Kamer hanım’a mektuplar (8) ”Kendime geldiğimde üzerimde hiç bir şey yoktu”
Kendime geldiğimde üzerimde birşey yoktu
11 Haziran 2013 04:23
HAB: Günaydın K.;
S. bu gece beni aradı, konuşurken sanırım yine ele geçirdiler. Benim yazdıklarımı O’na ulaştırmadılar, iletişimi kestiler. Kendisi ile ilgilen lütfen ve söyle O’na benden bahsetmesin. Ayrıca benim hakkımda neler konuştuklarını bana bildirin. Neden beni sorduklarını biliyorsa bana bildirsin. Selam es selame.
11 Haziran 2013 13:34
K: Selamün aleyküm. Abi şimdi girdim eve. Dünden beri yoktum. Bulunduğum yerde bilgisayar yoktu. S.’yla telefondan iletişim kurdum. Evet, dün gece sizinle konuşurken ele geçirildi. Aynen benimle konuşurken yaptıkları gibi, sizinle de konuşurken iletişimi kestiler. Akşam duayla O’na destek vermek için gayret ettim. Bana da baskı yapıyor O’nun başındaki. Size de yapabilir. Haklısınız, ben O’na daha önce de “Ali Abi’den bahsetme” demiştim ve bahsetmemişti. Ama akşam sizi konuşurken gördü. Birazdan O’nunla konuşucam. Ne oldubitti, öğrenip size tekrar bilgi vericem.
HAB: Teşekkür ederim. Hayır, Haberlerini bekleyeceğim inşaallah.
K: Ali Abi şu an konuştum. Kendinde değil. Şu an kontrol altında. Volkan arayıp evine çağırmış. “Konuşmak istiyorum” diye…
“Gidecek misin?” dedim. “Evet” dedi. “Sakın gitme” dedim. Sonra “Sen gitmek istiyor musun?” dedim. “Evet” dedi. Konuşurken bir kaç kez telefon kapandı. Ve konuşmasından ve sesinden anladım kesinlikle kendinde değil. Sıkı sıkı tembihledim “Ali Abi’den bahsetme. Sakın gitme” diye. “Şarjım bitiyor” dedi ve kapattı. Abi nedenini bilmiyorum ama içimden bir his size telefon numaramı vermem gerektiğini söylüyor. Bu hissi dinliycem. Vardır bir hayır. Benim numaram: 05xxxxxxxxx
Abi bir de sizden rica edicem mümkünse dün akşam S.’yla konuştuklarınızı bana kopyalayıp gönderebilir misiniz? Bence o şey araya girip S. adına yazmıştır size. Çünkü bana yaptı. Öyle anladım ilk, ele geçiriliyor olduğunu. Ben S.’nın yazamayacağı yerleri anlayabilirim o metinden. Sanıyorum bu adamda sizinle ilgili bi sıkıntı var. Nedir bilmiyorum ama sizinle yakından ilgileniyor.
(HAB, K’ya S ile olan konuşmalarını iletiyor):
S: Hayırlı sabahlar
10:14
HAB: Hayırlı sabahlar S… Geçmiş olsun.
S: Allah razı olsun. Bugün kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
HAB: Ne olduğunu anlatır mısın?
S: İlk kez böyle oldum. K’e ulaşamıyorum. O’na ihtiyacım var.
HAB: O senden daha zor anlar yaşadı. Uyuyor olabilir.
S: Evet öyleymiş, uyuyormuş. Ne anlattı K. size?
HAB: Sence her zaman gelen miydi bu gelen?
Sizin bayıldığınızla başladı. İkimiz birden okumaya başladık. Allah’a şükür ayıldınız da, biz de derin bir nefes aldık. Sürekli yanında olan mıydı bu gelen?
S: Sağolun Allah razı olsun. Hayır. Kendime geldiğimde üzerimde hiç bir şey yoktu. Sol ayağım sağ ayağımın üzerinde. Sol elim mide üzerimde. Fakat bir çöl gibi bir yerde her yer kum.
HAB: Issız yerlere götürdü.
S: Ve mide üzerimde kocaman üçgen kaya parçası midemin üzeride beni bastırıyordu.
