- 568 Okunma
- 9 Yorum
- 6 Beğeni
BİR ŞİİR YAZMALI...
‘’Karnımda hissiz bir şiir var,
İçimde durmadan bölünen şiirler,
Birlikte yok olacağımız şiirler,
Birlikte unutulacağımız şiirler,
Hiç borcu olmamış şiirler
Ve bu yüzden çok acıyan şiirler.
Acı aniden diner yağmurun dindiği gibi,
Bazen sadece tanrı öyle istediğinden,
Sadece bir mağarada resim çizerim belki,
Rüyaların büyük harfle başladığı bir ülkede,
Üstümden kaldırılmış bir ölü var.
Ahbap senin istediğin o mu?’’(Alıntı)
Yalnızlığımın bataryası bitmek üzere derhal şarj olmalı ruhum ve derhal bir şiir yazmalıyım.
Al yazmasıyım köylü kızın oysaki şehrin ortasında yaşayan şehirli bir kızın uydurduğu masallardan bir köy inşa ettim içime bir de derin bir kuyu her gece içine düştüğüm ve bol bol harf toplayıp bir delinin attığı taş kırk akıllıya isabet ederken…
Olacak iş mi, ahbap?
Sen yeme içme oku ve çalış bir ömür sonra da gel şiirin bağımlısı ol.
Doz aşımı benimki kanım zehirlendi mürekkep fazlasından bu yüzden tansiyonum tavan yaptı gecenin minvalinde.
Kökünü kurutacağım zalimin yine de mazlum tayfasından vazgeçmeyeceğim.
Perde perde yükseliyor sesi yüreğimin ve güne alt yazı geçiyorum.
Figanım yaslı.
Fermanım nemli.
Yollar kaygan ve büyük ihtimalle kara uyanacak sevdalı şehir elbet pazen pijamalarını giydireceğim şehre ve kalemime hani olur da üşürsem üşenmeden ben de üstüme geçireceğim pazenleri sonra da pandispanya kıvamında hikâyeler yazıp fırına vereceğim.
Her gece olup biten bu işte.
Azıcık geç kalsam ilham perimin randevusuna şehir kulaklarımı çınlatıyor ne de olsa şehir ve şiir ve ben ayrılmaz üçlüyüz.
Kapana kısılmış bir sözcüğü illa ki özgürlüğüne kavuşturup şiirin resmini çizeceğim daha doğrusu göçemediğim coğrafyaların tozunu alacağım ve toz duman edeceğim yeni günü.
Kapıştığım elbet iblis ve kötülük ve karanlık.
Bense cüsseme bakmadan kız başıma düşüp de yola yel değirmenlerine açtığım savaşta kim bilir kaç bin defa daha yenilgiye uğrayıp göz açtırmayacağım karanlığa?
İçimde kalan ukdenin kırıntılarından dahi nasiplenebildiğim ve geçmişin intikamını aldığım ve benimki bir g/öç alfabesi illa ki çirkini ve kini derdest etme hayalime iyilik perisi misali fırfır uçacağım.
Frapan birkaç sözcük bulmalıyım hemen.
Zirzop imgelerden de kurtuldum mu.
Bir de devasa bir ünlem işareti kondurdum mu cümlenin sonuna…
Elbet kendimi kandırdığımın farkındayım yine de egomu ve nefsimi öldürüp hunharca katlettiğim iblisin de fiyakasından uzağa kaçıp masum ve bedbin bir fakir kız gibi zengin bir erkeğe gönül verip mutlu bir hayata kanat açacağım…
Gerçi eski ve siyah beyaz Yeşilçam klasiklerini de oynatmıyorlar televizyon kanallarında ama…
Zaten maziden geriye ne kaldı ki doğum tarihimizden başka?
Nispet yapan kış rüzgârı ve ben rahat koltuğumda otururken İstanbul’da beklenen karın hayalini kurmakla fenalık mı ediyorum yoksa fakir fukaraya?
