- 2020 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ŞALCI BACIDAN İLKER BAŞBUĞA İÇİMİZE SİNMEYEN İDAMLAR. -8-
Biz Tarih Öğretmenleri zaman zaman sorarız öğrencilerimize: ’ Menemen olayından sonra Atatürk döneminde niçin bir daha siyasi parti kurulmadı?’ Diye onlar da cevap verir: ’ Çünkü Atatürk gerçek demokrasiye geçmek için henüz halkın hazır olmadığını gördü de ondan Hocam:’ ’ Aferin evladım otur 5 ’ ( Eskiden on du.)
Öyledir.Bazı şeylerin zamanı gelmemişse o şeyleri ne hayata geçireceksin ne de adını anacaksın.
Bu yazı dizisini durdurmak isteyişimin altında yatan sebep de buydu. Toplum bırakın Atatürk dönemini, Cumhuriyet kurulalı 90 sene olmasına rağmen henüz demokrasiyi , hukuku algılayabilmiş, anlayabilmiş değil.
Madem öyledir de niçin döndüm bu yazıya tekrar? Dönmezsem çatlıyacaktım da ondan...Son günlerde Adnan Menderes konusu tekrar gündeme geldiği için.
Efendim bizim memlekette milletin birbirine ana avrat söverek deşarj olması için en güzel materyallerden birisidir rahmetli. ’ Demokrasi şehidi bir masumdu .’ De hemen dümdüz gitsinler ananınıza avradınıza. Tersinde de durum aynı. ’ Bir değil bin kere asılmayı hakketmişti ’ De gör bak ne anan kalıyor ne bacın.
Millet harıl harıl belge ve bilgi arama telaşında. Tabii ki doğruları, gerçekleri arama telaşı değil bu. Karşı tarafı nasıl sustururum telaşı. Karşı taraf da , karşısındaki tarafın ’ Nasıl da susturdum ib..yi ’ diyerek hava atmaması için kendince materyal toplama derdinde.
Mesela bu güne kadar Adnan Menderes tarafından yıktırılan camiler kimsenin derdi ya da umuru değilken hayatında belki de hiç camiden içeri adım atmamış vatandaş araştırıp buluyor Adnan Menderes’in yıktırdığı camileri ( Ki doğrudur..Yani yalan belge değil. ) Bir bakıyorsun senden benden daha çok cami savunucusu olmuş. Bir taraftan her fırsatta ve her ortamda ’ kahrolsun şeriat ’ Deyip öte taraftan camileri savunmak nasıl bir şey oluyorsa artık...Adnan Menderes’in yıktırdığı camileri dile getirenlere karşı öteki taraf da ’ Onun sayesinde taa 1932 den bu yana aslından uzaklaştırılmış olan ezan ve namaza döndük. Adam sırf bu yüzden bile cennetliktir.’ Diyor ki kimin cennettlik kimin cehennemlik olduğunu Allah’a ( C.C ) bırakırsak bu da doğrudur. 1932 de başlayan camilerde Türkçe ezan ve Türkçe namaz olayı 1950 de Adnan Menderes ile birlikte tekrar aslına döndürülmüştür.
Eylemini desteklemek için elinde ’ İbneyim Ne olmuş ? ’ Pankartı taşıyan vatandaşla omuz omuza yürüyen zat, Adnan Menderes’in çok yakın arkadaşı, hatta kabinesindeki bakanı Ethem Menderes’in soyadını almasını delil göstererek ’ Aha sizin Adnan bir ibneymiş ’ Diyebiliyor. ( Adnan Menderes’in asıl soyadı Ertekin iken daha sonra Ethem Menderes’in soy adını almıştır.)