HAB: Ne istediğini sordun mu? “Neden?” dedin mi?
S: Elektrikler kesildi ve sabah oğlum dedi “Anne neler oluyor? Kombiden su borusu patlamış. Bu evde neler oluyor?” dedi. Evi su bastı. Konuşamıyordum. Nefes alıp almadığımdan bile emin değilim.
HAB: Sen sorduğum soruyu cevaplamadın.
S: Efendim müsaade eder misiniz? Çıkmam gerek.
HAB: Hayırdır. İş mi, yoksa onların zorlaması mı? Çıkacaktın da neden konuşmaya başladın?
Yeniden yazacak mısın? Eğer onlar zorluyorsa çıkma. Allah korusun kaza ile öldürmek isteyebilirler.
S: Oğlum kalktı onunla kahvaltı hazırlıcam.
HAB: On dakika sonra hazırlasan olmuyor mu?
S: Bana müsaade edin lütfen. Çünkü bu konuları oğluma açıklayamam. Sınavları var, finalleri…
HAB: Çay suyunu koy ve anlatmaya devam et. Durumu tespit edelim ki yeniden aynı şeyle karşılaşmadan tedbir önerelim.
S: Çayım hazır. Sadece birleşmek ve beni kendine çekmek istiyor. Tek bildiğim bu. Ve tüm sevdiğim ve beni sevenleri diskalifiye etmeye başladı. Ben bırakmıcam onları…
HAB: İyi o zaman çocuk gidince rahat rahat olup biteni, evvelini ve o anı anlat… Ben gece hiç uyumadım hem dua ettim hem üzüntüden uyku gelmedi. Ben açık olmasam bile teferruatlı anlat.
S: Dün beni çok seven, düşünen, değer veren arkadaşımı kırdım. Ömrümde ilk kez kavga etttim.
Peki. Allah’a emanet olun.
HAB: Selam es selame
S: Selamün aleyküm efendim.
Hayırlı geceler efendim. 2 gündür üzerimde bir ağırlık ve de yorgunluk vardı. Dün akşamüzeri değer verdiğimiz bir arkadaşım iş yerimin oradaki olaylardan dolayı (beşiktaş) beni almaya gelmiş inanın istemeyerek onu o kadar kırdım ki, ne söylese tersledim. Akşamüzerimdeki ağırlık artmaya başladı. K. ile konuştuk. İyi olmadığımı, durumumu izah ettim. Biraz sohbet ettik. Daha sonraları o şahsı görmeye başladım. Seanstaydı.
Ve ilerleyen saatlerde gözümün önündeki görüntüler netleşmeye başladı. Seansı arttırmıştı. Hızlı bir şekilde kitabın bazı surelerini tersten okuyor, ne okuduğu anlaşılmıyordu. Hızlı okuyordu. Daha sonrasını biliyorsunuz.
Bugün sabah o şahısla konuştuk ve ben hiç bir şey demeden O bana “Benden bilme yaşadıklarını. Her hastamda olur. Psikolojik bir durum senin dün gece gördüğün ve yaşadıkların” dedi. Ben de “Nerden böyle bir kanıya vardınız?” dediğimde, “Sana verdiğim dosyayı aldın mı? Dedi. “Hayır” dedim. “Bak şimdi beni kırdın, kâle almadın” dedi. Ben de “Gerek var mıydı dosyayı almama?” ve “Unuttum” dedim.
Ve bugün saat 15.00 dışarıda buluşacaktık. Bana “Evden çıkarken çağrı yap” demişti. Ben evden çıktım fakat nerede buluşacağımızı konuşmamıştık. Aradığımda meşgul’e attı 2 defa. Sonra mesaj yazdım “Ben otobüs durağındayım, nerede görüşüyoruz?” diye. Dönüş yok. Sonra eve geldim telefonunu ve faceden sildim bu şahsı.
Akşamüzeri 16: 00 gibi beni aradı ve o kadar nazik kibar bir şekilde konuştu ki ve de özür diledi. Defterine not almadığı bir seansı olduğunu ve de unuttuğunu, o seansa gireceğini beyan etti. Ben de önemi olmadığını, “görüşmesek de olur” dedim ve telefonu kapattım.
