- 2057 Okunma
- 9 Yorum
- 2 Beğeni
SEN KİMİN OĞLUSUN ?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dönüp dolaşıp, İstanbul’a yeniden taşınmaya karar verdiğimizde, şehir içinde olmak yerine Tuzla’ya yerleşme kararı almıştım. Bölgeyi henüz keşif edememiştim. Bir çok caddenin, gelip geçerken gördüğüm semtin adını da henüz öğrenememiştim.
Kendi aracımla dolanıp durduğum sürece bunları öğrenemeyeceğimi düşündüğüm bir gün, Pendik’e kadar kendi arabamla gidip, uygun bir yerde park ettim. Bir minibüse binip Kadıköy’e kadar gidip, dönecek ve durakları bir bir okuyup isimlerini öğrenmeye çalışacaktım. Üstelik minibüse binmeyeli de çok uzun zaman olmuştu eminim şehir içi böyle bir seyahat çok hoşuma gidecekti.
Bindiğim aracın şoförü atletik yapılı kızıla çalan saçları ile otuzlu yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim biriydi. Sıranın en başlarındaydım ve araca girer girmez, yerime oturmadan önce ücreti sordum. Güler yüzle parayı alıp, o da nerede ineceğimi sordu. Sonra kapıya yakın olan bir koltuğa oturdum.
Birkaç kişi daha bindikten hemen sonra minibüs hemen hareket etti. Aynı anda sırtımı arka sıradan birisi dürttü. Boş bulunup yerimde sıçradım. Zira arka koltuklardaki müşterilerin şoföre parayı böyle ulaştırdıklarını unutmuştum. Bunu hatırlayınca yanlış bir yer seçimi yaptığımı da anlamıştım.
Arka sırada oturanlar tarafından herkesin ücreti ödenene kadar birkaç kez daha böyle dürtüldüm.
Eh! Adet bu diye sustum. Sabırla uzatılan paraları alıp ben de şoföre uzattım ve yine para üstlerini şoförden alıp kendilerine ileterek, şoför ile onlar arasındaki aracılık vazifemi layıkıyla yaptım.
Bu arada teypte arka arkaya acıklı, hüzünlü şarkılar çalıp duruyordu, ama şarkıların hüznüne inat şoför oldukça neşeli davranıyordu. Aracına binen herkesi çok önceden tanıyormuş gibi güler yüzle karşılıyor, sanki o bir ev sahibiymiş de gelenle de misafirleriymiş gibi davranıyordu.
Çok dikkatimi çekmişti davranışları doğrusu.
Kişiler yerlerine oturana kadar aracını hareket ettirmiyor, inen ve binenleri sabırla bekleyerek “ Aman dikkat edin, basamaklara takılmayın!… Acelemiz yok rahat inin .“diyerek uğurluyordu.
Şaşırmış ve de çok takdir etmiştim bu genci. Hele her durakta durduğunda, orada bekleyenlere;
“Hadi binmiyor musunuz? "Gelin!.. Dolu olduğuna bakmayın ya! Az sonra inecekler var!” gibi laf atmaları, “ Paraya çok ihtiyacım var ya!.. Borçlarımı ödeyeyim ki evleneyim, bekar kaldım zoraki ” öylesine söylenmeleri, arada bir çalan hüzünlü şarkılara kendini kaptırıp ” Ah! Ah!! “ diye iç çeken halleri çok hoşuma gitmişti.
Herkes gibi onun da ille ki sıkıntıları vardır, ama direksiyona oturduğunda vazife başında olduğunun bilincinde, müşterilerine gereken saygıyı ilgiyi fazlasıyla göstermekte olan bir gençti direksiyonun başındaki. Yol boyunca sıkışıp kaldığı trafikte bile, sadece tatlı tatlı söylenmiş, ağzından tek bir kötü kelime çıkmamıştı. Hangi mesleği yapıyor olursa olsun insan, yerini hazmetmeyi bildiğinde sanırım onun gibi davranırdı.
İneceğim durağa geldiğimde böyle bir şoför ile karşılaşmış olmaktan çok mutlu olmuştum. Aracından inerken, kendisine teşekkür ettiğimde “ Çok sağ olun, iyi günler ablam! “ diye karşılık verdi. Belli ki gerçekten işini çok severek yapıyordu. O yüzden de yolcularına böyle güler yüzlü, nazik ve saygılı davranıyordu.
Kim bilir kimin oğluydu! Ama belli ki görgüsü ve terbiyesi aileden geliyordu. . Minibüs trafiğin içinde gözden kaybolurken “ Rast gele kardeşim, bileğine kuvvet, yolun açık olsun, Allan kazadan, beladan korusun seni.” diye dua emekten alamadım kendimi.