Vatandaş metresinin sıcak koynundan ya da en samimi arkadaşının bacısı, kız arkadaşı vs. nin koynundan kalkıp ’ Anaaaa..Yahu Adnan Menderes’in bir sürü metresi varmış ’ Diyebiliyor. ( Bu da doğrudur. Ayhan Aydan,Suzan Sözen veMukaddes Vaner adında metresleri vardı Adnan Menderes’in )
[ Gariptir değil mi? Bir Aydan olan Ayhan Aydan Zamanın başbakanı Adnan Menderes’in metresi iken bir başka Aydan olan Aynur Aydan da Bülent Ecevit Hükümetinin Dış İşleri Bakanı olan Hasan Fehmi Güneş’in metresi olmuş ve hatta onun bakanlık koltuğundan inmesine sebep olmuştur.]
Eeee..O tarafın böyle ataklarına karşı öteki taraf boş duruyor mu? Öteki taraf da soruyor doğal olarak: ’ Bir mahkeme başkanı ( Salim Başol) yargılamakta olduğu bir insan ile şöyle bir diyalog kurarsa orada hukuktan bahsedilebilir mi? Hukukun olmadığı yerde diğer söylenenlerin doğru olduğuna nasıl inandırırsınız bizi?’
Neyse o diyalogu yazayım:
SALİM BAŞOL-Menderes Gel beri ( Adnan Menderes Geliyor) Siz on senede 97 Milyar liralık yatırım yaptınız. Köylüsü, çiftçisi, bakkalı, çakkalı kim elini cebine atarsa para çıkarıyordu. Omuzlarında şeref yıldızları taşıyan bu şerefli insanlarsa ( İhtilali yapan subayları kast ediyor ) ya bodrum katlarında ya da çatı katlarında yaşamaya mecbur bırakılmışlardı. Eğer siz o halk dediğiniz güruha ( Halk denilen Güruh? ) Yapmış olduğunuz hizmetin yüzde birini bu insanlara yapmış olsaydınız, bu gün burada olmazdınız. Şimdi o güruh gelsin kurtarsın seni bakalım nasıl kurtaracak?
ADNAN MENDERES-Muhterem Reis Beyefendi. Omuzlarında şeref yıldızları taşıdıklarını söylediğiniz bu insanlar kendi milletinin refahını kıskanmazlar.Şimdi de aynı kanaatimdeyim.
SALİM BAŞOL- Yalnız o mu? Siz on sene içinde o çöl bedevisinin ( Hz. Muhammed S.A.S. Kastediliyor ) uydurduğu, Atatürk’ün uzaklaştırdığı kanunları ihya için 10 Milyar harcadınız. O gelsin seni kurtarsın bakalım nasıl kurtaracak?
Velhasılı kelam her kes işine geleni yazıp çiziyor. Ne olmuş, ne bitmiş, bu olayın aslı nedir, faslı nedir kimsenin umurunda değil. Haaa...Bu saatten sonra umurunda olsa ne yazar , olmasa ne yazar. Adam asılmış gitmiş. Üzerinden elli iki sene geçmiş, onun asıldığı gün dünyaya gelmiş olan insanlar içinde bile bu gün hayatta olmayan bir sürü insan var.
Hukuk katliamı mı? Hem de daniskası.
Bir Anayasa Profesörü ( Sıddık Sami Onar...1961 Anayasasını hazırlayan komisyonun başkanı) Şu sözleri sarf ederse Adnan Menderes’in niçin asıldığını anlamakta zorlanmayız sanırım.
2 Haziran 1960 da bizzat bir Anayasa Profesörünün ağzından çıkan cümleler( Ki daha genişletilmiş hali resmi Gazetede yayınlanmıştır. )
“şehitlerin listesini tam olarak tesbit etmek üzere gerek İstanbul dahilinde, gerek taşrada bulunan ailelerden, yüksek tahsil yapmakta olan çocuklarından haber alamayanların bize müracaat etmelerini, yarından itibaren radyo ve gazeteler vasıtasıyla ilân edeceğim. Bazı mezarlıklara kamyonlarla getirilip gömülen talebelerden, buzhanelere konulanlardan, kıyma makinalarında çekilenlerden bahsedilmektedir. Bu iş için üniversitede bir teknik kurul teşkil edilmiştir. Ölenler hakkında ileri sürülen rakamlar mübalağalı değildir. Ölenler vardır ve bunların tesbitine çalışılmaktadır.”