Ne de olsa doğalgaz faturalarından mesul değilim ve bir elim yağda diğer elim balda olmasa da…
Elbet çalıştığım dönemlerin hayalini kurmak için de çok geç ne de olsa son noktayı koyup gencecik yaşımda unumu eleyip de eleği mi asmadım mı duvara?
Aman, efendim, neymiş?
Hayalimdeki mesleği bulamamışım da iş ortamında aradığım cenneti bulamadığım için…
Falan da filan.
Elbet geçti Bolu’nun pazarı.
Öykündüğüm filan da değil hani dünüm ne de olsa rahat yaşamaya pek alıştım gerçi ne kadar rahat ya da değil, tartışılır ama…
İmlecin sesi ile kendime geliyorum.
İhbar ettiğim iç sesimse pek nankör ve üstüne başına bulanan sözcüklere bakıp da nasıl bayrak açıyor.
Yıldız haritasında yanıp söndüğüm de bir rivayet üstelik.
Kanatlarımdaki beneklerden kendime şık bir bere ördüm.
Ve işte istikrarla sabaha yürüyorum normalde tüm şehrin uyuduğu bir saatte nöbet tutuyorum şiirler durağında ve aralıksız bu hatta çalışan ilham dolmuşuna atlayıp geziyorum şehri bir bir de sekiyorum kaldırımlarda ve içimin feneri ile önümü görüyorum arkamdan gelenlerin kim olduğuna aldırmadan ve mazbut hayatımla fark yaratıyorum bu çılgın tüketim ç/ağında tek lüksüm iken kitaplar ve dergiler.
Ağzımdaki mayhoş tat ve uykum kaçacağı kadar kaçmış ve kulağıma gelen fısıltılar belli ki şair rahmet istedi…
‘’Acı dindi diyorum bazen yağmur dindi der gibi,
Öyle kendiliğinden ya da tanrı istediğinden.
Yüzüklerim yok takmıyorum,
Kolyelerim yok istemiyorum.
Öyle çok şimşek çaktı gece,
Ben sonu Z harfi olarak düşündüm.
Son harf olarak,
Ben Zeni düşündüm ahbap.
Doğdum, doğurdum.
Bir insan nasıl büyüyor gördüm.
Hayatta kalmak için
Ve hayatta kalmanın yanında,
İnandım şiir bir gevezelikti.’’(Didem Madak)
Gönül haritamda işaretli bir mezarın sağından yürüyüp de karşıya geçtiğimde sonra da kendimi attım mı yatağa ve biliyorum da uykularımın neden b/ölündüğünü…
Hayat ve şiir bu kadar mı bütünleşir?
Bir hayal olacağını bilsem de sevginin öyküsünü ve şiirini yazmak benim için s/onsuzluğun ç/ağrısında talep ettiğimden de öte.
Meğerse hayat şiirin ta kendisiymiş…
Şiir yiyip şiir içtiğim ve bir ömür soluduğum hava meğer şiirin ta kendisiymiş…
O halde kısa bir şiir de benden olsun…
Düş güdümlü mevsim
Aşkın şadırvanı gelip geçici sevginin
Deminde saklı: darası yalnızlığın
Bazense devasa asası mihrabın
Ve işte kilitledim kalbimi
Kindar iblisin varsın sönmesin laneti
Aşktı ikramı evrenin
Aşktı idamesi yüreğin
Aşktı ibresi şiirlerin…
Aşka aşina yüreğim
Tevazu yüklü gönlüm
Sandık dolusu hüzün
Aşk yüklü şehrin
Kıblesi binlerce şiirden
Arda kalan bir tek hüküm:
O da ‘’sev’’ emri Mevla’mın
Kaybolmak ne ki yazarken?
