"SENİ BEN ÇOK SEVDİM" isimli şiir 10.9.2024 14:21:26 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Başım bu gece düşüncelerimi kaldıramayacak kadar ağır, Duygularım çayın demi gibi acılaşmış, Uyku da ben de, benden gideli yıllar oldu, Yaban arılarının istilasına uğrayan petek gibiyim, Her bir yerim oyuk oyuk, dilim nasır bağlamış, Bahçemde filiz filiz açan çiçeklerimin renkleri bile katranlaşmış…
Ağır aksak sevdamın ustura kesiği sızısı beynimi kemirirken, Sevgilimin yazdığı ucu yanık aşk mektuplarını düşündüm, Abartısız, her birinin ilk satırı hep şöyle başlardı : ‘’Seni ben çok sevdim‘’
Bu zamanda böylesine ölümsüz, riyasız bir sevgi… Nerede görülmüş Allah aşkına… Şifa niyetine okuyayım, kendime geleyim dedim, İtinayla açarken her bir zarfı, elime parfüm kokuları sindi, Nemrut’un kızı yine yaptı yapacağını, İçinden kurumuş beyaz karanfiller çıktı…
Bu sevda mektupları daha düne kadar, özene bezene, Ucu kırık ebru renkli kalemlerle yazılmıştı… Ve bu çiçeklerin her biri, Toprağa düşen cemrelerle birlikte, Sevgilimin göz yaşlarıyla yıkanmıştı…
Temiz hava iyi gelir deyip, Aldım elime ceketimi, dışarı çıktım, Kızıla bulanmış bulutlar içinde ayın raksını seyrederken, Dilime, sevda türküsünün aklımda kalan yarım yamalak sözleri takıldı, Yürek sesim hiç susmasın, kalemim daim olsun olmasına da, Kör olmayasıca, gecenin bu saatinde ne diye aklıma düştü?
Yine sahile vurmuş mudur gülüşlerinin albenisi, Yine giymiş midir ki çingene pembesi geceliğini…
En isabetli karar, dünümü de bu günümü de unutmaktır dedim, Tüm mektuplarla birlikte beyaz karanfilleri de bir bir ateşe verip, *Yirmi bir pare top atışı eşliğinde, Karadenizin hırçın, azgın soğuk sularına savurdum…
Vay inatçı keçi, yine beni günaha soktu, Olan, yüreğimde pare pare açan beyaz karanfillere oldu… Bir de, kulaklarımda yankılanan ‘’Seni ben çok sevdim" nidasına. Hiç kimse beni bu kadar çok sevmemişti, Annem bile…
Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 03/10/2015-Isparta-00:19
*21 Pare Top Atışı : Tarih araştırmacılarına göre gemilerin yanaştıkları limanlarda dostluk mesajı vermeleri 7 atış yapmaları ile başlamış. Buna karşılık karadaki kale burçlarından geminin her bir atışına karşılık 3'er top atışı yapılırmış. Yani gemi 7 atışını bitirdiğinde karadaki toplardan da 21 atış yapılmış olurmuş.
Gemiden ve karadan yapılan bu dostane top atışlarındaki 7 ve 3 sayılarının, bu sayıların gizli güçleri olduğuna dair tarih boyunca duyulan inançlardan kaynaklandığı sanılıyor. Başlangıçta gemi ve kara birlikleri arasındaki selamlaşmada gemilerin 7, kara bataryalarının ise 21 pare top atış yapmalarının sebebi ise teknolojik imkânlardı.
İlk zamanlarda top atışlarındaki barutta kullanılan sodyum nitratın gemilerde ve deniz şartlarında bol miktarda depolanması çok zordu. Denizciler gemilerindeki barutu kontrollü harcarlarken karadakiler bolca kullanabiliyorlardı. Ne zaman ki barutta potasyum nitrat kullanılmaya başlandı, o zaman her iki tarafın da atış sayıları 21'e eşitlendi.
Gemilerden yapılan merasim top atışlarının şekilleri ve sayıları ilk olarak 1688 yılında İngiliz donanmasında düzenlendi ve en küçük rütbeli subaydan krala kadar herkesin karşılandığı bir top atışı sayısı tespit edildi. Ancak İngiltere'nin gemi ve subay sayısı o kadar çoktu ki gemilerden top atışı sesleri eksik olmuyor, bu arada çok ciddi miktarda barut havaya savrulup gidiyordu. 1730 yılında bu işe tekrar bir düzenleme getirildi ve gemilerin sadece kraliyet için 21 pare top atışı yapabilecekleri karara bağlandı.
On dokuzuncu yüzyılda diğer ülkeler de karşılıklı selamlama ve saygı ifadesi için 21 pare top atışı konusunda anlaşmaya vardılar.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.