- 784 Okunma
- 2 Yorum
- 4 Beğeni
KARDELEN ÇİÇEĞİNİN GÜNEŞE MEYDAN OKUYAN BAKIŞINI SEVDİM
Karları yırta yırta, güneşe meydan okuyan kardelen çiçeğin umudunu sevdim.
Tebessümle daha yeni açmış bir kır çiçeğine dokununca da mutlu olabilirim.
Ama hayatı güvenle yaşayabileceğim dostlar bulmayı beceremedim.
Kendim gibi yaşamayı başarabileceğim bir şato inşa ettim içimde.
Ancak o kadar çok çatlak var ki, sızmaları engelleyemedim.
Yine de kendi şatomun mutsuzluk sızan pencerelerinde, sevdaya dair şiirler yazmayı sürdürdüm durdum.
Bazen adını koyamadığım mutluluk yollarında kayboldum, bazen de yalancı sevdaları konuk aldım içimdeki şatoya.
Bu yalancı sevdalar daha da çok üzdüler beni.
Taşıyamayacağım kadar sorumluluk yükledim kendime...
Hata yaptığımdaysa affetmediler beni.
Konuklarımın beni anlamalarını bekledim, muhteşem bir hata daha yaptım.
Severek içten sevdim, pazarlıksız sevdim.
Ancak, içimde yaratığım şatomda sevdaya dair yazdığım şiirler yağan yağmurla ıslandılar, silinip yok oldular.
Muhteşem bir hata daha yaptım, insanlara güvendim.
Sokak kedilerine tekme atan insanların yaşadığı bir ülkede şiir gibi yaşamaya kalktım.
Ben sonbaharları sevdim.
Olgun sevdalara yataklık etiği için sevdim.
Ben her an özleyebileceğim kadını sevdim.
Ben daha çok masum günahları sevdim.
En dehşetli hazların ardından girilen günahların vicdana yapacağı baskılarla boğuşulması gerektiği için.
Ben acı çeken insanları sevdim.
Acılar onları olgunlaştırıp daha iyi insan haline getireceğine inandığım için.
Ben kalabalıkları değil, yalnızlığı sevdim.
İçimdeki benle rahatça sohbet etmemi sağladığı için.
Ben belirsiz endişeyle, karmaşık hüzünlü bakışları sevdim.
Taşıdıkları büyük bir yürek ve derin vicdandan süzülüp geldikleri için.
Ben parlayan bir güneşten daha çok ay dedeyi sevdim.
Kuşların cıvıltısına, dalgaların melodisine, anasonun kokusuna, beynimdeki kişiliklerin uyumuna ve ruhuma anlam katan o sihirli geceleri yaratığı için.
Ben derinlikleri sevdim.
Yaşamın sırları mutlulukların ipuçları o derinliklerde bulunduğu için.
Ben daha çok uçurum kenarlarında açan yaban çiçeklerini sevdim.
Kokusunu içime çekerken uçurumdan düşme ihtimalini bildiğim için.
Ben daha çok binlerce kelimeden ziyade beden dilini sevdim.
İçinde yalandan eser barındırmadığı için.
Ben daha çok bilinen yaşamların yerine bilinmezleri sevdim.
Bilinmezlerin içinde sürprizlere her zaman yer olduğunu bildiğim için.
Ben daha çok geceleri sevdim.
Ruhumum en derinliklerinden yatan özeliklerimi gözlerimin önüne serdikleri için.
Ben hayalleri daha çok sevdim.
Hiç bir gücün hayallerime kelepçe vuramayacağını bildiğim için.
Ben güvenin yerine özgürlüğü daha çok sevdim.
Güvensizliğin içinde bile özgürlüğün bana daha çok yakıştığına inandığım için.
Hüseyin Taşdemir
YORUMLAR
Karları yırta yırta, güneşe meydan okuyan kardelen çiçeğin umudunu sevdim.
---
Ben daha çok geceleri sevdim.
Ruhumum en derinliklerinden yatan özeliklerimi gözlerimin önüne serdikleri için.
Ben hayalleri daha çok sevdim.
Hiç bir gücün hayallerime kelepçe vuramayacağını bildiğim için.
Ben güvenin yerine özgürlüğü daha çok sevdim.
Güvensizliğin içinde bile özgürlüğün bana daha çok yakıştığına inandığım için.
Sevgiyle örülmüş harika duygularla yazılmış bir yazıydı, paylaşımınız için kutluyorum tebrikler üstadım.
Sonsuz selam ve saygılarımla.