- 537 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kafa Karışıklığı
KAFA KARIŞIKLIĞI
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bu hafta hangi Üniversiteli ile konuştuysam hemen hepsinde kafa karşıklığı gördüm. Kimi okulunu ve bölümünü değiştirme derdindeydi. Kimi okula gitmek istemediğini anlattı. Kimisi hocalarının güzel ders anlatmadığından ya da kaba saba davranışlarından bahsetti. Kimisi de söz verip durmamalarından. Bütün bunları sabırla dinledim. Bu mektupta bunları analiz etmek istedim. Belki sana da hayat tecrübesi olur, okurda faydalanırsın diye.
Sevgili Üniiversiteli dostum,
Üniversite tercihini yetenekleri konusunda uzmanlardan da yardm alarak yapanlar, bu konuda tecrübe sahibi insanlardan hiç gurura kapılmadan yardım isteyerek, fikir alarak yapanlar genelde tercihlerinden pişman olmazlar ve ya da pişmanlıkları daha az olur. Rastgele puanım tutuyor diye sevmediğimiz, hakkında geniş bilgi sahibi olmadığımız bölümleri ya da okulları tercih edenler pişmanlık duyarlar. Buna pek çok kez şahit oluyorum. Üzülerek tabii.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bu sadece Üniversite tercihlerimiz değil, iş ve eş tercihlerimizde de ortaya çıkar. İşimizi ve eşimizi seversek hem mutlu olur hem de maddi zorluklara daha rahat göğüs gererek daha mücadeleci oluruz . Biliriz ki ,yanımızda eşimiz ve bizi seven destekleyen iş arkadaşlarımız vardır. İş arkadaşlarımızı sevmiyorsak da mecburen aynı çatı altında yaşayacağımız için faydası olmayan diyaloglardan çok işimize odaklanırsak bizi rahatsız edenlere mesafeli olur ve bunu da üzmeden kırmadan korursak hayat verimli ve güzel olur. İstisnaları da olabilir tabii ki. Bu konu üzerinde ben çok düşündüm.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Herkesin bize saygı duymasını veya sevmesini bekleyemeyiz. Bizlerde bize sevgisini göstermeyene sevgimizi göstermeyiz olur biter. Ama bazen insanlar bizi sevmeyen insana açıkça sevmediğmizi söylememizden rahatsız olur. Yani onların sevdiğini sevmemiz , sevmediklerini sevmemememiz gerektiği gibi hava oluştururlar. Halbuki, bizim bakışımız farklı onlarınki farklıdır. Herkesin penceresinden bakışına saygılı olmalıyız. Başkalarına da bunu anlatmalıyız.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Hocalarımızı sevmek, anlamak zorunda değiliz ama onların bilgisini almak içn kaba saba davranışlarına da hoşgörü ile bakmamız, ders dışında mesafeli de olmamız lazım. Yani rahatsız olabiliriz ama saygıda da kusur etmememiz lazım. Onların bilgisi lazım bize. İlgileri olmasa da olur bize. Bakarız bize sempatileri yok, haklarında konuşmaya da değmez. Biz bize değer verenlere bakalım. Mutlaka bize değer veren vardır değil mi ? Bazen bir kişinin bize samimi değer vermesi dünyaya bedeldir.
Sevgili Üniversiteli dostum,
İnsanoğlu elinde olan kıymetini bilmez de başkalarının elinde olanlara bakar. Mesela ailelerinden çıkan başkalarına yazdıkları ile faydalı olmaya gayret edene değil de ev arabası olanı şişirmeye bakarlar.”Zenginin malı züğürtün çenesini yorar” diyen atalarımız ne güzel demişler. Sen de çalış çabala da elinde olanlara şükrederken daha güzel şeyler yapmaya da gayret et. Bu gayretini de destekleyen ve takdir edenlere de daha çok değer ver ve zaman ayır. Bunu yaparsan yavaş yavaş daha huzurlu olduğunu göreceksin. Kafa karışıklığında azalır. Kafamızı karıştıran ve olumsuz düşünen genelde “yapma”, “gitme”,”yapamazsın, edemezsin” diyerek sana olan güvensiz ve sevgisizliklerini ifade eden ama bunu da “seni sevdiğimizden , zora girmeni istemediğimizden söylüyoruz” diyenlere dikkat edersen de kafa karışıklığın azalır.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Seninde bildiğin gibi olumsuz konuşanların oranı yüzde 75-80 oranındadır. Konuşmaların çoğu yüzde 80-90 ı dedeikodu olan konuşmalardır. Bu yüzden biz az ama verimli ve faydalı olan konuşmalara yönelirsek huzur ve mutluğumuz da belki yüzde 70-80 lerde olur. . Bu konu üzerinde düşün istersen.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Hayat her zaman güğzellikleri sunar bize. Ben böyle düşünürüm en azından. Tabii olumsuz düşünen konuşan insanlarda bizim aramızdan çıkan, çok zaman çoğunlukça kabul gören insanlardır. Biz çoğunluğa değil, güzel olana ve faydalı olana talip olduğumuzden çoğunluğa değil, faydalı olana bakacağız.Bu tutum verimli oluyor yani anlayan ve uygulayana.
Sevgili Üniversiteli Kardeşim,
Çoğunluğun düşündüğü gibi düşünmeyene her zaman çoğunluk güzel bakmaz. Farklı olana, farklı düşünene de çoğunluk farklı bakar. Orjinal düşünen ve “başkalarından farkım var” diyene geçmişte de, şimdi de gelecektede çoğunluk severek bakmayacaktır. Halbuki farklılıkların yüzde 90 kadarı insanlığın faydasına olan şeylerdir. Bir düşün. Bilimsel icatlar, edebiyat, sporda yenilikler. Bunlar sana da bana da fikir verir. Bunları anlayan kafa karışıklığını azaltır değil mi?
Sevgili Üniversiteli dostum,
Yani kafa karışıklığını gidermenin en iyi yolu, çoğunluğa uymak ya da çok kişiye danışmak değil, az kişiye danışmak ve çoğunluğa değil de doğru bildiğine uymak ile olur. Ben bunu uygulayınca kafa karşıklığını gidermiş oldum çok zaman. Sana da tavsiye ederim. Ama kafa karşıklığını tamamen gidermenin bir yolunu tam bilmem. Bunu da sana söyleyeyim.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Bir de her yere yetişeceğim diye çok zaman insan faydalı olanı ve faydalı olmayanı karıştırıyor ve sonradan aslında faydalı olduğunu zannettiğinin zararlı, zararlı zannettiğinin faydalı olduğunu anlıyor. Bunu anladığı zaman aradan 20 veya 30 sene geçmiş bile olabiliyor. Her şeyin karını ve zararını da zamanında anlamak da kafa karşıklığını azaltmamıza sebep olur. Buna da dikkat etmek lazım.
Sevgili Üniversiteli dostum,
Çok insan kafa karşıklığı ile dolu hayat yaşar da ömrünün sonunda çok kafa karşıklığının boşa olduğunu anlar. Çok dostu yardım etmiştir ama o ya ret etmiştir, ya anlamamıştır ya da tersinden anlayara düşmanlık ederek onlar uzaklaştırmıştır. Bunu anladığı zaman belki de hayatının sonuna gelmiştir. İşte o zaman istese de değiştiremez kendini bile...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.