"Ölü kuşlar" isimli şiir 5.6.2023 01:08:05 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Öfkeme yenilip çıktığım kapılardan en çokta gençliğime yanarım eski urbalarımla yürüdüğüm o yolda üşürken rastladığım kızın bakışlarından düşen pembe fistan al yanak kırmızı papuç doğrudur ayrıldığımız annem
çıkmayan sakallarıma onbeş yaşımda vurduğum usturanın acısını eskimeye başlamış bir tenin son yarısında merhamet merhemiyle bu gün sürüm sürüm süründüğümü nasıl anlatırım çocuktum büyümem sandım
nereye gittiniz sarı kuşlar kızıl kuşlar keloğlan ve ardından yedi cücenin yedisi de birden nasıl da kayboldu aklımdan içim almıyor babamın musallada manasız bakışı işte şu kuşları donduran zaman budur içimde ense kökünden bir tutam saçı keserken ağladığım
kekremsi tadıyla şarabın dilimi pelteleştiren halidir hayat dediğim kelepir mal oysa eklem ağrılarıyla çelişen yol küvezde unutulmuş bir çocuğum hala şimdi el an zekai tahir burak da üşüyorum son katından baktığım bir pencereden düşüyorum
annemi bekliyorum unutmuş olmalı kaleden inen yolda bir intizar gibi göz yaşlarıyla yakasına yapışan saat kulesini geçerken güdüllü pirinç tüccarlarından birisi seslenir hayırlar uğurlar üstelik doğurduğu çileyi en önce ben bağrıma basıyorum
yol çıkmaz sokakların derdidir gitmez bir yere vefa kalbini çalan hınzır dudaklarının kurusudur çatlattıkça acıtan acıttıkça yaşamı uzatan türküler için gidiyorum artık bu şehirden bilin çok da durmam sizin olsun efkarlı şiirler konur sokak tunç adam heykelleri bana şiirlerimle ile ölü kuşlar yeter
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.