca yani altıgen, insan sormadan edemiyor be hey Tanrı veya evrim neçün bizim kafalarımız altı gen değil de yamuk, aslında yamuk da sayılmaz, yuvarlağımsı söbü bir şey işte. :) Yani bu tanımlamalar ömür törpüsü..
Törpü deyince en çok marangozlar kullanmaz mı onu, diğer adı da silici düzletici olmalı galiba.. Şimdilerde her şey elektrikli olunca törpüleri metallere sarıp matkapvari aletlerin ucuna tutturup tırıttt tıttt bırrrıtt bırrtt zırıt zırttt yapıp geçiyorlar işin üstadları. Bir de bizim mermerlerin bir tıttır işi var, aradım ustayı iki törpülesek su birikmez dedim amma ne zaman gelir Ulu Tegnri bilir galiba veya Ulu Allah, Ulu Odin, Ulu Zeus…. Aslında hiç birinin birbirinden farkı yok pek, yani; ismi aslında kayıp o gücün, o yüzden ey isimsiz adsız güç diye sesleneceğim bundan sonra. O zaman da çok kelime ve hece israfı oluyor hatta nefes israfı… Ya hu bu paragrafı yazarken o kadar çok israf yaptı ki zihnim.. Aslında zihnimin yüzde doksanı israf ediyor kendini bir bakıma da. Cehennemi boyladım desenize… İsraf haram ya hani..
Eskilerin ciddiyetine şaşıyorum, ya hu bu hafta Rusya’nın bir şehrinde lağım patlamış 54 metre fışkırmış, resmen gökten lağım yağmış, yani kaç dakika veya saat sürdü bilmem ama veya haber doğru mu yanlış mı onu da bilmem, lakin haberin özünde lağım patlaması, lağımın 54 metre yükselmesi ve yağmur gibi yağması var… Diğer haberde de İspanyada sel olmuş kimi haberlerde 74 kimi haberlerde 95 kişi yaşamını yitirmiş ve hepsi 10 dakikada meydana gelmiş diye bir yorum bile okudum. Tabii hal böyle olunca aklıma İstanbul deprem söylencesi geliyor, Marmara çevresinden büyük bir deprem ülkemizi de çevre ülkeleri de epey etkiler, hele bizim ekonominin yüzde yetmişi o bölgede dönüyor ya, yandı keten helva. Geçenlerde nesildaşın biriyle konuştuk, eksik olmasın, konu konuyu açar, elimde güç olsa İstanbul Boğazını toprakla doldurur Karadeniz’i iç denize çeviririm dedim. Ya hu ortalama 10 bin yıldır o boğaz orada duruyor, yani kapatsak ne olur, bir değişiklik iyi olmaz mı? Eğer kapatmazsak şu orman düşmanları oralara da beton dikecekler, o bölge komple çoraklaşacak ve çölleşecek değil mi? Yani buradan seslenmek lazım Y ve Z kuşağına dönün Anadoluya diye.. Sahip çıkın ata topraklarınıza deyü.. Lakin kim dinler…
Elbette rahatlık çekti insanları şehre. Yemek içecek marketten, ulaşımda çamur yok, yazın kışa odun hazırlama derdi yok ha keza toprakla dövüşmek yok işte belleyecedin, tırmıklayacadın, ha keza hayvan ile uğraşmak yok, doğumuydu, hastalığı idi, vahşi hayvan saldırısı idi. Yahnisi efendim, insanları şehre çeken neydi ise, köye ve kırsala da o çeker, o yüzden köylerimizi şehirleştirmeli ama yine köy gibi de kalmalı hani.. Ülkemizde bir çok bölgede internet erişimi zaten yok, dağda bayırda… EEE neylersin onu özelleştir bunu özelleştir, adam tabi yaıtırım yapmaz dağa bayıra, şehirlere toplar kalabalıkları bir iki sinyale bir iki çanak antene bağlantı ve sinyal sorununu halleder, kırsalda uğraşıp duracak mı o vadide sinyal var mı, şuradaki dağdan sinyal geçiyor mu deyü.. Lakin uydu telefonlarını da merak ediyorum onlar her yerde çekiyor mu diye? Aslında benim bunu bilmem gerekir ama unuttum ya…
Şimdi yerde alıcı olacak, gökte verici, arasında bir geometrik alan veya çizgi hesaplayıp duracan mesafeyi sinyal gücünü vb vs değil mi? Uzun iş..
Lakin yine bugün nesildaşım dedi: Şu robotumsu makineler kendi enerjilerini üretse deyü. Şimdi bizim bir kitle var eski kuşaklardan bu ara durmaz yz’ye saldırıyor, bir zamanlar internete şeytan işi deyüler, şimdi de yz’yi şeytanlaştırdılar, gülünecek halleriyle fikir yürütüyorlar ya valla.. Bir zamanlar Dertli varmış ne demiş; Telli sazdır bunun adı, Şeytan bunun neresinde deyü ya… Onu bile anlamazlar sanırsam.. Bu ozan milletinin bazıları çok okkalı insan ve zihinler, lakin çoğ okkalı olmak da beyin paşanın sarayın lordun günümüzde de şirketlerin şimşeklerini üzerine çekiyor.. Tuttuklarını silivriye atıyorlar, sonra eskiden kılıçtan geçiriyorlarmış bakınız Dadaloğlu ve aşiretinin başına gelenler, ha keza sallandırıyorlar.. Aslında Silivri ile Kılıçtan Geçirmenin arasında zerre fark yok, biraz biraz medenilik konusunda insan hakkı makkı biraz çok dillendirildi ya dünya ve dünya ünilerinde ondan kılıçtan geçirmiyorlar veya asmıyorlar ozan milletini.. Bu arada ülkemizde gerçekleri söylenmesinin cezası 7 ay veya 12 ay hapis cezası galiba. İzmirli yiğit kadına reva gördükleri bu ceza. Ülkede yiğit kalmayınca yiğitlik ve haykırmak kadınlara düştü valla. Neyse çok laf arif usandırır..