Aslında doğal olan da bu tarz davranışlar olması değil mi! Niye şaşırıyordum ki!
Bu genç adamın beni böyle duygulandırmasının sebebi artık insan gibi insanları artık etrafımızda göremez olduğumuzdandı demek ki.
Özlemişim işte, ilaç gibi geldi.
***
***
YORUMLAR
Keşke bu yazınızı muhatabı da okusaydı...Özleminizin nedenini son paragrafta vurgulamışsınız...
Bir zamanlar menfiliklere şaşardık, şimdi ara sıra görebildiğimiz güzelliklere hayret ediyoruz.
Mutluluğumuzun genleri bozuldu maalesef...Bir eğitimci olarak gördükçe üzülmekteyim...Laf lafı açıyor, benim de benzer bir yazı "MUTLU OLMAK MUTLU ETMEK" başlığıyla yayımlanmıştı...
Aslında böylesi nadide ve örnek yazılara hak ettiği yorumları üşenmeden yazmak lazım... Bir zamanlar bu sayfada kaliteli şiir ve yazılara "destekler nitelikte" yazardım.
Özellikle Sayın Aynur Engindeniz ve Mehtap Altan için özel makaleler de yazdım. Sayfamda mevcut...Değerli kalemleri yüreklendirmek, desteklemek, onurlandırmak gerek elbette...İnanın zamanla yarışıyoruz hepimiz. Zaman yok.
Yüreğinize sağlık çok tebrik ediyorum efendim...saygılarımla...
Billur T. Phelps
Aynur Engindeniz ve Mehtap Altan ve daha bir kaç sevdiğim yazar var bu sitede. Ama eskisi gibi yazmıyorlar artık. Ben de öyle.
Uzun bir ara vermiştim ve kısa zaman önce tekrar geldim. Genelde de vakitsizlikten, kurdele almış yazıları en azından gündemden düşmeden okumaya gayret ediyorum.
Şimdiki zamanda yaşadığımız olumsuzlukları gördükçe eski değerlere özlememiz hiç bitmeyecek sanırım.
Saygılar,
İstanbul'da büyüdüm ama avrupa yakasında böyle şöförlerepek raslanmıyor
Anadoluyakası biraz daha farklı siz şanslıymışsınız...
güzel bir anlatımdı kutluyorum...
Billur T. Phelps
Uzun zamandır yapmadığım minibüs turu bile hoş geldi sayesinde...
:)
Hayat olmasi gerektigi gibiydi hikayede.
Güzel duru bir söylence "ahh " dedirtti nerde böyleler.
Sevgiler ve tebriklerimle.
Billur T. Phelps
Uğradığın için teşekkürler,
Billur T. Phelps
Mehmet bey,
O genç adam gerçektek takdir edilmeyi hakediyordu.
Vakit ayırıp okuduğunuz için ve güzel yorumunuza teşekkür ederim.
Sevgiler,
Sevgili Billur, bahsi geçen şoför beye tekrar rastlarsan benim adıma teşekkür et.
Çünkü ben doğma büyüme İstanbulluyum, bu kadar minibüse bindim tamam öyle müzik çalan, kızıl saçlı şoföre rastlamadım mı? Rastladım tabi, hatta İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz daha ne istersen. Saçına gelince, bazen peruk takanlara bile rastladım, boyatanlara rastladım, uzuuuunca bırakıp ördürenlerine bile rastladım.
Karışamazsın ki, saç adamın. Bazı yaşlı amcalar karışıyor da yol boyu nasıl susturacağımızı bilemiyoruz.
-ayıp değil mi evladım ne bu saç baş. kelin gözüküyor ardını uzatmışsın.
-sana ne dede. gençliğinde sende uzatsaydın ya.
-dede karışma.
-bak bana ne diyor kızım.
-sende ona karışıyorsun ama.
-bi de boyatmışın utanmadan ayıp ayıp.
-sevdiğim istedi boyattım var mı bi diycen
-da ayıp ya, erkek adam avrat sözüyle saç uzatıp boyar mıymış ya?
-in be dede aşşağ
-inmiycem işte. durakta torunum bekliyor, ne hoplatıyon minibüsü ya.
-camdan düş diye.
-zaten duraağ geldik maymun suratlı, iniyom iniyom. bak torunum da gelmiş.
-o senin torunun mu be dede. ay dur sana yardım edeyim sevgili dedeciğim beniiimm.
Diyenleri gördük.
Hatta: Arabanın kapısına adımını attığın an, kendisini en arkada birisinin kucağında bulanları bile gördük.