Özür dilerim saat 16.00 değildi aradığında, 18.00 idi.
Saat 19.00 saatlerinde büyük oğlum ateşlendi. 1-2 saat sonra da soğuk terler atmaya başladı ve şimdide tekrardan ateşlenmeye başladı. Hocam, kendim için değil Rabb’imin emanetleri adına içimdeki korku ve ızdırap.
Beni kendine çekmek istiyor hocam. Siz o şahısla konuşmadınız inşaallah hocam.
HAB: S. Hanım, o şahıs dediğiniz kim? Ne seansı? Biraz açık konuş. Açık olmazsan sana nasıl yardımcı olabilirim ki? Her kim ve her ne görüştüyseniz, seansla ne kastettiğinizi biraz daha açarak anlat lütfen. Kitabı tersinden okumak, cincilerin, şeytanın işidir. Ve anlattığına göre, sana özel cin yönlendirilip korkutulmak istenmiş. Büyük bir ihtimalle senden yararlanılmak isteniyor. Ama daha açık anlatmadan kesin ifadeler kullanmak sorumluluk getirir. Yani kötü zan haramdır. Bilgiyle desteklenmeyen tahminler sakıncalıdır. Biraz daha açık ol lütfen. Selam es selame.
S: K. Hanım size kim olduğunu bahsetmedi mi şahsın? Ve sizde ekli.
HAB: Ergenekon soyadlı birisinden bahsetti ama yeterli anlatmasına olayın seyri izin vermedi.
S: Evet
HAB: Siz anlatın. Lütfen. Kimdir, neden gitmiştiniz, neler konuştunuz, size neler teklif etti?
S: Sizinle ve K. ile paylaştığımı, bu konuları kimse bilmiyor.
HAB: Yine bilmezler. Bizden sır çıkmaz.
S: O nereden bildi ve bana söyledi?
HAB: Kim nereden bildi?
S: Bana söylediği, “Sen psikolojik olarak yaşıyorsun” dedi. “Her hastamda olur” dedi.
Ben de “Ben sizin hastanız değilim ki” dediğimde bana “Dosyayı neden almadınız? Beni çok kırdınız” dedi.
HAB: Ergenekoncu mu nereden bildi? Öncesini anlatın Hanımefendi.
S: Hakkında detaylı bir bilgiye sahip değilim efendim.
HAB: Nasıl tanıştın? Bakıcıya mı gitmiştin?
S: Hayır.
HAB: Yol üstünde, otobüs durağında mı tanıştınız?
S: Bundan 2 ay önce Fethullah Gülen hakkında kitaplardan araştırma yapıyordum. K. Hanım’la bu konuyu paylaşmıştım ve bana bir gün ‘Dinler Arası Dialog’ yazısını göndermiş mesajla. Face’den sizin paylaştığınız bir sayfaydı sanırım. O sayfayı tıkladım. Okumaya başlarken otomatik olarak bu şahıs eklendi ve o yazı onun yazısıydı.
HAB: Kim göndermiş? K. Hanım mı?
S: Evet. Sizin paylaştığınız bir paylaşımdı ve bunu yazan da bu şahıstı.
HAB: Yazıyı benim paylaştığımdan emin misiniz? Face’de mi paylaşmışım?
S: Bir saniye, bakayım.
HAB: Adamın adı V. mı? V… K. Ergenekon. Cinler üzerine kitap yazan.
S: Evet
30 Nisan
K’dan: [“Bu dosya eki silinmiş olabilir veya bunu paylaşan kişinin bunu seninle paylaşmaya yetkisi olmayabilir.”]
S: Dosya silinmiş efendim. Bakın size de yolladım. 30 Nisanda gönderdiği dosya silinmiş.
HAB: Neyse, geçelim. Benim böyle bir dosyadan haberim olmadı. Konuya girin lütfen. Adamla nasıl tanıştığınızda kalmıştık.