YORUMLAR
Gülüm Çamlısoy
Selammm olsun
Gülüm Çamlısoy
Selammm olsun
Meğerse hayat şiirin ta kendisiymiş…
Şiir yiyip şiir içtiğim ve bir ömür soluduğum hava meğer şiirin ta kendisiymiş…
O halde kısa bir şiir de benden olsun…
Düş güdümlü mevsim
Aşkın şadırvanı gelip geçici sevginin
Deminde saklı: darası yalnızlığın
Bazense devasa asası mihrabın
Ve işte kilitledim kalbimi
Kindar iblisin varsın sönmesin laneti
Aşktı ikramı evrenin
Aşktı idamesi yüreğin
Aşktı ibresi şiirlerin…
Aşka aşina yüreğim
Tevazu yüklü gönlüm
Sandık dolusu hüzün
Aşk yüklü şehrin
Kıblesi binlerce şiirden
Arda kalan bir tek hüküm:
O da ‘’sev’’ emri Mevla’mın
Kaybolmak ne ki yazarken?
Düşüncelerinize tamamen katılıyorum bugün her zamankinden daha da cömert davranıp hem söylemek istediklerinizi muhteşem güzellikteki yazınızla ve sonuna da yine aynı güzellikte sanki yazıyı özetleyip yorumlayan harikulade güzellikte bir şiirle taçlandırmışsınız ve baştan sona dört dörtlük bir resitaldi adeta son derece beğendim, kutluyorum tebrikler efendim.
Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum, esininiz dâim olsun her zaman.
En içten selam ve saygılarımla.
Esenlikler dileğiyle.
Allah'a emanet olunuz.
Gülüm Çamlısoy
Sözcüklerin bir ömür süren saltanatı diğer yandan susmak iken öğretilerin başında gelen.
Mevsimler değişiyor ama hayat hep aynı kalıyor sadece eklenenler bazense hayatımızdan çıkanlar ama sevdiğimiz ve umut ettiğimiz kadar hayatı özümsüyoruz...
Sihirli bir d/okunuş adına hayat denen ve sözcükler iken yere göğe koyamadığımız bu bağlamda sözcüklerle olan yolculuğumuz yine paylaştıkça değer ve anlam kazanan...
Çok çok teşekkür ediyorum değerli hocam.
Allah razı olsun.
Tüm güzellikler sizinle olsun, efendim.
Sonsuz içten selam ve saygımla kıymetli hocam
Tanrı kuşları ve yıldızlarıyla gökyüzünü güzelleştiriyor
Yeşillik veriyor,çiçek yaratıyor dünyanın çehresini değiştiriyor
Benim anlamadığım insanlar birbirine yaşamı neden zorlaştırıyor
Dünya bir santraç tahtası da biz başında dövüşen oyuncularımıyız ??
İnsan tanrı olamaz !! ama tanrının yaptığı güzellikleri görmeli diye düşünüyorum
Gülüm Çamlısoy
Öyle bir kainat ki yarattığı Rabbimizin...
İnanılır gibi değil.
Geceyi gündüzü yaratan bir çiçeğe hayat veren
Dediğin gibi ne çok güzellik heba olan.
HASAN ÇAPRAZ
Gülüm Çamlısoy
İyi niyetin ışığı vuruyor yüzümüze ve yazdıklarımıza.
Gülüm Çamlısoy
İliklerime kadar hissediyor ve yaşıyorum yazarken.
Şiir yazmaya başlayalı çok olmasa da fark ettiğim şu ki:
Hayat zaten şiirin ta kendisiymiş.
Çok sağ olun ağabeyim.
Selam ve dua ile
Sini sini hiç baklava börek yemedim
Aç kaldım sefil kaldım yokluğa boyun eğmedim
Hiç bir zaman zengine sen kralsın demedim
Eğilmedim,el etek öpmedim para tarafından sindirilmedim
Güzel eserine çam sakızı çoban armağanıdır
İlham kalbimize ulaştığı zaman biz sanatçılar güzelleşiyoruz
İyi akşamlar dost
Gülüm Çamlısoy
Evet, büyük yardımlar yapamıyorum kimse ihtiyacı olan ama onları anlıyorum.