-tanışıyor muyuz?
-yok.
-yaş kaç?
Tebriklerimle.
Billur T. Phelps
Umudumuzu yitirmeyelim bence.
Hani bilmem kaç bir yıl da bir moda trendleri değişiyor eski giyim tarzları yine boy gösteriyor ya, inşallah bütün genelek görenekleri, ananelerimizi üzerinde barından insanlar modelleri bir bir geri gelir de böyle şaşırmayız.
Hatta klonlama filan mı yapsak modaları geçmeden ?
Sevgiler,
Öncelikle, siteye dönüşünüz muhteşem olmuş.
Gerçekten güzel bir anlatımla sohbet etmişsiniz okurlarınızla. Dolayısıyla da güne çok çok yakışmış. İyi kalemdiniz, üzerine katarak geldiniz doğrusu.
Minibüs şoförleri arada sırada böyle olabiliyor demek... Hani siz aslen gazetecisiniz bilirsiniz; köpeğin insanı ısırması değildir haber olan, insanın köpeği ısırmasıdır haber...
İşte tam da böyle yazıdaki olay; minibüs şoförü çok iyi bir insanmış ve dolayısıyla da haber olmaya değil bu kez; ama güne gelecek bir yazıya konu olmuş, kendinin bile hiç duyamayacağı bir şekilde.
Tebrikler Billur... Yine çok güzeldi...
Selamlar, sevgiler...
Billur T. Phelps
Artık olması gerektiği gibi davranan insanlar bizi şaşırtır oldu. Süratle değişiyoruz, farklılaşıyoruz ve buna da gelişim deniyor, çok üzücü.
Güzel sözleriniz için çok çok teşekkür ederim, beni sizlerle yeniden buluşturdu kalemim. inşallah fırsat buldukça gider gelirim...
Sevgiler,
Bunca yıldır dolmuşa binerim, sadece geçen yıl bu anlattığın tarzda bir şoföre rast geldim sevgili Billur. O kadar nazikti ki, hele hamile olduğumu görünce... Neredeyse kapıya kadar geçireyim diyecekti.
Ne yazık ki, şoförlerimiz çok ama çok kabalar. En nefret ettiğim soför kişisi ise yolcunun arkasından konuşandır. Tartışmasız bir hafta atlatırsam şükredeceğim. Helal olsun bu yazıya konu olan soför kardeşimize. Allah sayılarını artırsın.
Severek okudum. Canı gönülden kutluyorum.
Aynur Engindeniz tarafından 5/22/2014 1:37:22 AM zamanında düzenlenmiştir.
Billur T. Phelps
Bir film çekiliyor da başrolune böyle kişilikli, gönlü gani, bir adam oturtulmuş gibiydi. Herşey yine gelip yetiştiriliş tarzına dayanıyor eminim. Onun hamuru iyiydi.
Sevgiler,
Sevgili Billur, yazın beni geçmişe götürdü ve şöyle bir düşündüm de, yıllar önce iki çocuğum yanımda bir semtten bir semte gezmeye gidiyordum. Çocuklarım henüz biri iki diğeri altı yaşında idi. aynı sizin tarif ettiğiniz gibi bir minibüse biniyordum, çocuğun birini bindirdim, diğeri yerde kaldı ki minibüs hareket etti. Benim çığlıklarım boşunaydı "o da arkadan gelsin" diye savunma yapması daha da canımı sıktı. Altı yaşında çocuk arkadan gelecekmiş :(
Yazını okuyunca iyiler de varmış demekten kendimi alamadım.
Tebrikler, sevgimle...
Billur T. Phelps
Gelişim ise bunun adı ben istemiyorum doğrusu.
Zaman ayırıp yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
Sevgiler,
Maalesef ki bahsettiğiniz türden, haline şükrederek işinde mutluluğu yakalayan insan sayısı herhalde pek fazla değildir. O yüzden günlük hayatta muhatap olduğumuz insanlarda sürekli bir şikayet, sürekli bir hoşnutsuzluk ve işine yansıyan bir gerilim görülüyor.
Güzel bir noktaya temas etmişsiniz ve tekniği sağlam bir yazı olmuş. Tebriklerimle...
Billur T. Phelps
Eskiden karşılaşınca selam verilirdi, hafiften gülümsenirdi. Şimdi kimse kimseye bırakın gülmeyi, göz göze gelmeyi istemiyor.
İnşallah rüyaymış gibi olsun ve bir gün uyanalım ki, ortalık bakmışız güllük gülüştanlık.
Olmadı değil mi? Bu da biraz fazla iyimserlik oldu ...
Yorumunuz için teşekkürler.