Aynı Tarihli Milliyet Gazetesinin başlığı ise daha da vahimdir. ’ Buzhanelerden toplu halde cesetler çıktı ’ [ 2 Haziran 1960 Tarihli Milliyet Gazetesinin Manşet haberi ]
Tüm bunları yeri ve zamanı gelince yazmayı düşünüyordum ama birileri habire ’ yahu Menderes’i yazsana’ Deyip durdu. Sabredemedi millet Dersim İsyanını tamamlamamı.
Neyse...Dersim İsyanı ile devam edeceğim ben. Daha sonra Adnan Menderes’in idamına geleceğim ve ne varsa ne yoksa hepsini anlatacağım. Daha doğrusu elimden geldiği kadarıyla anlatmaya çalışacağım.
Şimdilik Adnan Menderes konusu ile ilgili ufak bir girizgah yaptık. Genişletilmiş haliyle ileriki bölümlerde ele alacağım konuyu. Bulabildiğim tüm bilgi ve belgeleriyle birlikte..İnşallah...
Ölümünün 52. yılında Adnan Menderes için söyleyebileceğim tek şey var: Rabbim günahlarını affetsin. Hangi birimiz ondan daha az günahkarız ki...
Hz İsa’nın dediği gibi ’ İlk taşı hiç günah işlememiş olan atsın’
Demokrasi Şehitliğine gelince:
Allah’ınızı severseniz..Ya da sevmezseniz her ne ise...Siz şehitliği çocuk oyuncağı mı sanıyorsunuz?
Kardeşime yazdığım bir yorumda da dediğim gibi: Ne o öyle: Demokrasi şehidi, devrim şehidi, evrim şehidi...Karı üstünde geberdi...Şehid-ül şehvet...İçerken geberdi: Şehid-ül Müskirat...Uçarken öldü: Şehid-ül Tayyare...Sıçarken öldü: Şehid-ül Def-i Hacet..Yok devenin başı.
Şehitlik mehitlik yok...Mazlumluk var mı? İşte burada dudak bükülür. Neyse..Ben yazayım siz karar verin artık.
YORUMLAR
hocam bildiği bilgiyi kimseyle paylaşmasa o bilgi ne işe yararki bence hiç bir işe yaramaz belki sizde böyle düşündünüzki tekrardan devam etme kararı aldınız belkide başka sebepten de olabilir bir şey biliyorsanız zaten onu paylaşmasa insan kendini rahat hissetmez belkide ben sizlerin bu engin bilgisinden çok çok faydalanıyorum iyikide sizi tanımışım diyorum kaleminize bilginize sağlık kolay gelsin hocam saygılarımla selamlar
kutsal kitaplarda azgın kavimleri peygamberler uyardığında, "biz dedelerimizin babalarımızın öğrettiklerini reddecek değiliz" diyorlardı. bizim durumumuz da farksız hocam. dinimizden, ideolojimize, düşüncemizden, yaşantımıza herşeyimiz tabu.
elinize sağlık tabulardan birinin daha tabutunu araladığınız için.
Değişik bir çalışma.
Okumayı sevmemek var ya serde,
merak ettiğimiz böyle konularla bile ilgilenmeyiz.
yakın tarihimiz, bir çok bilinmezliklerle dolu.
Umarım ve dilerim,
onlara da değinirsiniz.
İstiklalin kazanılmasında çokça emeği olan Çerkez Ethem'in,
nasıl olup da birden vatan haini olduğu konusu mesela.
Çok güzel bir üslubunu var hocam.
Keşke tarih öğretmenimiz siz olsaydınız zamanında...