Öyle şeyleren rast geliyorum ki Hasan:
Hayatın sillesini yemiş insanlara değil insan gözüyle bakmak nasıl alay ediyorlar nasıl bundan da mutluluk duyuyorlar.
Kağıt toplayan çocuklar.
Bir köşede çiçek satan tatlı dilli Çingeneler ki demeye dahi utanıyorum ama öylesin güzel yürekleri var ki onların.
Tok açın halinden öyle anlar ki hem Hasan.
Para mı?
Şatafat mı?
Lüks mü?
Hiiç işim olmaz ben her şeyi ailemde gördüm.
Babam ömrünü eğitime adadı.
Zorluk nedir bilirim.
Ve asla tok evin aç kedisi olmadım.
Bu günkü aklım olsaydı hayatımı daha farklı biçimlendirirdim.
En azından meslek hayatımı sonlandırmaz sahip olacağım maddi imkanlarla yardım ederdim ihtiyacı olanlara.
Cebimdeki parayı vermem ne ki en azından onların gözlerindeki ışığı görüp insanlıklarını da pay ederlerken ve ne yazık ki değerleri bilinmezken.
Devlet okullarında okudum devletime vatanıma borcum var.
Ve günüme de şükürler olsun.
Teşekkür ederim değerli varlığına.
HASAN ÇAPRAZ
Yardıma koşmalıyız
İyi kalpli olmalıyız
İnsan ayrımı asla yapmamalıyız
Para gelir geçer insanlık ve yapılan iyilik ise asla unutulmaz
Gülüm Çamlısoy
her geçen gün daha da büyüyen bir kitle
adeta kitle imha silahı
hiç bir şey yapamıyorsak ya bırakın da gülümseyelim
düşün yakamızdan düşsünler mazlumun yakasından
büyük konuşmayacak insan
HASAN ÇAPRAZ
Nispet yapan kış rüzgârı ve ben rahat koltuğumda otururken İstanbul’da beklenen karın hayalini kurmakla fenalık mı ediyorum yoksa fakir fukaraya?
Yazılarını yazarken bile duygularını yaşarken bile içine gariban insanları,emekçi insanları alman çok güzeldi dost
Herşey güzel gönlünce olsun
Gülüm Çamlısoy
Neyin garantisi var ki hayatta?
İçini bozmadan yaşamalı insan ve empati yapabilmeli.
Hayat şartları daha da ağırlaşırken insan lokmasını ziyan etmemeli.
Teşekkür ederim Hasan.
İnsan kendinden daha iyi şartlara sahip olanları değil düşünmemeli şükretmeli de gününe.
Çok çok imkanım olsaydı keşke...
Var ol
Ağaçları, kuşları sevin hatta taşı, nehiri
Sevmek yüreğinizin ilacıdır, nefret zehiri...
Toprağı sevin, gülü, bereketi hatta mezarı
Elbet bir gün ölecektir bu satırın da yazarı... saygı ile.
Gülüm Çamlısoy
Aksi mümkün mü hocam?
Şiarımız olmalı ve çok çok içten bir sevgi.
Bahşedilenler bize şükür vesilesi ve sevgiye dair...
Teşekkür ederim engin yüreğinize.
En içten selam ve saygımla hocam
"Bense cüsseme bakmadan kız başıma düşüp de yola yel değirmenlerine açtığım savaşta kim bilir kaç bin defa daha yenilgiye uğrayıp göz açtırmayacağım karanlığa?"
Muhteşemdi yine kardeşim emeğine gönlüne sağlık ağzın bal yesin kardeşim selamlarımla.
Gülüm Çamlısoy
Çok teşekkür ediyorum.
Sonsuz selamlarımla ağabeyim
‘’sev’’ emri Mevla’mıniiiGüzeldi,,eserin ismi de yapabilirmişsin ,,GÜNAYDIN
Gülüm Çamlısoy
Haklısın da Hasan: başlık koyarken kararsız kalıyorum genelde.
Sonsuzz selamımla
İyi akşamlar dilerim dostum