Ne diyorduk… Konumuz neydi arkadaşlar? Konu bulmakda sıkıntı çekmem emme işte korku dağları sarmış, neme lazım : ) Kutup Yıldızına bakanlar bence dikizci arkadaşlar, sonuçta yıldızlar çıplak, utanmıyor musunuz gök semaya bakmaya? İndirin gözlerinizi yere, sanki açıkta bir şey görmüş gibi her konuda atıp tutuyorsunuz.. Kime diyorsam tabii ki kendime..
Ne diyorduk, ha, yapay zeka kendi enerjisini üretse tadından yenmez valla. Yz değil de şu robot süpürgeler kendi enerjisini üretse yeter valla, bir de şu cep telefonlarının bataryaları 3-5-7 yılda bitiyor ya ekstra masraf arkadaş. Eğer gücüm olsun verin bana oylarınızı, hani diyorlar ya güneşe yolculuk falan, hadi leyn oradan, güneşin pilini çıkarayım da görün anyayı konyayı emi. Güneşe Yolculukmuş? Dünya İnsanıymış… Ya hu daha kendi mahallemizin insanı olamadık nerde olalım dünya insanı. Çok da tın hani, kim öle kim kala.. Bu çağ biraz da böyle.
Zaten dünya son 10 bin yıldaki en fazla nüfus yoğunluğuna ulaştı. Bir de hala ürüyorlar çevrelerinden etkilenip, el bebe gül bebe pış pış, o çocukları nasıl bir cehenneme getirdiklerini farkında değiller. Lakin yarın bir gün bu yumurta ve spermbankalarını yz ( yapay zeka) yönetirse seyret gümbürtüyü.. Ya hu buna ne felsefe yeter ne de binlerce yıllık kültürel birikim bu olayı açıklamaya.. Hönk deyü düşünür dururuz ne olçak bu ülkenin bu dünyanın hali deyü…
Şimdi bu yz’ye başka dillerde al diyorlar galiba, lakin biz yz demeye devam edeceğiz. Y ve Z Kuşağının birleşimi Yapay Zeka.. Yaba daba düüüü üürüürrrrüürrrrüüüü gıt gıt gıdakkk hav hav aaaaiiiii aaaaiiii miyav miyavvv aslan kükremesi sesi, kurt ulaması sesi, cik cik cik…
Tabii ki doğanın seslerinden tefekkür etmeyi de unuttuk. Sonuçta ses çok önemli ister Ol sesi ola ister bingbang ola, ki o esnadaki o sese ulaşabilir miyiz quantum dünyasında.
Endişelenmekten yaşayamıyoruz çağımızda, o yüzden Umursamazlık dönemine gireceğiz bir iki kuşak sonra. Şimdilik komple birkaç kuşak el birlik Endişe dönemindeyiz. Lakin bir de çok hızlı bir değişim mevcutken dünyada belki de çoktan girmiş olabiliriz Umursamazlık dönemine.
Birbirimizi umursamak zorundayız arkadaşlar. Değer vermek zorundayız. İnsani arkadaşlık ve dostluklarımızı hiçbir devlet veya din veya ideoloji ayıramamalı, lakin çoktan parçalandık gerçekte…
Elbette bu yazıyı altıgen ile bitirsek iyi olur. Altıgen Partisi olabilir mi yeni bir parti kursak ismi?
Vel hasılatından zarar yoksa kar ( a’ya inceltme işaretli okuyun beni yormayın klavye üstünde, tabii bu notu yazıncaya kadar bir inceltme işareti koysam yeğdi ama… parantezi kapa ) vardır belki üç beş nefes demine merhaba selam hu hello mello…
En sevenlerinize emanet olunuz efendim.
Y.
YORUMLAR
anahtar diye yeni bir parti kuruldu ama,
cık, seni vurur sarkık bıyıklılar yeminle:)
izledin mi bizim kuşağın asıl filmini değerli,
sakallı bir mübarek ve cüppeli
önce bir sallıyor allah ne verdiyse
ve sonra elçi giriyor araya ( tövbe kastım o değil)
elçi eski kulağı kesik ve normal bir ülkede ışık göremezken,
cüppeli bakıyor bakara makara diyenler ya büyükelçi
ya möhüm, ve kendi de biraz bilir elbet jet, ski, vs.nin güzelliğini,
el öpmek için bir yardırma ki sorma gitsin:))
ne diyecektim?
ha,
yaşlılık malum
ve üçü beşi kenara al,
cacık olmaz biz gibi hıyarlardan :)))
eyvallah.
Yinsani
Geometriyi severim.Her alanda çok şey anlatır kestirmeden .Bir gün bunları tek tek ele alıp argosundan jargonuna bir deruhte mi etsek ne?..Parti kurmaya gelince ; genlerin partisi geniş ayaklı olur sanırım.İttifaklardan daha geniş.Yönetimin dna sı bu olmalı .Altıgen prizmaya küp deniyormuş.Küpleri dolduracaksak partiye üye olmak isterim.tabii ki izninizle .En sevdiğinize emanet olun Üstad.Sağlıcakla.Saygıyla.