S. Hanım orada mısınız?
S: O gün sayfalar eklendi ta ki 4 haziran gecesine kadar hiç bir şekilde yazışmamıştık. 4 haziran gecesi gezi parkı ile ilgili olaylar yaşanıyordu. O gece de beylikdüzünde olaylar nüksetmiş ve kendileri olayları paylaşıyor ve yazıyordu. O gece bu konular hakkında sohbetimiz oldu.
HAB: Onaylıyor muydu?
S: Ve bana, ortak arkadaşımız C. Hanım var, “O (C. Hanım), yarın seansa gelecek. Buyurun sizinle de tanışalım” dedi, “Saat 17:00’de”. Ben de “O saatte gelemem, geç olur” dedim ve sabahtan görüşme kararı aldık. 5 Haziran miraç kandili günü görüştük.
HAB: Konu neydi? Neler konuştunuz?
S: Aslına bakarsanız hiç bir konu konuşmadık.
HAB: Size kendisini neci olarak tanıttı?
S: Hiç konuşmadık. Ne ben soru sordum, ne de O. Sanki yıllardır tanıyorduk birbirimizi ve hiç bir şey konuşmadık.
HAB: Öyleyse ne diye buluştunuz?
S: Bilmiyorum. İnanın hiç bir şey bilmiyorum şu anda ve beynim odun gibi.
HAB: Telepati yoluyla sizi kazanmaya mı çalıştı? Ne istiyor sizden?
S: Net bir şekilde hatırlayamıyorum. Sol beynimde uyuşma başladı efendim.
HAB: O’na karşı bir şeyler mi hissettirdi? Sana dokundu mu?
S: Evet.
HAB: Nasıl bir dokunma?
S: Bir anda arkamdan geldi sarıldı ve ben “Ne yapıyorsunuz V…. bey?” dedim. Sonra uzaklaştı ve özür diledi. “Sen bir meleksin, prensessin” dedi. Bu kadar hocam.
HAB: Oh ohhhh… Ve sen gevşedin. Uyuştun.
S: Ne alâka hocam, korktum.
HAB: Arkasından uyuştun. İradeni etkiledi.
S: Sadece kilitlendim. İrademi değil.
HAB: Aklını terörize etti. Daha ileri gitmeden ayrılabildin mi?
S: Çok şükür evet. Vicdanım rahat.
HAB: Geçmiş olsun… S. Hanım kaç yaşındasınız?
S: Ben biraz, tabiri caizse, eski kafalıyım.
HAB: Unuttum yaşınızı.
S: 40.
HAB: Yani yeterince yetişkinsiniz. Bir cincinin evine yalnız nasıl gidersiniz?
S: Bana ruh eşim olduğunu da söylemişti bir ara. Ben de “Ne diyorsunuz?” dediğimde başka bir konu açmıştı.
HAB: Şeytanın evine nasıl korkmadan gittiniz?
S: Çok cesaretliyim sanırım.
HAB: Ruh eşim demek ne demek bilmiyor musunuz?
S: Tabii ki de biliyorum. Lakin öyle bir kısık sesle söyledi ki bir anda bana bakarak, tekrarlaması için dedim.
HAB: Kusura bakma, ona cesaret denmez. Her şeyi göze alan, risk üstlenen ve olacaklara çoktan razı bir şaşkınlık hali denir.
S: Hocam ben müsaade istesem. Kendimi çok yorgun ve de uykusuz hissediyorum. Uyumam gerek. Sol beynim çok uyuştu.
HAB: Elbette. Anlaşılan deşelenmesini istemiyorsunuz. Ama o kişi dün yaşadığınızı size yeniden yeniden yaşatabilir. Ta ki size sahip oluncaya kadar.
S: Ve çok üşümeye başladım.
HAB: Yeniden düne benzer işleme karar verdi. İhtimal, konuştuğumuzu şu anda biliyor.
S: Hocam orda mısınız? Neden yazmıyorsunuz?
HAB: Evet buradayım. Yazılarım gelmiyor mu?
S: Sayfanız açık. Bir hata mı yaptım hocam? Lütfen yazınız.
HAB: Yazıyorum. Gittiğini de görüyorum. Bak sana ulaşmamı engelliyor. Seni yeniden dünkü duruma sokmaya çalışıyor. Kâfirun Suresi’ni oku.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.