- 486 Okunma
- 0 Yorum
- 5 Beğeni
Ahmet Dede Ve Çınar Ağacı
Emi’nin dedesi yaşlı sevimli, birazda huysuz biriydi.
Son zamanlarda içine kapanık olmuştu,odasından sadece yemek saatleri çıkıyor ve yemeğini yer yemez odasına çıkıyordu.
Bu durum Emi’nin dikkatini çekmiş fakat ne yapacağını bilemiyordu.
Sokağa çıkıp oyun arkadaşlarıyla oynamak dahi istemiyordu, çünkü aklı dedesindeydi...
Emi bir ses duydu, gelen çok yakın arkadaşı Harun avazı çıktığı kadar bağırıyordu Emi’ye
Emi biraz yerinden kıpırdadıktan sonra ayağa kalkarak camdan dışarıya baktı arkadaşı Harun’u gördü,
Emi koşarak Harun’un yanına gittiğinde Emi’nin üzgün halini fark etmişti.
--Neyin var Emi diye sordu?
Emi, olan biteni anlatmıştı Harun’a, bu esnada diğer arkadaşları da gelmişlerdi.
Harun ve Emi’nin yanına oturmuş hep beraber bir çare düşünmeye başladılar
Serdal bağırarak ayağa fırladı buldum diye bağırmaya başladı.
Emi ve Harun merakla sordular,anlatır mısın bize de?
Serdal tabi ki anlatırım dedi.
--Tahtadan ev yapacağız yani ağaç ev ve dedenden yardım isteyeceğiz.
Çocuklar sevinçle birbirlerine sarıldılar.
Ve yukarıya eve doğru yöneldiler, dedenin odasına çıktıklarında Ahmet dede çocukları karşısında görünce gülümsedi birazda merak etmişti...
Emi ’’dedeciğim ağaç ev yapmamıza yardımcı olur musun?
Biz ağaçtan ev yapmak istiyoruz.’’
Ahmet dede -- ben ağaç ev yapmaktan anlamam sizde yapmayın,başka oyun yok mu?
Harun heyecanla söze atılarak dedeciğim lütfen ağaç ev yapmamıza yardımcı olunuz. Hem testere, keser, çiviler kullanacağız yaralana biliriz...
Serdal ise mahzun bir halde Ahmet dedenin gözlerine bakar ve Ahmet dede dayanamayıp ağaç ev yapmalarına yardımcı olacağını söyler çocuklara.
Çocuklar sevinçten ne yapacaklarını bilemezler...
Anne Fatma hanımın sesiyle irkilir çocuklar çocuklar haydi aşağıya gelin kurabiye ve limonata hazırladım size.
Çocuklar merdivenlerden koşar adımlarla hep beraberce inerler. Masada ki kurabiye ve meyve suyunu bir güzelce yedikten sonra sokağa çıkmaya karar verirler.
Anne Fatma hanımın iznini de aldıktan sonra.
Serdal derki nereye yapacağız ağaç evi arkadaşlar?
Harun, göl kıyısındaki büyük çınar ağacına ne dersiniz arkadaşlar?
Hep beraber sevinçle bağırırlar evet diyerek ve çınar ağacının yanına gidip keşife koyulurlar.
Çınar ağacıda yaşlıymış tıpkı deden gibi der Harun Emi’ye.
Serdal, şöyle der ’’Deden ve çınar ağacı bizimle gençleşecek hayat bulacaklar yaşasın!’’
Ağacın dallarını inceledikten sonra, getirecekleri malzemelerin listesini yaparlar.
Emi her zamanki gibi küçük bir defter ve kalem taşırdı yanında.
Çünkü resim yapmayı ve şiir yazmayı sever bilhassa kuşların resimlerini çizer,bazen şair Emi diye takılırdı arkadaşları ona.
Getirecekleri malzeme listesini hep beraberce yaptılar.
Çivileri Harun üstlendi,keser ve testereyi Serdal tahtaları ise Emi üstlenmişti.
Akşam saati olduğu için çocuklar anlaşarak evlerine giderler.
Emi dedesinin yanına çıkar ve odasının kapısını usulca vurduktan sonra içeri girer ve dedeciğinin yanağına sevgi dolu bir öpücük kondurduktan sonra ’’dedeciğim yarın göl kıyısındaki çınar ağacının kalın dallarına ağaç evini yapacağız,malzeme listesini de hazırladık,yarın seninle beraber gidelim’’der.
Ahmet dede biraz karasız haliyle ’’tamam gideriz’’ der.
Emi koşar adımlarla dedeciğim kahvaltımızı yapar yapmaz gideriz değil mi?
Dede Ahmet ise Emi’nin heyecanını kırmamak için ’’peki Emi gideriz’’ der.
Emi ve Ahmet dedesi kahvaltıyı yapıp evden çıkarlar,evin garajına doğru yürürler el arabasına tahta ağaçları da koyup gölün yolunu tutarlar.
Uzaktan el sallayan arkadaşlarına Emi’ de,el sallar büyük bir zaferle çünkü dedesi de yanındadır.
Kız arkadaşları da oraya gelmişlerdi Zehra, Müzeyyen,Tuğçe ,Elif, Gülçin, Serdal Harun’da oradaydı Emi çok mutluydu çünkü arkadaşları onu yalnız bırakmamıştı.
Dede Ahmet bey ise ağacı şöyle bir gözden geçirip,baya yaşlı bu ağaç çocuklar benim çocukluğumdan beri var bu yaşlı çınar ağacı o da benim gibi ölmek üzere der kısık hüzünlü sesiyle.
Çocuklar hep beraber dedenin etrafını sarıp sımsıkıca sarılırlar,tıpkı bir sarmaşık gibi.
Dede ise sevgiyle torununun ve diğer çocukların başını sevgiyle okşar.
--Haydi çocuklar işe koyulalım da şu ağaç evi bitirelim der.
Zehra tahta merdiveni getirmiştir,diğer kız arkadaşlarının yardımlarıyla ve malzemeleri bir araya getirip,merdiveni çınar ağacına dayarlar.
Vahit dede önden çıkar,Emi ,Harun ve Serdal’ da çıkar.
Kız arkadaşlarının verdiği çivi ve tahtaları alıp dede vahit beye uzatırlar.
Dede Ahmet beyin yanakları al al ,olmuş gözlerine yaşama sevinci gelmiştir.
Çocuklar ise dedenin mutlu olmasına vesile oldukları için mutluluklarını gizleyemiyor,hep beraberce türkü söylemeye başlamışlardı.
Çam ağacı da eşlik eder gibiydi,sallanan dallarıyla. Çocuklar adeta Ahmet dedeye mutluluk salgılıyordu sanki yaşlı çınar ağacı, tüm yeşilliği ile, mutluluklarına eşlik ediyor gibiydi.
Çocuklar işlerini yavaş yapıyorlardı, hatta hiç iş yapmıyor bütün işi Ahmet dede yapsın oyalansın diye.
Ahmet dede ise farkında olmadan şu türküyü söylüyordu...
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Of gençliğim eyvah...
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Of gençliğim eyvah...
Çocuklarda büyük coşkuyla Ahmet dedeye eşlik ettiler ve dedesini çok mutlu gören Emi ise arkadaşlarına teşekkür etti...
Karacakız Emi
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.